Korku içindeki bakışlarımı sahte sanıp elindeki yüz ile birlikte dışarıya çıktı, ateşe doğru gidiyordu. Büyücü sandığım adam elini omzuma koyup giden Ajuji'yi gösterdi.
"O yüzümü yakacak."
Koşarak Ajuji'nin yanına gittim ve kolunu tuttum,
"Lütfen yapma bunu!"
Etraftaki herkes bize bakıyordu, bu beni utandırmıştı elini tutup yüzü ondan geri alacaktım ki beni itip yere düşürdü,
"Hasta mısın sen Pumza!"
Ardından elindeki yüzü ateşe attı, o çıkan dumanlardan yüzlerce çığlık sesi duyuyordum. Esen rüzgar ile dumanın yönü yüzüme döndü ve tüm o sesleri yüzümde hissettim. Kulaklarımdan içeri girişlerini ve gözlerimi yakışını çığlıklarım ile eşlik ettim.
Ajuji ıslak bir bez alarak yüzümdeki isi silerken ben beynimdeki sesleri dinliyordum.
"Eloy, ben Türk askeri Muhtar."
Yüzümdeki havluyu geri atıp etrafıma baktım, o konuşan kimdi?
"Eloy, beni duyabildiğini biliyorum, beni yalnızca sen duyabilirsin."
"Sen kimsin! Neredesin!"
"Seni sürekli takip eden o kişiyim."
"Çalılardaki adam...?"
Ajuji yüzümü tutup gözlerini gözlerime dikti,
"Pumza kendi kendine konuşuyorsun!"
Onun kelimeleri ile kendime gelmiştim, çok korkuyordum. Hepsi birer halüsinasyon muydu? Ayağa kalkıp Ajuji'ye sarıldım.
"Birini duydum Ajuji!"
"Daha bunlara alışamadığın için Pumza, ilk zamanlar ben de cesetlerin benimle konuştuğunu sanmıştım."
"Sen de mi duydun?"
"Evet, bunlar vicdanının bir oyunu."
Beni bir kez daha rahatlatmıştı, ellerini saçıma koyup okşadıktan sonra alnımı öptü,
"Bugün sana kuş bulamadım."
"Bulamadın mı..."
"Evet yakın mevzide meyve de kalmamıştı, bugün onu yemek istemezsen anlarım ama bir şeyler yemelisin."
"Onu yiyebileceğimi sanmıyorum."
"Evet ama o arkadaşımız değil."
"Ama o bir insan Ajuji."
"Siz ölen insanlara ne yapıyorsunuz?
"Tabuta koyup onları gömeriz."
"Boşa mı gidiyor yani?"
"İnanışımıza göre yaratıldığımız gibi toprak ile bütünleşiyoruz."
"Bu mantıklı değil, onları yemelisiniz."
Gülüp onu ittim,
"İnanışımıza saygı duymalısın."
Ayağa kalkıp kollarını tıpkı babam gibi açtı,
"Bir gün seni de yiyeceğim!"
Ardından bana sarıldı ve ikimiz de yere düştük, gülerken ona baktım, üzgün gözüküyordu yüzüne dokunarak sordum,
"Ne oldu?"
"Pumza..."
"Ne?"
"Burada ölen kişiler yeniyor..."
"Biliyorum."
Ardından gözlerini gözlerime dikti, yem yeşil gözleri parlıyordu.
"Ölme tamam mı?"
Şaşkınca ona baktım, utanmıştım. Vücudumu biraz geri çekip göz kontağını kestim.
"Pumza, seni yemelerini görmek istemiyorum."
"Endişelenme Ajuji, tüm gün burada kampta et temizliyorum, ölmeyeceğim."
"Söz mü?"
"Sen de söz verirsen Ajuji?"
"Söz."
"Söz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske
Mystery / Thrillerİkhar serisinin üçüncü kitabı Maske, olayların başını anlatıyor.