Bedenimi artık taşıyamıyorum. Ruhum zaten bedenimi terk edeli çok oldu. Keşke ruhum giderken bedenimi de yanında götürseydi. Ama hayır ruhum gitti sadece bedenim kaldı. Yani ruhum bedenimden ayrılalı çok oldu. O kadar acı çekmeme rağmen hala nasıl yaşayabiliyorum. İnanın bunu ben de bilmiyorum. Aslında yaşamak için bir nedenim de yok.Biliyor musunuz tam altı sene önce bir gün böyle annem, babam, ben ve büyük abim balkonda birlikte kahvaltı yapıyorduk. Sonra kahvaltı bitti. Annem sofrayı topladı ve bulaşıkları yıkamak için mutfağa gitti. Babam da dışarı çıktı. Yani balkonda abimle ikimiz kaldık. Sonra abim eline telefonunu aldı ve Facebooka girdi. Bir fotoğraf gördü ve onu bana da gösterdi. (bir hafta önce) (ablam kuzenim ile birlikte dayımgille Ankaraya gitmişti. Ama ben küçük olduğum için beni götürmemişlerdi. Ve bana gezmeyecekleri için söz vermişlerdi. Tabi ki de inanmamıştım. Ama benim gitmek istediğim yere gideceklerini hiç düşünmemiştim.)Abim bana o fotoğrafı gösterdikten sonra içeri geçip odama gittim. Ve daha on yaşımda olmama rağmen her şeyin farkına varmıştım. Ve çok saçma bir şey yapmak istedim ama olmadı. Yapamadım. Şimdi diyorum ki iyi ki de yapmadım.Bu olaydan tam altı sene sonra iki gün önce kendime Facebook hesabı açtım. Sırf o fotoğrafı tekrardan görmek için. Gördüm ve dedim ki ne saçma bir şey için kendimi kırmış kendimi üzmüşüm dedim. O gün yaşadığım kalbimin ağrısını o fotoğrafa her baktığımda tekrardan hissediyorum. Biliyorum artık bana değer vermeyen insanları görmezden geliyorum. Ama yaşattıklarını da asla unutmuyorum. Ve de asla unutmayacağım.Çünkü benim acılarım ne diniyor ne de geçiyor. O yüzden asla ama asla bana yapılanları unutmuyorum. Hatta kendime hatırlatıyorum. Unutmayayım ki herkese hakkettiği değeri vereyim. Geçmiyor hiçbir acı ya da hiçbir üzüntü geçmiyor. O yüzden bu zamana kadar hep başkalarına karşı anlayışlı oldum. Kimsenin kanayan yarası olmamak için. Ama onlar benim asla kabuk bağlamayan yaram oldular. Şimdi ben bana yapılanları asla başkalarına yapmıyorum. Şimdi on altı yaşındayım ve benden küçükleri asla ezmiyorum. Ya da onları görmezden gelmiyorum. Çünkü çocuklar mutlu olmayı hak ederler. İki sene sonra ben de artık çocuk olmayacağım. Kendime göre sorunlarım ya da sorumluluklarım olacak. Ama hep içimde o altı yaşındaki çocuğu yaşatacağım. Herkes herkesi dışarıdan bakarak tanıyamaz. O yüzden kimseyi tanımadan hayatı ile ön yargılı bir şekilde eleştiri yapmayın. Unutmayalım ki hiçbir acı, üzüntü ve hayal kırıklığı geçmiyor.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ KELEBEK
Ficción GeneralElbet herkes bir gün gider. Ve sen yalnız kalırsın. Ama sen yeter ki güçlü olabilmesini öğren. Elbet bir gün işine yarar.