Yol boyunca hep aynı şeyler kafamı kurcaladı. Emir'e ihanet miydi bu? Evet. Onu seviyordum. Asla bundan şüphe etmem ama unutmak istediğim için yapmak istemeyeceğim şeyler yapabilirdim. Bu partiye gidiyordum, o çocukla beraber gülmüştük, bana Gece perisi demişti. Bunlar ihanet miydi? Evet. Belki Emir bir daha gelmeyecek. Belki bitti tamamen. Ama yine de ben bu kadar çabuk onu unutamazdım değil mi? Bu yüzden unutmak için uğraşmamaya karar verdim. Hâlâ sevgilim varmış gibi davranacaktım. Bu en iyi fikirdi. Kimseye umut, şans vermeyecektim. Benim hala sevgilim var.
Evin önünde durduğumuzda Mert de benimle beraber indi.
"Ben değiştirmeyeceğim, arabada bir şeyler var üstüme geçiririm. Sen çık değiştir gel. Şık giyin o çocuğun dediği gibi. Ama çok güzel olma." Gülümseyerek yanıt verdiğimde devam etti.
"Elinde değil biliyorum ama." Bu sefer o da gülmeye başlamıştı.
"Ayy mutluluktan ağlayacağım. Mert sen beni övdün mü?"
"Git hadi yeter."
"Tamam abi. Sen ne dersen." Ben arkamı dönüp eve girerken o hala gülüyordu. Annemler daha gelmemişti. Ne giyeceğimi bilemeden dolabı açtım. Önce siyah düz bir elbise denedim. Aslında güzel ve şıktı ama kilo verdiğim için bol gelmişti. Sonrasında kırmızı bir etek ve siyah gömlek aldım elime. Bunlar olmaz diye düşünüp geri bıraktım. O anda gözüme parlayan bir taş çarptı. Birden fazla taş. Bu taşlar Emir'in aldığı elbiseye aitti. Koyu mavi elbiseyi elime aldığım an gözlerim doldu. Ağlarsam geç kalırdım ve Mert beni merak edip gelirdi. Elbiseye sarılıp yere oturdum. Bir süre sadece baktım. Giyebilir miydim? Emir daha beni bu elbiseyle görmemişti. Ama belki bu elbiseyi giymek onu yanımda hissetmemi sağlardı. Sonra yerden kalkıp elbiseyi giydim. Bu da biraz bollaşmıştı ama fazla değildi. Abartılı mı olmuştu? Koyu rengi gözlerimle tam uyuyordu. Bence yerinde bir seçim olmuştu. Uzun bütün bedenimi saran elbiseyle aynaya bakakaldım. Giydiğim andan itibaren elbiseyi ilk defa deneyip Emir'e yazmamdan bugüne kadar olan şeyler canlandı gözümün önünde. Artık ağlayamazdım. Zaten yüzüm biraz kızarmıştı. Daha fazla çirkin olamazdım. Önce yüzüme biraz makyaj yaptım sonra dalgalı saçlarımı açtım. Bence güzel olmuştum. Bunu görmesi gereken kişi yoktu ama.Tamamen hazır olduğumda çantamı da alıp çıktım. Merdivenlerden topuklu ayakkabı ile inmek biraz zordu ama sonunda inmiştim. Beni gören Mert önce donakaldı sonra aklı başına gelince koşarak yurumeme yardım etti.
"Gece sen.. sen çok güzel olmuşsun. Bu Emir'in aldığı elbise değil mi? Çok yakışmış ve fazla güzel."
"Evet Emir aldı. Teşekkür ederim ayrıca ama abartmasak."
"Abartmıyorum çok güzel ya da değiştir o kadar iyi değil."
"Neden ya ben beğenmiştim." O zaman kıskandığı için böyle söylediğini anladım.
"Ama ben kardeşimi bu şekilde dışarı çıkaramam."
"Mert abartma. Ayrıca yanımda sen varsın." Hadi koçum gidelim."
"Peki."
"Peki." gülerek arabaya bindik.Konumdaki yere ulaştığımızda buranın ciddi şeyler de konuşulan bir yer olduğu belliydi. Nereden anladığımı bende bilmiyordum ama belliydi. İçeriye girdiğimizde daha büyük bir şokla karşılaştım. Herkes abiye giymişti. Benim üstümdeki de ona benzer bir şeydi ama giydikleri kadar abartıldı değildi. Hatta takım elbise giymeyen tek kişi Mert'ti ama
bu haliyle bile kızların dikkatini çektiği bize bakan kızlardan belliydi.
"Gece arabadan hırka almam lazım. Bekler misin?" kafa sallayarak yanıt verdiğimde çoktan gitmişti.
"Gece."
"Yağız."
"Hoşgeldiniz. Çok güzel olmuşsun. Buradaki en güzel kız sen olabilirsin."
"Teşekkür ederim. Erkek arkadaşım aldı."
Yüzü düştüğünde aklıma doğum günü olduğu geldi. Şuan bunu belli etmek zorunda mıydım?
"Yakışmış. Mert mi?"
"Hayır o sadece.."
"Arkadaşıyım."
"Evet öyle."
"Anladım. Neyse ben sizi biraz bırakayım şuan etrafta büyükler de var görüyorsunuz. Yarım saate giderler ve asıl parti başlar. İçecekler şu tarafta."
"Teşekkür ederiz. Doğum günün kutlu olsun." Gülümseyerek yüzüme baktığında bende gülümsedim. Sonra yanımızdan uzaklaştı.
"Mert bu kadar ortamdan uzak bir kombin yapamazdın. Ama tatlı olmuşsun."
"Her zaman." beraber içeceklerin olduğu yere doğru yürürken birden şarkı başladı ve pistte kaldık.
"Mert gitme gel. Seninle dans edelim."
"Ben edemem."
"O zaman bende kimle etsem? Bir bakalım."
"Tamam gel." Önce slow olan şarkıda normal dans etmeye başladık. Bir anda sanki anlaşmış gibi birbirimizden ayrılıp geri geldik. Şarki da bizimle hareketlenmeye başlıyor gibi geliyordu. Pist kalabalıktı ve insanlar da bize eşlik etmeye başladı. Sonrasında tamamen haraketli şarkılar çaldı. Yorulana kadar oynadık. Eğlenmeye ihtiyacımız vardı. Emir olmadığı sürece yetmezdi ama idare edebilirdik. Pistten beraber indik.
"Mert gülümse." Bana şaşkın şaşkın bakarken onun fotoğrafını çekmiştim. Hava hafiften karardığı için arkası tamamen karanlık çıkmıştı.
"Bak şimdi güzel bir shop ile seni dağlara göndericem."
"Gece sen içtin mi?"
"Bin tane."
"Kaç?"
"Bir."
"Emin misin?"
"İki tamam. Neyse yine de iyiyim. Bak fotoğrafın çok güzel oldu. Ve paylaştım." Düşünmeden içimden ne gelirse onu yapıyordum. Mert beni sonunda bir masaya oturttu. İki kahve alıp geldiğinde ben hala bıraktığı gibiydim.
"İç bunları. Bak annenler bir daha izin vermez."
"Haberleri yok ki. Ben unuttum haber vermeyi."
"Telefonunu ver." Dediğini yapıp ona uzattım. Sonra getirdiği kahveleri hızlıca içtim. Bir anda kendime gelmiş gibi hissettim. En azından biraz sarsılmıştım.
"Gece gerçekten dediğini yapıp paylaştın mı sen? Nasıl bir şeysin başım seninle dertte dertte."
"Paylaştım galiba. Noldu biraz önce?"
"Bir ilksin şuan. Hiç bu kadar çabuk ayılanı görmedim."
"Ayırmadım" Kendimde kelimeleri karıştırdığımı anlayınca gülmeye başladım.
"Belli."
Telefonumu ondan alıp önce anneme yazdığı mesaja baktım. Ne kadar güzel anlatmıştı durumu. Sonra onun fotoğrafına baktım. Gerçekten shop yapmıştım. Silmedim. Mert sonuçta en yakınımdı. Kalabilirdi.@geceözz:
Mert gerçekten yakışıklıydı. Kızlar yorum yapmadan duramazlardı bende hemen yorumları kapatıp fotoğraftan çıktım. Biraz daha telefona bakmayı düşüyordum ki Yağız geldi.
"Bu dansı bana.."
"Hayır." Yine benim adıma cevap veren Mert'ti.
"Mert sakin. Bir dans sadece." Tam onunla beraber piste gidecekken telefonumun durmadan titremesiyle yerimde durdum.0555**: Gece.
0555**: Onunla dans etmeyeceksin değil mi?
0555**: Daha ben üstünde görmeden elbiseyi herkes gördü.
0555**: Ama ben seninle dans edemeden başkası etmesin.
0555**: Benim sarılamadığım bedene kimse dokunmasın.
0555**: Onun sana dokunmasına izin vermezsin değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE 'tamamlandı
Genç KurguSıkılırsan güneşten, gece oluruz erkenden.. Hiç duymadığınız bir aşk hikayesi mi? Hep istediğimiz? Ama sadece aşk yok. Gece ve Emir'in aşkına engel olan şeyler de var. Emir'in katil olması gibi. Duyması bile zor gelirken onlar bunu yaşıyor. Klasik...