Çocuk sokağın başına ve sonuna baktı. Sonra bana döndü ve aniden eliyle ağzımı kapatıp, apartman boşluğuna götürdü. Ellerinden kurtulmak için çırpınıyordum fakat bir faydası yoktu. Benden çok daha güçlüydü.
" Sen buradasın!"dedi.
" Be- ben ilk defa buraya geliyorum. Neden bahsediyorsun?" Dedim korkuyla.
"Benimle dalga geçme!" Biraz bekledi ve "Yoksa işaret mi aldın?"dedi.
Anlam veremiyordum.
" Ne işaretinden bahsediyorsun? Ben seni tanımıyorum. Bahsettiğin şeyden de anlamadım. Beni başkasıyla karıştırmış olmalısın"Dedim.
Bir elini boynumdaki dövmeye götürdü ve inceledi.
"Hayal, beni hatırlamıyor musun?"
"Sen adımı nerden biliyorsun?" Dedim. Ne olup bittiği hakkında en ufacık bir fikrim bile yoktu.
O sırada arkadan bir ses duydum
" Uzay, kızın üzerine gitme. Belli ki hafızasını silmişler."
" Siz ne saçmalıyorsunuz? Gerçekten inanmamı falan bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Gidin şaka yapacak başka birini bulun." Dedim.
Yeterince saçmalıklarını dinlemiştim
Uzay denen çocuk, gözlerimin içine bakıyordu. Sanki beni daha önceden tanıyor gibi ve incitmek istemiyor gibiydi.
"Hayal, büyük ihtimalle güçlerini ve eski anılarını hatırlamaman için sana çok güçlü bir büyü yapmış olmalılar."dedi ve kapının önünde bekleyen kız bana olan biteni anlatmak için evlerine davet etti.Dedikleri çok mantıksızdı. Anladığım tek şey; Bu kasabada kötü bir büyücü vardı ve onlara karşı koyan bütün büyücülerin (tabi yaşama şansı olanlar için) güçlerini ve anılarını ellerinden alıp sahte hayatlarla onları lanetliyordu. İllüzyon da denebilirdi. Anlattıklarına göre bundan 5 ay önce bende bu büyücüye karşı koymuşum ve beni esir almış. Uzay beni kurtarmak için elinden geleni yapmış ama başarılı olamamış. En sonunda bu büyücü bir teklifte bulunmuş. Eğer yaşamama izin verirse beni sahte bir hayatla lanetleyip güçlerimden bihaber yaşayacakmışım.
Bütün bunları anlattıktan sonra kafamda bazı şeyleri birleştirme fırsatı buldum ve babamın aslında bir illüzyon olduğu gerçeğini farkettim.