Solgun papatya🌼

61 28 11
                                    

(*let mi down slowly*)🎧🎧🎧

Rüzgar'dan;
-Anlamıyorum! Bu gece olması gerektiğinden fazla soğuk. Onun uyanık olması uyumama engel oluyor. Odasından çıkarken telefonunu çaldığını duydum.
Galiba doktoru aradı. Erkan abi ! dedi.Erkan efe bilgilinin onun doktoru olduğunu biliyorum çünkü seyansları olurdu. Ahmet abiyle giderlerdi. Bir keresinde bende gitmiştim. Adam garip davranıyordu. Ferah'a karşı fazla ilgiliydi. Sebebini hep merak ettim. Aklıma gelen tek şey ferah'ın hasta olmasıydı,astım olmasıydı işte.Onu yeniden sevmiş,bulmuş,sımsıkı sarılmışken tekrar kaybedemem,yalnız bırakamam.🎧kendimi düşmekten alı koyamıyorum🎧 evet kulaklığımda çalan şarkının dediği gibi . And ay can't stop my self from falling down! Kendimi düşmekten alı koyamıyorum!!!
Yatağa kendimi attığım gibi tavanı izlemeye başladım.kulağımda kulaklık ve içime işleyen o şarkı... Bazı geceler olur ya kötü bir his olur uykusuz, rüyasız,uyumak imkansız o hislerle,değişik işte.... Anlamsızki anlatılması mümkün olsun..Böyle koptu ipim düşüyorum gibi! Sevdiğiniz bir kız var ama onu çok üzdünüz gözlerinizin önünde eriyor! Eriyor işte!
(O çoktan düşmüş)
O ÇOKTAN BİTMİŞ...
O ÇOKTAN ERİMİŞ ,ERİMİŞ...
Yavaşça kalktım yataktan ve
Kapısının önüne oturdum,yasladım kafamı! koridordaki tabloyu izlemeye başladım. Solmuş bir papatya
resmedilmiş. Bu dünya neden hep acı içeriyor. Neden papatyalar bile solgun? Belkide onu resmeden ressam solgundu çizerken. Ayağa kalktım yakından incelemek için. Alt köşesinde bir imza ve bu ferah'ın imzası hayırrr! İnanmıyorum. Bir kız neden solmuş bir papatya çizerki! Ferah neden solgundu bunu çizerken?
Geri döndüm,ferahın kapısının önüne başımı yeniden yasladım..........öylece akıp giden bir kaç dakika ve
Onun hıçkırık sesleri kapının arkasından gelen o sesler çırpınmalar yer çekimine karşı koyamadan düşen eşyalar ve onun hışkırıkları...
Canı yanmış annesiz bir ceylanın hayata inat düşmek üzere olduğu uçurumda çırpınması işte! Can yakan HIÇKIRIKLARI....
Kırılan eşyalar,hayata yeter artık diye haykıran çığlıklar...

Sonra kafamı yasladığım kapıya atılan sert yumruklar.
Baksanız ona; kıyamaz bu hiç bir şeye yumruk atmaya dersiniz gücü yetmez elini acıtır dersiniz daha çok küçük dersiniz.....
Ama onun yaşadıklarını yaşasanız; O çok acımasız! hayat onu ne hale getirmiş? kalbindeki minik yara onu nasıl deliye döndermiş dersiniz.... Ardarda inleyen o
Ses! kulak verin hadi sizde ,yanında olalım onun! hep beraber duyalım onu...;

-Amaaaaçç!
Yaaa ben öleceksem öleyiiiim
Yaa neden acı çekiyoruuum!
Anladık! Annemin yanına gideceğiiim!Anladık!Artık öleceğiim! O zaman neden kolayca ölmüyoruum! Yaaa ben neyin cezasını çekiyorumm?..Ben kime ne yaptım yaaa? Canım yanıyor annee! Kalbim acıyor anneee! Allahım bu isyan değiill ama ama bu çok kötü bir duygu! Tamı tamına 5 yıl ömrün kaldı ne demeekk yaa! Zaten yaşamıyordum ki ben 5yıl ömrüm kalmışmış banane yaa! Anne içim paramparça duy beni,anne dışım ölüm kokuyor duy beni!
Anneeee! Canım acıyor canıımm.. kabus gördüm diyecem anne ama ama daha hiç uyumadımki? Anne duyuyorsan tut ellerimden al götür beni ben dayanamıyorum. Ben artık, artık katlanamıyorum. Çık o lanet olası mezarından da bak minik kızının haline! Bak,bak nasıl ağlıyor senin güçlü kızın! Bak da gör anne! Neden gittin sen! Yalnız y ya yapayalnız bıraktın beni?
Bak senin kızın astım! Bak senin kızın k k kann ser!iyi bak iyi! Çık artık karanlık mezarından! B b ben çok korkuyorum karanlıktan sende k korkmuyormusun anneee! Anneeeee! Yaşayamıyorum, benn
y yapamıyorum,çokk k korkuyorum. Bana kansersin dediler sende duydunmu?

Ve kırılan pencere sesi cam sesi!
Diyeceksiniz madem o kadar kötü kimse duymuyormu o sesleri? Evet ateş'den tut ayşe teyzeden tut evin korumasına kadar herkes duydu bu sesleri bu yakarışları bu haykırışları! Canı yanan bir aslan gibiydi ferah herşeyi kırıp döküyordu!
İçeri girersem onu sakinleştirirdim, ama o an annesiyle konuşuyordu, belkide yüzüne söyleyemeyeceği herşeyi o an söylüyordu. Yüzüne söyleyemezdi zaten (mezardaki) annesinin. Ama o annesiyle konuşuyordu.
Herkes ferahın kapısının önündeydi.kendine zarar verecek diye korkuyorlardı.
Kendine zarar vermesi umrundamıydı peki? Siz yaşasanız onca şeyi sizin umrunuzda olurmuydu? 18yaşında küçük bir kız, sevdiğim diye söylemiyorum ama çok güzel bir kız sizce neden onun hayatı böyle
Karmakarışık? İçeri girmek istedi herkes !çok ağlıyor astımı tutacak dedi ateş! pencereyi kırdı dedi hizmetçi.
Sordum onlara;
-siz olsanız ne yapardınız?
Sustular tabi!
-sakinleşene kadar girmek yok ! Dedim.
Ve onun sesiyle içim bir kere daha yandı;

Anne! Duyuyorsun biliyoruuum! Şimdi dinle beni! Ben bu pencereden bir yıldıza baktım. Tamammı? Her gece her gece baktım o yıldıza! senin adını koydum hüda yıldızı dedim. Her gece onu seyrettim,sevdim...
Peki soruyorum anne
Ne kattı bu bana ne elde ettim şimdi ben, kkanser olmayımı?
Yapma anne ne yaptım ben söylesene kimin canını yaktım ben tek derdim mutlu bir hayattı. Ee ne oldu? Bu mutlulukmu?
Hani nerde benim babam hani nerde abim hani nerdesin kimse yokken yanımda yaşamamı mı bekliyorsun? Hıhı çünkü ben senin güçlü kelebeğinim dimi? Evet bana sorarsan gügüçlüyüm ama kelebeğim işte acı çekerek şu kısacık 3 günlük dünyada güçlü durmalıyım dimi annee?

Ayşe teyze mahsun amcayı aradı,herşeyi anlattı.
Sonra bir şey kırıldı ve acı bir çığlık! Benimde canım yanıyordu çünkü o acı çekiyordu! İçeriye daldım birden !odanın ortasında oturmuş kırık camları toplamaya çalışıyordu. Elleri paramparça olmuş gözleri kan çanağı....
Bana baktı ama çok derinden
Gözlerimin içine baktı, sanki
Kurtar beni diyordu.
Yanına çöktüm,dizinin dibine.
Sardım kollarımın arasına...
Kucakladım,oturduğu yerden
Kaldırdım! Banyoya kadar kucağımda götürdüm. Kanrevan olmuş ellerini yıkadım. Ateşi vardı. 1/2 saat önceki ferah evden firar etmiş onun yerine başka bir ferah gelmişdi sanki. Hizmetçiden yara bandı istedim. İstememle geldi. Cam batmış ellerini sardım. Canı acıyordu biliyorum ama elimden bu kadar geliyordu. Kısık tonla sordum;
Bir yerin ağrıyormu?
Başını salladı..
-Neren ağrıyor?
Kalbini gösterdi..
-Başka neren ağrıyor?
Boğazını gösterdi..
Hizmetçiden ağrı kesici istedim. Ateş'e baktı;
Telefonunu istedi.
Ateş fırlayıp gitti ve getirdi.
Erkan abiyi aramasını istedi.
Ateş rehberde numarayı ararken, bana baktı;
Sen söyle buraya gelsin.dedi.
Telefonu elime aldığım an Ahmet abi aramaya başladı.
Feraha baktım açma! dedi.
Kapat!dedi. Erkanı ara! Aradım! Çaldı, çaldı.. sonra açıldı.
-Ferah! İyimisin?ne oldu?
-Şey ben rüzgar erkan abi! Ferah biraz kötü oldu senin buraya gelmeni istiyor. Çok ateşi var,yanıyor odasında kriz geçirdi. Ellerine cam kırıkları falan battı ben pansuman etmeye çalıştım ama sizi istiyor musaitseniz gelebilirmisiniz?
-Tamam geliyorum! Sakinleştirmeye çalışın! Ne oldu diye fazla üstüne gitmeyin tamammı?
-Tamam... dıd dıd dıııd..
Herkesin dağılmasını istedim.
Yanında sadece ben ve ateş vardık.
Sakince bekledik Erkan abiyi.
Yarım saat sonra beklenen kişi geldi.
Ferahla ayrı konuştu bizle ayrı konuştu. Ateş düşürücü bir şeyler verdi ferah tamamen sakinleşince gitti.

Dünyam yıkıldı biliyormusunuz? Dünyam yıkıldı....
Kanser miş!5yıl ömrüm kalmış! Başta bu doktor ne saçmalıyor dedim ama sonra işin ciddiyetine vardım!.
Bu kız ne zaman günyüzü görecek bilmem!

Annesine neyin cezasını çektiğini soruyordu hakkaten bu kız neyin cezasını çekiyor!
Kimin günahını üstleniyor.

Artık tek derdim. Onu mutlu etmek güldürmek olacak.

🌼🌼Evet sevenler! Bazen hayatımızda papatyalar solar,
Canımız çok yanar! Acı çekeriz eşyalar kırarız! Bazen hayatını yitirmiş insanlarla konuşuruz! Ömrümüz kısalır,
Ama bu herşeyin bittiği anlamına gelmez bu hayatımıza yeni papatyaların açacağı anlamına gelir.
Sevgiyle kalın! Ha bu arada eğer bir gün bir resim yapacak olursanız solgun bir
Papatya çizmeyin olurmu?🌼🌼

@ARKADAŞIM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin