2.8

50 5 2
                                    

Ölüm kokusu senin kokunu örtemez.

Sol gözümden yana doğru süzülen bir damla yaş sağ göz kapağımın üstünden geçti ve yattığım yan yana dizilmiş beş koltuğun birine düştü.

Belki birinci,belki beşinci.

Karşımdaydı.O karşımdaydı.Ama göremiyordum onu.

Karşımdasın ama ben duvardan başka bir şey göremiyorum.

Ben senden başka birşey göremezken niye bu soğuk duvarlar girdi aramıza?

Yağmur,neyin var senin böyle?

Niye bana söylemiyorlar?

*

"Demir ben.."

"Seni özledim.Gözlerini özledim. Kokunu özledim.Saçlarının yumuşaklığını özledim.Seni çok özledim Yağmur."

"Ben de seni özledim Demir." Dedi ve dolu dolu gözlerini kısarak gülümsedi.

Niye bu kadar güzel gülümsüyorsun?

*

Niye bu kadar güzel gülümsüyorsun Yağmur?

Niye şimdi gülümsemiyorsun Yağmur?

Sen acı çekerken hep gülümsersin unuttun mu?

Orada,o odada yalnız başına acı çekiyor musun Yağmur?

Çok makine var orada Yağmur. Hepsi senin için.Sen nefes al diye, sen yaşa diye.

Niye Yağmur,niye bana neyin var söylemiyorlar?

*
"

Niye şimdi bana söylüyorsun Yağmur?"

"Çünkü dayanamadım Demir. Sensizliğe daha fazla dayanamadım."

"Yağmur Yuvarlak Düz Çizgili bir şeker alayım mı sana?"

Gülümsedi.

"Al."

*


Al.

Alın beni.

Onun yanına alın beni.

Onun yanında olmak istiyorum.

O çok yalnız.Her zaman ki gibi.

"Sen de kahve ister misin?" dediğinde doğruldum ve onun da oturması için yer açtım.

Saat çok geçti o yüzden bu katta tek tük kişi vardı.

"Hayır."

"O'nun nesi var Demir?"Dediğinde şaşkınlıkla ona baktım.

O da mı bilmiyordu?

"Bilmiyor musun?"

"Hayır."dedi kafasını iki yana sallayarak.

"Bilmiyorum.Yağmur bana hiç bir hastalıktan bahsetmedi. Hiç bir şeyden bahsetmedi."Dişlerini sıkarak Kağan.

"Ve ben anlamadım."


*

"Ve ben anlamadım."

"Evet.Nasıl anlayabilirdin ki?"

"Bilmem."dedim omuz silkerek. "Yağmur.Seni çok üzdüm değil mi?" dediğinde kaşlarını çattı.Yüzümü öne eğmiş bu gerçek yüzünden gözlerim dolmuştu.

Çenemden tutarak kafamı kaldırdı. Gözlerimi silereken tatlı tatlı gülümsedi.

"Üzülme.Ben üzülmedim."

*

"Üzülme.O üzülmedi."

"Ama.."

"Senin elinde olan bir şey değildi. Ne olursa olsun şimdiyi değiştirmez."

Şimdiyi hiçbir şey değiştirmez.

"Demir."

"Hı.?" dedim gözlerimi kapatmış onu hayal ederken.

"Ağlama.Yağmur bu halini görürse çok üzülür.Kuzenimi üzersen seni döverim."

Gözlerimi şaşkınlıkla açıp ona bakarken o sadece gülüp başını eğdi.

Ama iyi bir gülümseme değildi.

*

Bu iyi bir gülümseme değil.

"Yağmur iyi misin?"

Gülümsemeye devam etti.

Gözleri kayıyordu.Burnundan kan süzülmeye başladı.

Ruhum burda kanadı.

Bedeni yere yığılırken onu tuttum.

Yağmurlu bir gecede ıslanan iki beden.

Biri yerde yatıyor.

Biri onun başında.

"Yağmur!" Haykırışlarımın arasında onu hafif hafif tokatlıyordum ama uyanmıyordu.

Cebimden hemen telefonu çıkartop 112'yi aradım.

"Dayan Yağmur geliyorlar."

"S-sarıl bana Demir."

*

Sana sarılıyorum Yağmur.

Ruhuna sarılıyorum.

Ruhunu özlemle sarmalıyorum.

Yağmur neyin var böyle?

Yağmur neyin var böyle?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 07, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Anonim|Nepenthe|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin