Valhalla'nın Işığı

9| Şömine Sohbetleri

26.07.2020

Bu haftaki son bölüm olsun. Bu hafta yazdığım 2.bölüm. Doğum günümde dinleneceğim :))

Medyadaki şarkı önceki şarkılardan oldukça farklı ama çok hoş, bölümden önce dinleyin. Uygun bir moda sürüklüyor. Bir de bu hikayeyi gece okumak daha zevkli geliyor bana.

İyi okumalar ❣️

___

Ruh göçü: Reerkarnasyon

Hilda: Savaş anlamına geliyor.

Dokuz alem :

Eski Viking İskandinav inancına göre, toplam 9 dünya (âlem) vardır (İsimleri hikaye için pek de önemli değil) :

1 - Muspelheim (Ateş ve ısı)

2 - Niflheim (Buhar ve duman; Ejder Nşdhug'un evi)

3 - Helheim (Karanlığın ve acıların dünyası)

4 - Jotunheim (Devlerin yaşadığı ve dağlardan ibaret olan âlem)

5 - Asaheim (Asa Tanrıları'nın yaşadığı âlem)

6 - Vanaheim (Vane Tanrıları'nın yaşadığı yer)

7 - Alfaheim (Beyaz alfların yaşadığı âlem)

8 - Svartalfaheim (Siyah alfların yaşadığı âlem)

9 - Mannaheim (İnsanların yaşadığı âlem; Midgard da burada bulunur)

Sommerblot: Yaz bayramı. Bu bayram Baş Tanrı Odin' e atfedilir. Bu bayram ile askeri hazırlıklara başlanır, savaşçı anlamda kutlanan bir bayramdır.

! Bu arada bölümde geçiyor şaşırmayın, namaz sadece islamiyette değil farklı inanç ve kültürlerde de var olan bir ritüeldir.

! Klavyemde düzeltme işareti (şapka) yok, kullanamıyorum. Çok takılmayın.

___

Gündüzler geceleri kovalıyordu. Soğuk hava ve rüzgar esintileri sürüp gidiyordu. Geceleri rüzgar uğultusu kasabada geziniyor, esintiler tahtaların içlerine sızıp çıtırtılar çıkarıyordu. Gecenin güneşi dolunay, tüm heybetiyle gökte dikiliyordu.

Karahan geniş yatakta dönüp duruyordu. Eve geldiği günden beri doğru düzgün uyuyamıyordu, geceyi uykusuz geçiriyor, sabaha karşı birkaç saat uyuyordu. Belki de Conall haklıydı; bu ev lanetliydi. İnsanı sorulara sürüklüyor, düşündürüyor ve düşündürüyordu.

Rüzgarı dinledi bir süre, hala söndürmediği mumun ışığının zeminde ve ahşap duvarlardaki gölgelerini izledi. Dikleşip sırtını tahta yatak başlığına yasladı. Eliyle garip şekiller yapıp onların hayvan şeklinde duvara yansıyışlarına boş bakışlar attı.

Sıkıntılar içinde, bıkkınlıkla birkaç dönüş daha yaptı. Üstündeki hoş kokulu beyaz örtüyü sıyırdı. Ayakları sıcak zeminle buluştu. Tahta mumluğun sapını kavradı. Odanın gıcırdayan kapısını dişlerini sıkarak açtı. Merdivenleri oldukça dikkatli ve sessiz adımlarla indi. Bu defa Conall 'ı uyandırmamaya kararlıydı.