Two

3.5K 293 115
                                    

Merhaba!
İkinci bölümle karşınızdayım.
Keyifli okumalar...
~

Jimin ne yapacağını bilemeyip sadece olanları anlamaya çalışıyordu.

"Aman tanrım aman tanrım aman tanrım aman tanrım yaptığım şeyi sikeyim!!"

Bu konu hakkında çok kızmıştı kendine. Titrek bir şekilde telefonuna döndü ve araması gereken numarayı aradı.

"Merhaba?" dedi telefonun diğer ucundaki adam.

"Bebeğim? Sen misin?" diye sordu Jimin.

"Ha! Başka kim olabilirdi ki?" Şaşkınca sormuştu erkek arkadaşı.

"Yoongi, bebeğim? Sensin değil mi?" Jimin onun olduğundan emin olur olmaz yutkunurken, diğer uçtan huzursuz bir iç çekiş duyuldu.

"Evet benim, Yoongi. Ne oldu? Şu an meşgulüm." Sabırsız bir ses tonuyla konuşmuştu Yoongi.

"Ahh,"
Jimin beceriksizce güldü, erkek arkadaşına ne olduğunu anlatması gerektiğilye ilgili karasız kalmıştı.

Yoongi sıkıca gözlerini kapatıp yüksek bir sesle yutkunurken konuştu Jimin.
"A-ah, sadece yeni bir telefon aldım ve bu senin numaran mı diye aramıştım..."

"Ne? Şu an işteyim ve beni bunun için mi aradın? Önemli bir şey oldu sandım." Yoongi Jimin'le hafif kızgın bir ses tonuyla konuştu.

Jimin tekrar beceriksizce gülümsedi, "Üzgünüm bebeğim. İşinin çok olduğunu biliyorum ve gerçekten meş-"

Yoongi çoktan telefonu kapatmıştı bile. Bu ruh halini düşürmüştü işte Jimin'in. İçini çekerek yatağına kendini attı ve yüzünü yastığına doğru bastırdı.

Jimin ve Yoongi üç yıldır çıkıyorlardı.
Ama tıpkı sakız gibi, ilişkilerindeki tatlılıklarını yavaş yavaş kaybetmeye başlamışlardı. Yoongi gittikçe sert biri olmuş ve daha uzun saatler çalışarak kendini Jimin'den daha da uzaklaştırmıştı. Bu Jimin'i daha da rahatsız ediyordu. Artık birlikte yemek bile yemedikleri noktaya gelmişlerdi, nadiren yediklerinde ise her zaman olduğu gibi tamamen sessizdi.

Erkek arkadaşının, sebepsizce Jimin'i asla rahat bırakmayan adam, eskisi gibi sevgiyle dolu bir adam olmadığı için üzülmüştü.

Yoongi çok değişmişti.

Jimin bu düşünceyle yeniden iç çekti ve onu süründüren tüm kötü duyguları kendinden uzaklaştırmaya karar verdi. Kalbini dolduran üzüntüden uzaklaşmak için güzel düşünceler aklına getirmeye çalıştı ama düşünceler aklına girip çıkarken, Jimin aniden sanal seks yaptığı, adını bile bilmediği adamı hatırlamıştı.
Telefonunu açtı ve yabancı kişinin numarasını bulmaya çalışarak arama kayıtlarına girdi.

"+**1326969. Tanrım umarım bu adam bir ucube ya da manyak değildir, aksi halde bu çok garip olurdu." dedi kendi kendine. Endişeyle bağırırken yüzünü daha fazla yastığına gömdü.

"Ya çirkinse? Ya da yaşlı? Ya korkunç bir katilse? Aman tanrım ben ne yaptım??!" Jimin yatağındaki çarşafın üzerinde tarçınlı rulo gibi yuvarlanırken bağırmıştı.

"Ama, sesi genç birine benziyordu, yirmi üç yaşlarında biri gibi." dedi. Daha önce duyduğu sesin sahibinin yüzünü tahmin etmek üzere başını yastıktan kaldırdı.

"Sikeyim cidden!"
Jimin kendi kendine hayıflanıyordu.
Biraz daha yuvarlandıktan sonra her şeyin çok yorucu olduğuna ve zaten yatağında olduğu için uyumaya karar vermişti.

En iyisini umalım; gözlerini açtığında her şeyin bir rüya olabileceğini mesela.

Uykuya dalmaya başlamıştı ama hala yumuşacık küçük bir tarçınlı rulo gibi yuvarlanıyordu.

-

Jungkook'un aklına bilinmeyen adamın sesinin sona erdiğini farkedip şoka girdiği an geldi. O aslında kim olduğunu soracaktı ama arayan kişi çoktan telefonu kapatmıştı.

"Tuhaf, sesi hoşuma gitti." dedi kendi kendine. Koltuğundan kalktı ve kendisini temizlemek ve geçici olarak hayatındaki bu olayı unutmak için banyoya gitti.

~
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.💜

VOICE | Jikook [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin