Thirteen

1.9K 219 103
                                    

Günler birbirini kovalarken ikisi de iyice yakınlaşmaya başlıyordu. Her gün birbirlerini arayıp konuşuyorlardı. Sanal seks yaptıklarından bahsetmeye bile gerek yoktu. Sonuç olarak durumlarından çok memnun görünüyorlardı.

Birkaç gün sonra Yoongi bile Jimin'in evine gelmeyip üzülmesine sebep olmuyordu. Üç yıllık zaman kaybıyla geçen ilişkilerinin uzamasını istemediği için doğruyu bilmek ve Yoongi'nin her şeyi açıklamasını bekliyor, hala neden açıklamadığını düşünüyordu.

Jungkook ise Jimin'in kahkaha atması ve gülmesini sağlayan tek adam olmuştu şimdi. Ekranında Jungkook'un adı yanıp söndüğünde her zaman telefonu açıyor ve sesini duyduğunda ise kalp atışları eşliğindeki gülümsemesini durduramıyordu. Jungkook, Jimin için her şeyin en iyi olmasını sağlayan ve aklının büyük bir kısmını karıştıran tek kişiydi.

Günlerden pazardı ve Jungkook tarafından aranmadığı için sıkılıyordu Jimin. Belki meşguldü?
Ya da uyuyordu?

Koltuğa otururken telefonununda geziniyor, aynı anda ise radyodaki favori şarkısını dinliyordu.

Yapacak bir şey olmadığı için telefonunu kapatıp yanına koyduktan sonra uzandı. Gözlerini kapatıp bir süreliğine gevşedi.

Telefonundan aniden bildirim sesi gelince Jungkook'un mesaj attığını düşünerek gözlerini kocaman açıp telefonu eline aldı. Hemen mesajlara girdi ama onun mesaj atmadığını görünce şaşırdı.

[Bebeğim, geliyorum]

Anında suratı asılmıştı.
Yoongi'nin mesaj attığını görünce hayal kırıklığına uğramıştı. Neden böyle hissetmişti ki? Başkasını mı bekliyordu?

Okuduğu anda mesaja cevap vermeyip sildi ve telefonu koltuğun üzerine fırlattı.

Tekrar uzanıp Yoongi'nin gelmesini bekledi. On dakika sonra Yoongi korna çalıp arabasını Jimin'in evinin önünde parketmişti.

Jimin gelenin Yoongi olduğunu biliyordu ve bu yüzden yerinden kalkmamıştı.

Üç kez kapıyı çalınca, kapıyı açmak için kalkmıştı sonunda.

Kapıyı açtığında Yoongi gülümseyerek elinde bir buket kırmızı gül tutuyordu.

Önceki gibi miğdesinde kelebekler uçmamıştı, aksine Yoongi'nin onu aldattığı aklına gelince göğsünde bir acı hissetmişti.

Mutlu gibi davranıp sahte bir şekilde güldü ve Yoongi'nin girmesi için kapıyı iyice açtı.

Yoongi içeriye girdiğinde Jimin'in dudaklarını öpmek için yaklaştı ama Jimin yüzünü çevirince yanağından öpmek zorunda kalmıştı.

Yoongi Jimin'in öpüşmekten kaçındığı için endişelenmişti.

"Kötü bir şey mi oldu?"

Yoongi'ye bakıp hüsranla kahkaha attı Jimin.

"Ne olabilir ki? Kötü bir şey mi var?"

'Var' kelimesini vurgulayarak konuşmuştu.

"Anlamadım? Bir problem mi var?" diye sordu sesini yükseltmeye başlayarak Yoongi. Jimin'in neden aniden garip davrandığını anlamamıştı.

Jimin yapmacık bir şekilde gülümsedi ve kafasını sallayıp "Boşver." dedi
içeriye geçtiği sırada.

Birkaç adım attığında Yoongi onu kolundan yakalayıp yürümesini engellediğinde açıkça ona baktı Jimin.

"Burada olduğum için mutlu değil misin? Bana sarılmayacak mısın? Sana çiçek aldım."

Yoongi'nin elindeki buketi aldı, "Mutluyum Yoongi. Hem de çok."

VOICE | Jikook [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin