Gözlerimi açtığımda bir teknede idim, kendimi zorla kaldırıp aşağıya baktım, su çok derindi. Başıma ne gelmişti de kendimi okyanusa atmıştım. Teknede kürek yoktu, kolumu denize uzatıp tekneyi ters yönde ilerletmeye çalıştım, su kana bulanması ile üstüme baktım, dudaklarımda kanın tadı vardı. hızla karaya ulaşmak istiyordum elimi sertçe suya vurup buradan ayrılmaya çalıştım fakat bana doğru gelen yüksek dalgalar vardı. Dişlerimi sıkıp iki elimle tekneyi tuttum ve dalgaların tekneyi dağıtmasına izin verdim.
...
"James onu gördün mü!"
"Evet! Onu alabilmek için çok para biriktirdim! Bu sefer elimden kaçmayacak!"
"Nasıl alacaksın! Bu oyunlar hileli şuna bak tırnaklarındaki aralar bile çok. Tıpkı uyuşmuş el gibi tutuyor her şeyi!"
"Merak etme o ejderhada demir parçalar var ve ben de mıknatıs getirdim! Tek yapmamız gereken onu cama yaklaştırmak."
"Tamam sende ne kadar para var?"
"On beş dolar."
"Yuh! nasıl biriktirdin o kadar parayı! Yoksa Doka nenenin çantasını mı çaldın!"
"Hayır! Ben hırsız değilim! Babam eğer bahçeyi temizler isem bana on dolar vereceğini söyledi."
"Tanrım... Bu alın teri parası... Al o ejderi!"
...
"James nerede?"
"Bilmiyorum annesi sensin."
"Bana söylemedi çıkarken."
"Bana da bir şey demedi de ne olacak arkadaşı iledir yine."
"O yedi yaşında nasıl bu kadar umursamaz olabiliyorsun?"
...
"Tanrım! James! Geliyor lan! Başaracaksın!"
"Evet! Evet! Dur bu ne? Hay sikim annem arıyor!"
"Sikim mi o ne demek?"
"Bilmiyorum ki babam sinirliyken hep bunu diyor. Efendim anne?"
"Neredesin sen!"
"Josh ile oyun salonuna gittik anne..."
"Neden haber vermedin James!"
"Siz bavulları hazırlarken çok meşgul gözüküyordunuz..."
"Hemen eve gel yoksa baban Türkiye'ye sensiz gidecek."
"Geliyorum!"
"Hey James nereye!"
"Üzgünüm Josh bugün Türkiye'ye gideceğiz."
"Yeniden mi James! Bir yaz da gitme... Sensiz burada yapabileceğim hiç bir şey yok!"
"Orayı seviyorum Josh! Bir ay sonra görüşürüz!"
"Hoşça kal..."
...
"Sonunda gelebildin James."
"Üzgünüm anne..."
"Anneye kocaman bir öpücük ver hadi."
"Sen de gelsen olmaz mı anne..."
"Annenin amcan ile bazı işleri var James, hadi arabaya bin."
"Görüşürüz anne..."
Arabaya bindiğimizde babamın gözündeki nefreti görebiliyordum, o iyi bir adamdı fakat annemin babamı amcam ile aldattığını biliyordu, bilmediği şey ise bunu benim gördüğümdü.
Elimi arabanın radyosuna uzatıp haberleri açtım, haber dinlemek babamı mutlu ediyor ve tüm dikkatini dağıtıyordu.
"Haberin merkezi Wind ana habere hoş geldiniz sayın seyirciler, Cumhur başkanı Jacques CHİRAC'ın açıklamasına göre on yıllık uzun arama sonucu başarılı oldu, azılı katil bulundu. Ilot du Verdelet adasında kendi dışkısını yerken son derece acınası gözükse de yaptığı şeyler hiç de acınası değildi. Uzun operasyonların sonucuna göre adı Eloy Fransa doğmalı. Uzun yıllar askerlik yaptığı için psikolojik sorunlar yaşamış ve insanlara saldırmaya başlamış. Psikolojik tedavilerin hiç birine yanıt vermeyince de onu hapishaneye attılar."
"Yalan söylüyorlar."
"Kim yalan söylüyor baba?"
"Ne? Ben bir şey demedim, dur da haberi dinleyeyim."
"Bir saniye sayın seyirciler... Son gelen habere göre Eloy kafasını hapishane duvarlarına vurarak beyin kanamasından ölmüş."
Babam radyo kanalını değiştirerek şarkı açtı,
"Dünyadan bir katil daha göç etti, iyi olmuş. Artık dışarı çıkarken de korkuyoruz. İnsanlar kafayı yedi... James sen nereye bakıyorsun? James? James!"
"Üzgünüm baba... Dalmışım."
"Nereye bakıyorsun o kadar dikkatli."
"Şu elektrik direklerine sanki bir insan onların üstünde zıplıyor gibi."
"Orada kimse yok."
"Biliyorum beynimde varmış gibi."
"Evet o oyunu babam araba sürerken ben de çok oynardım."
"Sanırım o da bizimle Türkiye'ye gelmek istiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske
Mystery / Thrillerİkhar serisinin üçüncü kitabı Maske, olayların başını anlatıyor.