Demir bakışlarını,İris'in bir zamanlar aşkla baktığı ama şimdi iğrenerek baktığı gözlerine dikti.
İris,Demir'in gözlerinde iğrenme ve nefret duygusunu gördüğünden elini elinden çekti.
"Bana bak İris.Bu son Konuşmamız. Bundan sonra ne sevdiklerimle ne de benimle muhatap ol!"
Demir,hızla merdivenlerden çıktı ve Yağmurların katında topluluk oluştuğunu gördü.
Topluluğa yaklaştığın da Yağmur'un Kağan'ın kucağında yerde yattığını gördü. Kağan hıçkırarak ağlıyordu. Yağmur'un burnu kanıyordu ve bir kısmı Kağan'ın gömleğine sürülmüştü.
"Yağmur aç hadi gözlerini!"
Nöbetçi hoca hızla Yağmur'un yanına giderken Demir,şok olmuş bir şekilde ayakta dikiliyordu. Dudakları titriyor,hatta ağlıyordu ama gözyaşları dökülmüyordu.
"Kağan,yavrum sorun yok ayılır şimdi."
"Ne sorun yok hocam!O-onun ilk defa burnu kanıyor. O hiç bayılmamıştı. Ambulans çağırın hocam ambulans.."
Demir hızla telefonunu eline aldı ve titreyen elleriyle 112 numarasını tuşladı.
"A-alo.."
***
Kağan yere çökmüş bir şekilde beklerken,Demir bekleme koltuklarından birine oturmuş, bekliyordu.
"Neden Yağmur için bu kadar çok endişeleniyorsun. Alt tarafı burnu kanadı ve bayıldı."
Kağan sinirle kaşlarını çattı."Yağmur bu güne kadar bayılmayı bırak burnu bile.." derken duraksadı.
"Baba bak yemin ederim doğru söylüyorum, lütfen inan bana!"Yağmur hıçkırarak babasına ona inanması için dil döküyordu.Babası yağmura çok sert bir tokat atınca,Yağmur yere düşmüştü. Kağan'ın hıçkırıkları,Daha çok sertleşti.Babası kapıyı kilitleyerek odadan çıktığında, Kağan Yere savrulmuş Yağmur'un yanına gitti.Burnundan kanlar akıyordu.Kağan zor bela Yağmur'u kaldırdı ve yatağına oturttu. Yağmur'un hıçkırıkları devam ediyordu ama ağlamıyordu. Hıçkırıklarından dolayı çok zor anlaşılsa da Kağan, Yağmur'un,"Bana hiç inanmayacak değil mi?" dediğini anladı.Yavaşça Yağmur'u kucağına yatırdı ve sarı saçlarını okşamaya başladı..
"Seni ne İlgilendirir! Hem senin burada ne işin var?"Ayağa kalktı,üzerini sirkeledi.Sonra yavaşça Demir'e yaklaştı.Kolundan tuttu,"Git buradan!Sen kimsin ki Yağmur için bekliyorsun!" Demir başını öne eğdi,Kağan her açıdan haklıydı.O Yağmurun sevgilisiydi,peki ya o?
Kolunu hızlıca Kağan'ın elinden çekti ve Yavaş yavaş çıkışa doğru yürüdü..
***
"İyiyim diyorum Kağan işte sadece bayıldım,o kadar abartılcak birşey değil."
"Burnun da kanadı ve evet abartılacak bir şey. Burun kanaması ve bayılma bir çok hastalığa işaret."
"Ah Kağan koskoca hastalık gelecek beni mi seçecek?"
"Eğer sigaraya devam edersen evet, kanser seni seçecek."
"Diyene bak sanki kendisi hiç içmiyor da(!)"
"Sema'm yalnız ben kırk yılda bir içiyorum."
"Banane."
"Hadi yat dinlen birazdan taburcu edecekler seni."
"Of tamam."
Bu tatlı tartışmaları sırasında Kapan tam kalkacakken doktor girdi.
"Nasılsın bakalım Yağmur?"
"İyi."
"Baş dönmesi,mide bulantısı var mı?"
"Hayır kendimi gayet iyi hissediyorum.." derken başına bir saplama girdi. Dişlerini sıkarak belli etmemeye çalıştı.
"Eğer iyiysen seni taburcu edebiliriz. Yorgun düşmüş ve aç kalmışsın.Bir daha yapmazsan bu sorunlar da gözükmeyecektir. iyi günler" dedi ve gülümseyerek odadan çıktı.
Yağmur,Kağan'a 'Ben demiştim.' Bakışları atarken yavaşça ayağa kalktı.Kağan hemen yanına gelip kolundan tutarak yardımcı oldu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim|Nepenthe|
Cerita PendekBilinmeyen Numara:Frida Kahlo'nun bir sözü vardır. Bilinmeyen Numara:Bilir misin Demir? Bilinmeyen Numara:"Sevgi basitti.Karmaşık olan bizlerdik" Bilinmeyen Numara:O yüzden Sevdiğim, Bilinmeyen Numara:Artık basitleş. Bilinmeyen Numara:O karmaşık duy...