Bölüm 11 - Değişim

392 47 449
                                    

Gözlerimin içine bakarak bana yaklaşırken yapabileceğim hiç bir şey yokmuş gibi geliyordu. Kendini yere attı ve sürünerek içime girdi. Kalp atışlarım değişiyordu, sanki çok hızlı ama bir o kadar da yavaşlıyor gibi, beynimin içinden onlarca sahne geçiyordu. Ayağa kalkıp koşmaya başladım, bundan kurtulmayı umut ederek fakat olmuyordu. Koşmak beni rahatlatsa da kurtarmıyordu. Nefesim tükendiğinde dizlerimin üstüne düştüm.

"Nasıl hissediyorsun Eloy."

Nefes nefese ona cevap verdim,

"Sizi istemiyorum, reddetmiştim."

Tüm damarlarım sıkılıyor gibi hissetmeye başladığımda yeniden konuştu,

"Bu sayede buradayım."

Ellerimi başıma koyup vurmaya başladım,

"Çık! Çık! Çık!"

O ise öz güvenli sesi ile konuşmaya devam etti,

"Bu yıl çok güzel bir yıl olacak Eloy."

Elimi toprağa bastırarak dişlerimi sıktım,

"Sana boyun eğmem."

Gözlerim ellerime doğru kaydığında istemsizce ayağa kalktığımı gördüm,

"Kararları sen vermiyorsun Eloy."

Nasıl olur da vücudum ben istemediğim halde hareket ederdi? Tüm bunlar tıpkı rüya gibi geliyordu. Gözlerim kapandığında bedenimde hoş bir sıcaklık hissettim. Ağzımda acı bir tad, kulaklarımda ise kısık çığlıklar. Gördüğüm tek şey siyah bir manzara idi. Fakat hissettiklerim netti, hareket halindeydim.

Kendime geldiğimde gözlerimin daldığını fark ettim, hava aydınlık ve herkes uyanıktı. Ben ise meydanda, insanların tabaklarına et koyuyordum. Elimdeki tabağa uzunca baktığımda karşımdaki çocuk bana biraz bağırdı,

"Daha ne kadar bekleyeceğim."

"Ah... Üzgünüm."

En son o ruh ile konuşmuyor muydum ben? Ne ara buraya gelip yemek dağıtmaya başladım? Acaba hepsi bir rüya mıydı? Belki de tüm onlar, beynimde kurduğum şeylerdi.

Son kişiye de eti verdikten sonra Ajuji'yi bulmaya gittim, hepsini ona anlatmalıydım. Belki de deliriyordum. Ajuji'yi gördüğümde bir kütüğe oturmuş eti yiyordu, yanına oturduğumda güler yüzü ile bana baktı,

"Günaydın Pumza bu seferki eti az pişirmişsin, hem de baya az..."

"Üzgünüm, biraz dalgındım. Seninle konuşmak istediğim bir şey var."

Tabağındaki ete baktığımda bunun bir kol olduğunu gördüm ve midem bulanmaya başladı.

"Üzgünüm o eti yerken seni seyretmek biraz zor bitirdiğinde çadıra gel olur mu?"

Başını tamam şeklinde salladıktan sonra, eti ısırmak için ağzına götürürken birden durdu ve şaşkınca baktı,

"Bu bir dövme mi?"

"Ne?"

"Kolun üstündeki."

Yaklaşıp ete baktım,

"Öyle gibi..."

Uzunca ete baktıktan sonra tabağı yere atıp bağırmaya başladı,

"Pumza, Kenya nerede!"

"Ne..."

"Bugün herkesten önce kalktın! Kenya nerede!"

"Ajuji bilmiyorum... Nasıl kalktığımı bile bilmiyorum."

MaskeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin