7

102 57 75
                                    

Seyyah,

   O ana kadar sana yazdığım bütün olumsuz satırlar yok olup gitmişti bir anda. Ne hastanede oluşum, ne de durumumun ne kadar ağır olduğunu bilmeden yatışım umrumda bile değildi.
Seni görmüştüm.
Gelememiştim ama, görmüştüm.
Yürüyecek dermanım yoktu.
Sana bile...
Kapı da kapanmıştı yüzüme zaten. Ne sen beni görmüştün ne de ben son defa yüzünü.
Her görüşümde seni, böyle ölmek, böyle olmak zorunda mıyım?

Gözünden akan yaşları silerken bile zorlanan bir insan olarak yazıyorum bunu sana. Güneş bugün bana inat edermiş gibi tüm parlaklığı ile yakıyordu beni. Ondan kaçmak için bile halim yok şuan. Ben seni gördüğüm an ki yağmura talibim Seyyah.. Üstüme hep yağmur yağsın. Ben ölürken bile..

Sessizce her an gidebilirim...

Üstüme kapanan kapının açılması için biri gelene kadar dua etmiştim. Kapı açılıp doktor elinde dosyalarla içeri girince küçük hir tebessüm ettim. Belki görürdün. Başını kaldırıp kapımdan içeri bile bakmadın. Baksan belki sende severdin.
Bakmadın..
Neden Seyyah?
Belki bencilim ama o kadını bir başka kadına bakamayacak kadar mı sevdin gerçekten? Söylesene, nasıl hak etti bunu?
Şu yazdıklarıma bakınca kendimden ne kadar nefret ettiğimi tahmin bile edemezsin? Ben bunları nasıl düşünürüm Allah'ım?

Beni delirtiyor, değiştirip başka bir insan olmamı sağlıyordun.. Ben bu değilken buymuşum gibi davranmak sanki seni bana yakınlaştıracakmış gibi hissediyordum. Alakası bile yoktu. Sen her aklıma gelişinde baktığın kadın geliyordu gözümün önüne. İçime yerleşen öfke benden başka kimseye zarar vermiyordu. Bana üzülme lütfen. Ben içimde sevgide besleyen biriyim..

O geceye dönecek olursak, kaç ay öncesine baktığım zaman bunu düşünmezdim. Hatta bir gün beyin kanaması geçirip böyle elzem dolu anları yaşayacağımı bile bilemezdim, düşünmezdim. Bu halim bana o kadar ağır geliyor ki. Hani derler ya kaderin üstünde bir kader daha var diye...
O kadar doğru ki. Hayatımızın sanki rayına oturduğunu ve gelecek için her şeyi planladığımızı düşünüyoruz ama Rahman' ın bizim için ne istediğini hep unutuyoruz.

O günün gece olduğunu doktordan öğrenmiştim. Sana gelmek istediğim zaman gecenin kör bir vaktiymiş aslında. Senin için başıma gelen şeylerden ötürü ya da yüreğimde açtığın boşluğun her gün ateş ile dolmasını sana elbette yoramam. Daha ilk başlarda demiştim sana.

Benim hikayem senden önce başladı..

O gece bana bir araba çarpmamış aslında. Ben öyle sanıyordum fakat en son gördüğüm o araba ve ışık olunca çarpmış olduğu aklımda kalmış. Aslında beyin kanaması geçiriyordum. Beni hastaneye getiren kişi o gün ki arabanın sahibiymiş. Doktorum.

Belki de hayatımı her anlamda -bir şekilde- yönlendiren, düşmemem için çok saba sarf eden, ayakta durmamı sağlayan dostum demeliyim.

Ona ne kadar minnettar olduğumu anlatamam. Keşke sende onunla tanışabilseydin. O çok iyi birisi.
Bir gün sana onu uzun uzun anlatacağım.
Unutturma olur mu?

Hastaneye gelene kadar iki kere kalbim durmuş. Durumum çok kritik ve riskliymiş. Bir ailem olmadığı için kimseye haber vermemişler ne yazık ki. Hastaneye kaldırıldığım an yoğun bakıma alınmışım. Acil ameliyata alınmam gerekiyormuş. Ameliyattan sonra  gelişecek olan komplikasyonlar çok riskliydi. Ölebilir ya da felç kalabilirdim. Ya da yaşardım bir mucize gibi..
Her riski göze alan doktorlarım ameliyatı başarılı bir şekilde -ben buna ölmeden kurtulmak diyorum- gerçekleştirdiler. Ve o risk beni buldu. Artık felçli birisiydim. Hiç bir şekilde hareket edemiyor, derdimi anlatacak cümleleri bile kuramıyordum.

Senin için sevdiğim yağmur bile anlamsız geliyordu bir aralar. Tüm umudumun üstüne günlerce yağmur yağmışta her şeyi alıp götürmüş gibiydi. Yağmura bile küsmüştüm. Kendimi tek başıma hissediyor, bir daha eskisi gibi olamayacağımı düşünüyordum.

Nehire bırakılmış Musa gibiydim.      Kaderimi bilene emanet...





3:34

SEYYAH(mektuplar) DÜZENLENECEKTIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin