🦋4🦋

641 281 269
                                    

Medyada Hira var :)

Buse ile birkaç saat kadar yatağımda oturduk. Aslı'dan, Mert' ten, Emir'den ve mesajda anlattığı çocuktan bahsettik. Okuldayken o çocuğun fotografını gösteremediği için şimdi fırsatını bulmuşken göstermişti. Oldukça heyecanlıydı bu çocuk konusunda. Umarım artık birine bağlanırdı da bende konuştuğu çocukların ismini unuttuğum için azar yemezdim. İyi bir çocuğa benziyordu. En azından fiziken. Tanımadığım için kişiliği hakkında yorum yapamamıştım.

Beni bugünkü olaylardan uzaklaştırmak istiyordu biliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beni bugünkü olaylardan uzaklaştırmak istiyordu biliyordum. Ne kadar göstermese de düşünceli bir arkadaşa sahiptim. Bu beni çok mutlu ediyordu.

Bende ona mavi gözlerden bahsettim. Her kimse adı mavi göz kalmıştı artık. Gerçi benim hayal ürünüm olma ihtimali de yüksekti . Sonuçta kim sadece mavi bir göz görürdü ki? Benden başka kim bu kadar başarılı olabilirdi?

-Hira nasıl sadece mavi göz görebilirsin kafam almıyor. Kız mı? erkek mi? Hiç mi bir şey görmedin?

Oflayarak konuştum.

-Gerçekten görmedim diyorum Buse neden inanmıyorsun?

-İnanılacak bir sey mi sence bu? Dedi ve imalı bir bakış attı.

-Sende haklısın . Bana da inanması zor geliyor.

Sonunda Buse'nin telefonu çaldı. Arayan annesiydi.

-Efendim anne?

-...

-Tamam anne geliyorum.

-Hira annem geçmiş olsun diyor. Ve beni çağırıyor gitmem lazım. Yarın okula gelecek misin?

Biraz düşünür gibi yaptım.

-Tabiki de geleceğim Buse. Okulu nasıl kaçırırım.

diyerek gülümsedim. Ve Buse'nin öldürücü bakışlarına maruz kaldım.

-Sen ve okul aşkın tabiki. Ben bunu neden düşünemedim. Diyerek alnına bildiğin tokat attı. O tokatın sesi kulaklarımda yankılandı. Bu kız gerçekten kafayı yemişti.

-Yapma kız bir gün alnında elinin izi çıkacak. diyerek kahkaha attım.

-Gül tabi sen gül. Hadi ben kaçtım.

Buse gittikten sonra bende ciddi manada psikolojik destek almayı düşünmeye başladım. Bu aralar stresim garip şeyler görmemi sağlıyordu. Çoğu gece aynı korkunç rüya ile uyanmaktan bıkmıştım artık. Tam bir işkence oluyordu. Terden sırılsıklam oluyordum ve her seferinde üstümü değiştirmek zorunda kalıyordum. Annem bir gariplik olduğunu anlamaya başlamıştı. Bazen neden üstümü değiştirdiğimi sorduğu oluyordu. Şimdilik idare ediyordum ama daha ne kadar saklayacaktım ki?

Yatmaktan sıkıldığım sıralarda laptopumu masamın üzerinden aldım ve panik atak neymiş araştırmaya başladım.

Panik atak gerçek bir tehlike veya görünürde belirgin bir neden olmamasına rağmen şiddetli fiziksel belirtilerle kendini gösteren yoğun korku atağıdır. Panik atak anı çok korkutucudur, kişi kalp krizi geçirdiğini veya öleceğini düşünebilir.

Yazılanlar yaşadığım şeylerle uyuşuyordu. Ama ya bir daha olursa?

Burda kontrol etmek için bazı taktiklerden de bahsediliyordu. Hızlıca göz gezdirip denemeler yaptım.Yaklaşık bir saat boyunca panik atakla ilgili bilgi topladım. Sonunda pes etmiştim. Ve ciddi manada acıkmaya başlamıştım. Mutfaktan çok güzel kokular geliyordu. Annemin yanına mutfağa gittim. Annem beni görünce:

-Kızım sen ne yapıyorsun ayakta?

-Anne ya çok acıktım. Ne zaman yemek yiyeceğiz?

Annem halime acımış olacak ki.

-Şurada dolabın kenarında sarma var. Onlardan atıştırakoy. Baban yarım saate burda olur. Yemeye başlarız kızım.

diyerek bana gülümsedi.

-Canım annem benim diyerek annemi kocaman öptüm.

Sarmalarımı da alıp odamın yolunu tuttum. Odama geldiğimde güzel yatağım resmen bana göz kırpıyordu. Gel de beni sev diyordu.

-Merak etme yatağım benim. Seni hiç unutur muyum? Biliyorsun imkanım olsa bütün zamanımı seninle geçiririm.

Her şeyle konuşur olmuştum artık.

Yatağımı bir güzel düzelttim ve üstüne oturup sarmalarımı yemeye başladım.

Sarmalar aşkına!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sarmalar aşkına!

Bir sarma bu kadar güzel olurdu. Hayır annem diye demiyorum ama cok güzel sarma sarar. Kalem gibi ince uzun olur. Bazıları gibi içini çok doldurmaz. Bence böyle daha güzel. Görüntüsü bile narin oluyor.

Okul formamın yeşilinden ne kadar nefret ediyorsam sarmanın yeşiline de o kadar bayılıyorum. Biliyorum çok garip bir kızım ben.

Bir yandan sarma yiyip bir yandan da yarım saat ne yapacağım diye kara kara düşünüyordum. Bu kafayla ders de çalışamazdım. En iyisi telefonuma bakmak. En son annem çantasına koymuştu. Çevreme bakındım ve telefonumu çekmecemin üstünde gördüm.

Zafer sırıtışı yaparak çekmeceme doğru son hız koştum.

Telefonumu elime aldım ve WhatsApp 'ta bilinmeyen numaradan mesaj oldugunu gördüm.

0544....: Bir daha yolda giderken dikkat et küçük kız. Kollarımdayken mavi göz diye sayıklıyordun. Bilseydim bu kadar seveceğini gözlerimi sana verirdim. 🤪😎

Şokla ekrana baktım. Öksürmeye başladım. Hay neden sarma yerken mesaj okuyorsam. Boğazımda kaldı işte. Ben deli gibi öksürüp, morarırken annem imdadıma yetişti. Hemen çekmecemin üstündeki şişeden su doldurdu ve içirdi.

Su ne güzel bir nimet! Tahtalı köyü boyluyordum az kalsın. Sakinleşmeye başladığımda annem konustu.

-Neden bu kadar dikkatsizsin Hira! Ben sürekli seninle mi uğraşmak zorundayım. Bugün sana neler oluyor böyle anlamıyorum.

Ben hala olayın şokunu atlatamamışken bir de annemin üstüme gelmesi sinirlerimi bozmuştu.

-Bilerek mi yaptım anne? Ben sanki boğulmak istiyormuşum gibi konuşuyorsun.

-Neyse hadi yürü baban geldi. Yemek yiyeceğiz.

-Tamam anne geliyorum.

Annem odadan çıktığında hemen mesajı açtım. Tekrar tekrar okudum. Evet doğru görüyordum.

Mavi göz gerçekti ve anlaşılan egoistin tekiydi...

Bu bölüm biraz kısa oldu. Umarım beğenirsiniz. Oylamayı unutmayın. 😊❤️

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin