(Multimedia: KARŞINIZDAAAAAAAAAAA - " ÇİLEN ADANIR ")
ŞARKI: CAN OZAN - SAR BU ŞEHRİ
AKŞAM SAATİ (III. KISIM)
Eve geldiklerinde ebeveynler Çileni sıcak bir gülümsemeyle karşıladılar. İçinde biraz burukluk ve biraz da mutluluk hissetti. Uzun zamandır böyle bir eve giriş yapmıyordu.
Kendi evi malumdu. Zıplaya zıplaya hemen yemek masasına oturdu. Kurt gibi acıkmıştı olan bitenden sonra. İştahı da yerindeydi.
Soner'in annesi kızın açlığını görmüş ve gülümsemişti. Nasıl aç olabileceğini düşündü. Kim bilir neler başına gelmişti kızcağızın.
"Çilendi değil mi? Kaç yaşındasın canım?"
Çilen ağzına götürdüğü çorba kaşığını yavaşça yerine geri bıraktı. Yüzü düşmüştü. Çünkü giremediği ama girseydi umut dolu olacağı sınavı aklına gelmişti.
"18 efendim. Bugün sınavım vardı ama maalesef yetişemedim."
Gözünden yaşlar akmaya başlamıştı. Soner'in annesi de yemeğini bırakarak,
"Üzülme canıım. Seneye denersin ne olacak?"
Çilen başıyla onayladı ama şu günden sonra giresi yoktu artık. Babası olacak bey hevesini baya kırmıştı. Arabadan atlama olayı falan derken iyice dağılmış hissetti.
"Ayıp olmazsa ben biraz dinlenebilir miyim? Ayağım ağrıyor da."
Ayağına yardım eden bey amca halini anlar gibi konuştu.
"Tabi kızım tabi haklısın. Git yat, dinlen güzelce."
Teşekkür edip ayağa kalktı ki üstünü başını gördü. Soner yemekte olduğu yemeğinden kalkıp hemen ıslak mendil getirmeye gitti.
"Sonercim benim dolaptan da bir iki parça kıyafette getirebilir misin?" diye sordu annesi.
Soner kafa salladı. Çilen, Soner gelene kadar yemek masasında oturdu. Yüzünü öne eğmişti. Ağlamak istiyordu zaten gözleri de dolmuştu. Dışarıdan cama vuran yağmur damlaları bey amcayı ürkütmüştü.
"Yine mi yağmur? Gündüz hava iyiydi ne oldu böyle yine?" diye iç geçirdi.
Çilen ne olduğunu anlamıştı bile.
Ve Soner geldi. Elinde bir paket ıslak mendil ve annesinin birkaç parça kıyafetiyle.
"Odana götüreyim mi seni?"
"Zahmet olmasın?"
"Yok yok bir şey olmaz. Hadi."
Soner kızı odasına götürdü, çalışma masasının sandalyesine oturttu ve kıyafetleri masanın üstüne koydu.
"Banyo hemen yan tarafta istersen saçını falan yıkayabilirsin. Her şey temizdir merak etme. Güzelce dinlen bakalım. İyi geceler." Gülümseyerek odadan çıktı ve kapıyı kapattı.
Çilen bir parça ıslak mendille kurumuş çamurlarını sildi sonra da üstünü değişti. Yavaş yavaş zıplayarak banyoda saçını suya soktu. Sonra havlusunu aldı odasına çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEV DAMLALARI
Teen FictionSöneceğini bile bile suya dokunan mıdır cesur olan? Yoksa söndüreceğini bile bile ateşe yaklaşan mı? Belki ikisi de birbirinin tamamlayıcısıdır. Ya da yok edicisi... Peki aksine ateş kendini bırakıyorsa suya? Onu yok edene adıyorsa kendini? Sönmek...