5

129 66 105
                                    

.Film-Sevmek Zamanı
.

İçine düştüğüm çok garip bir hal vardı. Ardı arkası kesilmeyen sorular içimde bitmek tükenmek bilmeyen bir bıçak yarasına dönüşüyordu.

Artık yağmurlu havanın varlığını bile fark edemiyordum, güneşi istemek için.

Hakkım var mıydı buna Seyyah?
Bana göre bu hikayede en masum bendim. Anlattığım çiçek bile senin adını duyunca parlıyorlardı sanki. Garip değil mi?
Hem de çok garip Seyyah. Bunun bende farkındayım. Lakin kimseye açıklayacak gücüm yok. Pek tabii kapımı çalanım da... İçimdeki duygulardan hiç bir şeye aldırış etmiyorum ki ben!
Nasıl edeyim?
Düşündüğüm tek şeyin çekip gidişin olduğunu bilmek ve dönüşünün bana olmayacağını bilerek neyi aldırış edebilirim ki?
Yaradanın emrinde olan kainati nasıl sorgulayayım? Açan çiçeğin misk kokusuna nasıl derdimi yanayım? Hem anlattım diyelim, anlayacak mı?
Hayır, değil mi?
Hayır...

Seyyah, aradan kaç gün geçti hatırlamıyorum. Bunu bilmekte istemiyorum zaten. Seni bilerek geçirdiğimi hissetmek yetiyor bana. Şairin bile etiyle, kemiğiyle nefret ettiği bu çağda ben seni eski zaman aşığı gibi seviyorum. Hikayemde seni sevmekle başlıyor ışte.

Seni sevmekle...

Sen bilmeden, duymadan, başkasına yolcu iken, senin sevgini sana kıskandıracak gibi seviyorum hatta. Bana gelmeni ummadan, lakin ummandan kurtarmanı bekler gibi seviyorum.

Evet bazı günler ömrümün sonuna kadar benim olmanı istiyorum ama sevdiğim insanın yalnızca yüzüne, hayaline talip olduğumu da biliyorum..

Bir film vardı,bilmem bilir misin?

Adam, kadına:

"Ben senin resmine aşığım." Demişti.

Kadın ise:

"İyi ama aşık olduğun resim benim resmim" demişti.

Adamda:

"Resmin sen değilsin ki, resmin benim dünyama ait birşey. Ben seni değil resmini tanıyorum. Belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın."

Işte böyle Seyyah.
O adamın elinde en azından bir resim vardı ama benim elimde hiç bir şey yok. Hafızamdan bir kaç zaman sonra silinecek resmin dışında. Saatlerce önünde oturup izleyeceğim bir resmin mesela.
Ya da yakın zamanda yeniden gelmen dışında bir umudum.

Adını bile Seyyah koymuşken bir resim dilemek çok saçma değil mi?

Belki de yalnızca gözlerine, suretine aşık olan ben için saçma. Hikayenin sonu nasıl bitiyor bilmiyorum. İzleyemedim bir türlü. O da yarım bıraktığım şeylerden yalnızca biri. Bu arada hayatımda var olan her şey yarım kalmıştır. Belki bilmek istersin...

Filmin sonunu bilmiyorum ama ama bu sahnenin sonu şöyle bitiyordu.

"Ben senin resmine değilde sana aşık olsaydım o zaman ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme, belki de alay edecektin sevgimle. Halbuki resmin bana dostça bakıyor, iyilikle bakıyor. Ve ebediyen bakacak!"

Şimdi ise aslında ben haklıyım Seyyah. İçimde ki korkuyla yalnızca böyle sevebiliyorum seni.
Yalnızca suretini.
Yalnızca gökyüzünün ikindi rengine çalan gözlerini...
.
.
.
.
.
06:04
Ramazan-14-1441

SEYYAH(mektuplar) DÜZENLENECEKTIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin