Yüreğimdeki Züleyha'ya misafir olmaya Yusuf kadar yakın bir o kadar uzak olan sevdiğim, Seyyah'ım.
Bugün rüyamda seni gördüm. Kötü rüyalar anlatılmaz derler. Bu yüzden anlatmayacağım ama içimde sevinçle karışık hüznü de yok sayamayacağım maalesef. Zifiri karanlık gibi yüreğim şuan. Tıpkı bir kaç zaman önceki halim gibi. Sahi sana hiç bahsetmedim değil mi o acı günlerimden?
Seninle içimde başlayan baharıma kış geldi aniden. Bazen sıtmaya kapılmış gibiydi ruhum. Bazen de güneşe ilelebet mahkum kalmış, bir kenarda sıcağı sevmeyen bir çiçek gibi kalmıştım. Seni unuttuğum günler bile oluyordu biliyor musun? İnsan derinden bir acı çekince ruhunda yer alan sızıyı bir kenara atabiliyormuş. Bu uzun ve acılı süreçte bunu tecrübe ettim.
hastaneye yattığım zaman yalnızca kıpırdayan bir kaç parmağım ve sağa sola hafifçe çevirdiğim başım vardı. Yalnızca bu iki hareketten ibarettim. Bazen bunları yapacak gücüm bile olmuyordu Seyyah. Yalnız başıma kaldığım hastane odama her gün doktorlar geliyor bir takım testler için kan alıyor röntgen çekiyorlar ultrasona sokuyorlardı. Kendimi artık bir denek gibi hissediyordum. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra doktorcuğum yanıma geldi. O gün zihnim orada konuşulanları asla unutmadı ama ben çektiğim acıyı hala bile unutmak istiyorum. Fakat imkansız olduğunun farkındayım. Söyler misin ölümün kıyısında yüzen bir insanın dileği neden kabul olmaz ki?
Bana vücudumda şüphelendikleri bir urun olduğunu söyledi. Bunun için biopsi yapmaları gerekiyormuş. Sanki yıllardır arkadaşımmış gibi elimi tuttu. Bana öyle güzel bir güven veriyordu ki bir umut doluyordu içime, iyileşeceğime dair.
Seyyah eğer eskiye dönecek olsam asla umut etmek istemezdim. Bırakırdım kalırdı pandoranın içinde. Çünkü insanı bazen umut öldürür...
Canımın bu kadar çok yanacağını bilsem asla kabul etmezdim. Bu tarifi olmayan acı hiç bir şeye eş değer olamaz.Ben var ya bu acıyı ölsem unutmam Seyyah.
Bir haftaya yakın bir zaman geçti. Odama sürekli gelen doktorum gelmez olmuş, benimle konuşmaya çalışan hemşireler yüzüme bakmaz olmuştu. Merak ediyordum sebebini. Bir kaç dakika sonra doktorum huzursuzca içeriye girdi. Usulca yanımda duran sandalyeye oturdu. Hissediyordum, kötü bir şey vardı. Çok geçmeden konustu zaten.
''Biliyorum her şey üst üste geldi, canın da çok yandı ama şu an çok daha büyük bir sorunun var. biz yalnızca felçliğini gidermek isterken çıkan testler sonucu başka şeyler de öğrendik. Muhtemelen şimdi söyleyeceğim şeyleri sen daha önce bir çok kez fark ettin fakat önemsemedin. Şimdi ellerini tutacağım ve sana sorduğum her soruya evet demek için sağı hayır demek için solu sıkacaksın, anlaştık mı?''
Sağ elini sıkınca tebessüm etti ama içimde oluşan kaostan habersizdi.
''Göğsünde, dokununca ya da dokunmasan bile ay halin hariç ağrı hissediyor muydun?''
Düşününce bile bir ağrı hissettiğimi fark etmiştim. Önceden oluşan ağrıları normal olduğunu varsayarak hiç önemsememiştim. Sağ elini sıktım ardından başka bir soru sordu.
''Peki koyu renkli bir akıntı geliyor muydu göğsünden?''
Aklıma gelen görüntü ile gözlerimi sıkıca kapattım. Bir gün uyurken göğsümden akan sıvı atletimde kuruyup kalmıştı. Bunu fark etmeden üstümü çıkarınca canımın acısıyla tiz bir çığlık atmıştım. Ve bu akıntı hatırladığım kadarıyla o günden uzun bir zaman öncede vardı. Şimdiye kadar. Gözümü açtığım zaman doktorun elini tüm gücümle sıktığımı fark ettim. Ellerini ellerimden çekip yüzüme baktı. Gözlerindeki hüzün şuan bana bakarken artık sevgiyle karışık baksa da ben o hüznü her zaman bana ölümün habercisi olduğunu bilerek görüyordum.
''Uzun zamandır bir tümörle beraber yaşıyorsun. Eğer hemen tedaviye başlamazsak her şey için çok geç olabilir.''
.....
Erken teşhis hayat kurtarır..
🎀🎀🎀
![](https://img.wattpad.com/cover/221801654-288-k350217.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEYYAH(mektuplar) DÜZENLENECEKTIR
Historia CortaSEYYAH DUZENLENECEKTIR :) Benim hikayem senden önce başlamış aslında ama ben hep acımı sana yormuşum meğer. Ölüyormuşum da, aşkından diye kandırmışım kendimi.