Oğlum çok canım yanıyor.
Demir arıyor..
"A-anonim?"
"..." Konuşamadım.Hıçkırıklar aldı götürdü sesimi.
"Ağlama,ne oldu anlat"
"Başım, başım donüy-" Fısıltımı öksürüklerim böldü. Hemen masanın üzerinden peçeteyi aldım ve ağzıma götürdüm. Öksürüklerim bitince beyaz peçetenin üzerinde gördüğüm şey kandı.
"İyi misin?"
"Niye beni önemser gibi konuşuyorsun?" dedim titreyen sesimle
"Anonim-"
"Kapat telefonu Demir.Hemen şimdi. Kapat ve İris'e dön"
"..."
"Onunla konuş.Gül eğlen."
Telefonu titreyen ellerimle kapatmaya çalışırken Demir'in sesiyle duraksadım.
"Anonim,lütfen!Anlat."
"Ne oldu biliyor musun Demir?" dedim sinirime engel olamayarak.
"Sahip olduğum herkes beni bıraktı. Canımı acıttı. Şimdi sen ben sana sahipmişim gibi davranmaktan vazgeç.Çünkü bir gün sen de beni bırakırsan, dizlerimde kabuk bağlayan yaralar tekrar kanar. Çünkü biliyorum ki sana olan aşkımın beni düştüğüm yerden kaldırıp dizlerim kabuk bağlamasına gücü yeter." Öksürüğüm sözümü bölerken tekrar kısılmış sesimle konuştum. "Bu ses acı çekerken ki çığlıklarım yüzünden kısıldı.Bir de senin için çığlık atmayım.Tekrar.."
Sonuna doğru kısılan sesimle birlikte göz pınarlarımda biriken yaşlar telrar akmaya başlayınca gözümü tavanda parlayn yıldızlara çevirsim ve gözlerimi hızlıca kırptım.
Burnumu çektikten sonra devam ettim.
"Sana İris ile mutluluklar. Çünlü kalbi kırık olan birinin parçlarını yapıştırabilirsin ama izleri hala görünür. Benim kalbim bir çok kez parçalandı. O kadar ki, sen de kırsan toz olmuş parçalar uçup gidecek. Kalbi olmayan biriyle mutlu olamazsın."
"Ama sen bana aşıksın öyle değil mi? Bu da benden kolay kolay vazgeçmeyeceğinin ve kalbin olduğunın kanıtı?"
Alayla güldüm."Sana İris ile mutluluklar." telefonu yüzüne kapattım ve hıçkırıklarımla birlikte morluklar oluşan karnıma dizlerimi çektim. Patlayan kaşımın altında ki küçük gözlerim kapanırken, duvarım da parlayan yıldızlara baktım.
"Gökyüzüm,Sema'm hadi hatma vaktn geldi.Sana bir sürprizim var!"
"Ama ben yatmak istemiyorum ki,"
"O zaman sürprizlerini göremezsin?"
"Sürprizler mi?" dedim kocaman açarken gözlerimi.
"Evet, koş odaya!"
Hemen odaya koşarken annem seslendi.
"Kapının önünde bekle beni Sema'm" kafamı sallarken annem merdivenlerden çıkmış elinde yıldızlı hediye kutusuyla bana doğru geliyordu.
"Bak burda ne varmış?" hediye kutusunun içinden lacivert üstünde yıldızlar olan gecelik takımını çıkardı üstünün ortasında kacaman bir dolunay vardı. Anneme sarılacağım sırada annem beni durdurdu.
"Daha bitmedi Sema'm.Hadi şimsi bunları giyelim." Annemi onaylayıp üatüme yeni geceliklerimi giydirmesine izin verdim.
Annem odanın kapısını açtığı anda odada duvarın üstüne yapıştırılmış yıldız ve ayların parladığını gördüm. Bulut şeklinde avize dolunay şeklinde gece kambası almıştı bana. Ayrıca üstümde ki geceliğimde ki yıldızlar ve ay parlıyordu. Gözlerim dolu dolu anneme bakarken annem gülümsedi ve kollarını açtı.Küçük bedenim annemin kollarıyla sarmalandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim|Nepenthe|
Short StoryBilinmeyen Numara:Frida Kahlo'nun bir sözü vardır. Bilinmeyen Numara:Bilir misin Demir? Bilinmeyen Numara:"Sevgi basitti.Karmaşık olan bizlerdik" Bilinmeyen Numara:O yüzden Sevdiğim, Bilinmeyen Numara:Artık basitleş. Bilinmeyen Numara:O karmaşık duy...