Mavi gözler...Gözlerimi açtım ve parlayan ışık yüzünden yeniden kısmak zorunda kaldım. Neydi bu gürültü böyle? . Merakıma yenik düşüp yavaş yavas gözlerimi araladım. Etrafta koşuşan insanlar vardı. Yataklar vardı ve orda insanlar yatıyordu. Başlarında ağlayanlar ve gülenler vardı.
Koluma baktığımda serum takılı olduğunu gördüm. Sanırım acildeydim.
Hemen neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. En son eve doğru yürüyordum. Bir anda aklıma gelen düşünceler ile hemen doğruldum. Tabi ya gene o kabuslardan görmüştüm. Ama bu sefer uyanıkken görmüştüm ve bayılmama neden olmuştu. Peki o mavi gözler neydi? Ya da kimdi?
Ben düşünceler ile boğuşurken yanıma bayan bir doktor geldi. Siyah saçlarını topuz yapmıştı. Uzun boyluydu ve beyaz önlüğü lekeler içindeydi. Çok yorgun gözüküyordu. Onun için zor bir gündü anlaşılan. Ben neler diyordum ya asıl benim için zor bir gündü. Saat kaç olmustu? Ailemin haberi var mıydı? Aman tanrım peki Buse?
-Nasılsınız Hira hanım?
-İyiyim doktor hanım. Bana ne oldu?
-Panik atak geçirip bayılmışsınız. Önemli bir şeyiniz yok. Serumunuz bittiğinde gidebilirsiniz. Ailenize haber verildi zaten birazdan burada olurlar. diyip gülümsedi.
- Benim panik atağım yok ki. Hayatımda hiç böyle bir olayla karşılaşmadım. Hem beni buraya kim getirdi?
-Ambulansla geldiniz Hira Hanım.
-Ambulansı kim çağırdı. Yanımda biri var mıydı?
O mavi gözlü çocuktan iz arıyordum. Yanlış görmüş olamazdım değil mi? Yoksa o da bir rüya mıydı?
-O kadarını bilemem Hira Hanım. Ben bir doktorum izin verirseniz başka hastalarım bekliyor.
Kafa salladım ve doktor yan taraftaki hastaya gitti. Sanırım o da bir rüyaydı. Sonuçta insan görmedim sadece göz gördüm. Kız mı? erkek mi? Hiç bir sey bilmiyorum.
Ben düşüncelere dalmışken annemin sesini duydum.
-Hira'm noldu sana kızım? Diyip bana sarıldı ve ağlamaya başladı. Annem çok sulu gözdür.
-Anne merak etme panik atak mı ne varmıs bende. Bir şeyim yok serum bitince gidebiliriz.
-Panik atak ne kızım? Daha önce böyle bir sey olmadı hiç.
Omuz silktim. Benimde bir bilgim yoktu. Eve gidince etraflıca araştıracaktım.
-Anne ya telefonum nerde bilmiyorum. Buraya geldiğimde yoktu.
-Biraz önce bana verdiler kızım. Bize de senin telefonun dan ulaştılar zaten. Allah'tan şifren yok.
Telefonumu görünce çok sevindim. O hengamede kaybolmasından çok korkmuştum. O benim minik kelebeğimdi sonuçta.
Hemen Buse ile konusmalarımıza girdim. Buse den bir sürü mesaj vardı ve 13 cevapsız arama vardı. Korka korka açtım.
-Hira eve varmadın mı daha?
-Saat kaç oldu neden yazmıyorsun?
-Hira!
-...
-...
-...
-...
-Hemen size geliyorum ne oluyor bana anlatıyorsun!
Son mesaj 10 dakika öncesine aitti. Hemen Buse yi aradım.
-Buse bize gelme ben hastanedeyim.
En iyisi tek seferde söylemek.Önce ses vermedi.
-Buse?
-Kızım sen beni delirtecek misin? Ne hastanesi? Ne oldu?
Sesi titriyordu. Canım arkadasım benim. Onun bu haline gülümsedim.
-Panik atak geçirip bayılmışım Buse. Serum taktılar bitince eve gideceğiz. Annemler yanımda merak etme. Evde bulusuruz olur mu?
-Tamam ben bekliyorum. Ne zaman gelirsiniz?
Seruma baktım. Zaten bitmek üzereydi. Eve de yarım saatte giderdik herhalde.
-Yarım saatte geliriz Buse. Seni seviyorum.
-Tamam bende seni seviyorum kankam.
Telefonu anneme verdim. Benim koyacak yerim yoktu. Annem aldı çantasına koydu. Babam doktorla konusmaya gitmişti sanırım. Ortalıkta yoktu.
-Anne babam nerde?
-Doktor la konusmaya gitti kızım birazdan gelir.
Kafa salladım ve yanımıza bir hemşire geldi. Güleryüzlüydü.
-Hira hanım serumunuz bitti. Çıkaralım isterseniz.
Kolumu hemşireye uzattım ve hemen serumu çıkardı. Damar yolunu da çıkardı.
-Bu pamuğu buraya sertçe bastırın. Daha kanaması hemen durmaz. Dedi ve gitti.
Koluma pamukla bastırırken bir yandan da doğruldum.
-Hadi anne babamı çağır da gidelim.
Babam geldi ve arabaya bindirdiler beni. Kendimi iyi hissediyordum ama ilgilenilmek hoşuma gitmişti.
Yarım saate kalmadan evdeydim. Beni yatağıma yatırdılar. Annem alnıma öpücük kondurdu.
-Sen biraz dinlen kızım bende yemek hazırlayayım.
-Tamam anne. Buse gelir birazdan.
-Tamam ben kapıyı açarım.
Beş dakika geçmeden kapı sesi duyuldu. Buse koşa koşa yanıma geldi.
-Nasılsın kankam? Ne oldu sana?
Ağlamaklıydı. Doğruldum.
-Ben iyiyim Buse. Sadece bayılmışım.
Bana ters ters baktı ve
-Anlat artık bir derdin var senin.
Yavru köpek bakışları attım ona.
-Ne derdi kankacım.
Buse tabi yer mi? Ters ters baktı.
-Sende bir haller var biliyorum. Hemen anlatıyorsun. Daha fazla erteleyemezsin.
Sıkıntıyla iç geçirdim.
-Buse bu aralar cok kötü rüyalar görüyorum.
-Ne gibi?
-Rüyalarımda bizim ev yanıyor. Ve hep aynı rüyayı görüyorum.
-Sınav stresindendir Hira. Merak etme.
Bana sarıldı ve beni rahatlatmaya çalıştı . Ama bilmediği bir şey vardı.
Evimizi ben yakıyordum...
Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar. Bu ilk hikayem olduğu için yanlışlarımı bilmek isterim. Hikayenin başlarında olduğumuz için bölümler hızlı gelecek. Beğenmeyip unutmayın. 😍❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmedik
Fantasia0544****: Balıkların sevgisini bilir misin? Birbirlerine dokunamazlar ama sevgilerini hep yüreklerinde hissederler. Bende bunca zaman sana dokunamadım çünkü hep yüreğimdeydin. 0544****:Geceler çığlığımı duymadı. Mavi gözlerim deniz gözlerini aradı a...