Medyada bir adet Hira :)
İyi okumalar :)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
0544****: Çok yakında gördüğün rüyaların neden olduğunu anlayacaksın. Yeni bir hayat seni bekliyor Hira. Doğanı öğreneceksin.
0544 ****: Öğreteceğim...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sanki üçüncü gözümüz çıkmışcasına mesajları defalarca okuyorduk. Bu çocuk gercekten benimle kafa buluyor olmalıydı. Ne demek doğanı öğreteceğim? İnsan kendi doğasını bilmez mi?
Busenin de benden aşağı kalır yanı yoktu. O da dalmıştı düşüncelere. Aklından neler geçtiğini bilmiyordum ama baya gergin görünüyordu. Halbuki bu tarz şeylere takılan biri değildir Buse. Sanırım beni çok sevdiği için bu kadar büyük bir tepki gösterdi.
Okul zilinin o iğrenç ve tiz sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Bu zilin derse başlama zili olması ihtimali yüksekti. Ne kadar zamanın geçtiğini kestiremediğim için bilmiyordum. Busenin koluna girdim ve.
-Hadi gidelim artık. Burda beklemenin bir anlamı yok. Dedim.
Ayaklarım geri geri gidiyor olsa da sürüye sürüye okul kapısından içeri girdik. Bahçede çok insanın olmaması geç kaldığımızın habercisi gibi görünüyordu. Birbirimize manidar bir bakış attık ve okulun yüksek, dik ve siyah merdivenlerini tırmanmaya başladık. Sınıfımızın beşinci katta oluşu coğu zaman bacaklarımızın sızlamasına ve geç kalmamıza neden oluyordu. Zaten geç kalmış olmamız ve yaşadığımız ilginç şeyler beni gerdikçe geriyordu.
Sınıfın önüne geldiğimizde matematik hocasının çoktan içeri girip derse başlamış olduğunu görünce aceleyle kapıyı tıklattık. Matematik hocamız bize döndü ve
-Geçin çocuklar. Ben erken geldim aslında. Dedi.
Bu hocayı dersini sevdiğim kadar seviyordum. Tatlı, anlayışlı ve esprili bir kadındı. Kırklı yaşlarında olmasına rağmen gençleri anlıyor, zaman zaman öğüt veriyordu. Hatta bazı öğrencilere psikolojik danışmanlık yaptığını söyleyenler bile vardı. Bizim yaşlarımızda bir kızının olmasınında bunda payının büyük bir payı olmalı bence. Kadın araştırıyor ve devamlı kendini güncelliyordu.
Sızlayan bacaklarımıza inat bir hızla sıramıza geçtik. Eşyalarınızı hazırladık ve hocayı dinlemeye başladık.
Ders süresince Buse'nin gergin oluşu beni düşündürüyordu. Ayakları ile ritim tutuyor, kalemi ağzına sokuyor, zaman zaman da ofluyordu. Buse'nin en sevdiği derslerin başında gelir matematik. Bu derste böyle olmasının başka bir nedeni mutlaka vardı. Mesajlarla ilgili olduğunu düşünüyordum.
Kolumdaki saatime baktığımda zilin çalmak üzere olduğunu gördüm ve defterimi kapattım. Hoca da dersi bitirmiş ve veda etmişti zaten. Hocanın dışarı çıkması ile Buse'ye döndüm ve beni izlediğini gördüm. Çok düşünceli ve sanki bir şeyi anlamak istermiş gibi bakıyordu.
-Ne oldu anlat bakalım. diyerek koluna dokundum.
Böyle demem onu daha da germiş gibi elindeki kalemi yere düşürdü ve hemen ayağa kalkıp aramaya başladı. Halbuki gözünün önündeydi kalem. Ama Buse bunu göremiyordu. Yerdeki kalemi alıp gözüne sokarcasına yaklaştırdım. Ve hafifçe kafasına vurdum.
-Benden bir seyler sakladığın çok belli Buse. Lütfen artık ne olduğunu söyle. Yoksa bu böyle daha ne kadar devam eder bilinmez.
-O kirli kalemi nasıl saçıma sürersin?! Diyerek bağırdı ve herkesin bakışları bize döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmedik
Fantasia0544****: Balıkların sevgisini bilir misin? Birbirlerine dokunamazlar ama sevgilerini hep yüreklerinde hissederler. Bende bunca zaman sana dokunamadım çünkü hep yüreğimdeydin. 0544****:Geceler çığlığımı duymadı. Mavi gözlerim deniz gözlerini aradı a...