14.07.2020
Medyada müzik var ama video oynatılamıyor sadece ses var. Sizde de öyle mi? Eğer öyleyse Youtube 'a girip "Omnia- Fee Ra Huri" yazıp dinleyebilirsiniz, videoyu da izlemenizi öneririm. Bölümdeki eğlence müziğini de bu müzikmiş gibi düşünebilirsiniz.❣️
___
Gerda: Muhafaza , Bereket tanrıçası.
Halvard (Halvar) : "Kayanın koruyucusu" anlamına gelen Viking kökenli isim.
Aila (Ayla) : Kutsal, kutsanmış
___
Kabuklar... Böceklere özgü bir şey değildir kabuklar. İnsanların da kabukları vardır. Koruma kalkanları... Ön yargılardan ve korkulardan oluşan kabuklar...
Kimileri kabukların ardına saklanmayı sever, yaşam alanını kabuklardan inşa edilmiş kalelerin ardına kurar. Kimileri kabukları kırmayı sever, sıyrılmayı ve özlerle buluşmayı. Ön yargıları görmezden gelmeyi, korkuları eritmeyi ve farklılıklara kucak açmayı...
Karahan da kabukları kırmayı seviyordu. Hayatı farklı kültürler arasında uçan bir şahin gibiyken nasıl sevmesindi? Tıpkı şu an olduğu gibi
bambaşka bir halkın kucağındayken?..Yüksek sesli müzik kulaklarına dolmuş, tüm hücrelerine heyecan pompalamıştı. Yerel kıyafetler giyen, kendini kaybetmişçesine dans eden kadınlı erkekli grubun içinde, çiçek kokularına karışmış ince bir ter ve içki kokularının tavana yükseldiği handa, sırtını görebildiği iri cüsseli adamın peşi sıra yürüyordu Karahan.
Deli gibi dans edip, zıplayıp, kol kola dönen insanlardan birkaçı yabancı adamı fark edip uzun bir süre incelediler. Dansa devam ederken bile bazı gözler onun üzerindeydi. Bazı diller onu konuşuyor, bazı parmaklar ona uzanıyordu.
Kimseye bakmıyordu esmer adam. Önündeki adamın sırtını, hareket eden omuzlarını ve uçuşan saçlarını izliyordu sadece. Yeni bir dünyaya girmiş olmanın gerginliğini taşıyordu. Bambaşka bir dünyada bir yabancıydı. Ama çekingen olmayışı ve hoşgörünün hayatının ana unsurlarından biri olması ortama kolayca ayak uydurmasını sağlıyordu.
Conall, handaki oldukça uzun masaların ardında kalan yuvarlak masanın etrafında oturan arkadaşlarını gördüğünde gülümsedi.
Rune, elindeki içki dolu boynuz kadehten yudumlarken gözleri, Conall'ın hemen yanında beliren esmer adama kaymış; şaşkınlıkla açılmıştı.
Harald, Rune ve Arvid; üçü de garip bakışlarla, çekinmeden adamı inceliyorlardı. Harald, adamı hatırlıyordu ama onu bu kadar net görmemişti. İlk gördüğü halinden daha zayıftı sanki. Onu incelerken ela gözleri kısılmış, kaşları yukarı kalkmıştı.
"Karan." dedi Conall başını hafifçe esmer adamdan yana eğip, Karahan'ı işaret ederek.
Adamların bakışlarının Conall'ınkilerden bile daha soğuk olduğunu düşündü Karahan.
Kendi halkından biri olsa yabancı birini güler yüzle karşılar, sıcak bir sarılma bahşeder, dostane bir sohbetin girizgahını yapardı."Seni görmüştüm. Siyah at... O harika şeyin sırtındaydın."
Arvid adamın suratında, onun kadar koyu olan gözlerini gezdirirken konuşmuştu. Bakışları gizli bir hayranlık taşıyordu.
Rune yanındaki boş sandalyeyi işaret etti.
"Bize katıl! Ben de senin gibi gezgin sayılırım. Konuşacak şeylerimiz vardır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valhalla'nın Işığı
Fiksi UmumYaralı bir Türk, Norslar'a esir düşer. İyi bir savaşçı ve zeki olduğundan onu kendi lehlerine kullanmak isterler. Bu hikaye Conall ve Karahan'ın hikayesidir. Valhalla'nın Işığı'nın hikayesi... ⋆⋆⋆ Kurgudur, gerçeğe uygun olmayabilir. ↬30.04.2020