Satıcı

Cüzdanımı Çaldılar

Okuldan çıktıktan sonra malları almak için sık sık gittiğim depoya gittim. Bütün herkes beni tanırken patronun sağ kolu olan Ömer yanıma geldi.

"Malları almak için dün gelmiştin. Bu kadar hızlı malları bitiremeyeceğine göre sorun nedir?" diye sordu Ömer.

"Okuldan atıldım. Bu tür konularda yardım edeceğinizi söylediğiniz için de buraya geldim." dedim.

"Bunun için yapabileceğimiz bir şey yok. Kendine yeni bir okul bulmalısın." diyen Ömer ile kaşlarım çatıldı.

Sinirle "Ne demek yapabileceğiniz bir şey yok? Bana bir okul bulabilirsiniz!" dedim. 

"Böyle basit işler ile sen ilgilenmesin. Bizi meşgul etme." diyen Ömer ile "Siktir." dedim ve depodan çıktım.

Kendi başıma okul değiştirmek sanki kolaymış gibi kendin yap diyorlar. Okula kayıt için tek başıma gidince okul müdürleri anında benden kıllanıyordu.

Okul işini yarın hallederdim. Bugün işlek yerlere gidip mal satacaktım. Ne kadar çok mal satarsam o kadar para kazanıyordum.

Her sattığım paketine paketine elli TL alıyordum. Günde sattığım paket sayısı ise beş ile yirmi arasına şansıma göre gidip geliyordu.

Meydanda tanıdık alıcıların yüzünü görmeyi umut ederek dolaşırken ara sokaktan gelen bağırışmalar ile merakla o tarafa yöneldim.

Bizim patronun adamlarından Onur polisler tarafından yakalanmış mallara el konuluyordu. Bu durumu görmezden gelemezdim.

Aklıma gelen fikirle hızla yanlarına gittim. "Polis Bey yardım edin cüzdanımı çaldılar!" diye bağırdım.

Zaten iki polis memuru vardı biri hemen yanıma gelince "Cüzdanınızı kim çaldı?" diye sordu.

Rastgele bir yeri göstererek "O tarafa gitti. Lütfen cüzdanımı alın. Bugün çalıştığım lokantadan daha yeni maaş almıştım." dedim.

İki polis memuru aralarında bakıştıktan sonra "Hemen cüzdanınızı getireceğim hanımefendi." dedi polislerden biri ve gösterdiğim yöne doğru gitmeye başladı.

Hayali cüzdanımı bulmaya giden polis memurunu göstererek "Arkadaşınızı dövüyorlar! Olamaz cüzdanımı çalanlar arkadaşınıza bıçak çekti!" diye bağırdım.

Ben oscarlık oynarken diğer polis memuru yanıma geldi. "Hani nerede?" diyerek yanıma geldi.

"Yerde yatıyor görmüyor musunuz?" dedim. Polis memuru gitmekle gitmemek arasında tereddüt yaşarken öne doğru bir adım atmıştı ki "Onur koş!" diye bağırdım.

Onur kolumdan tutarak koşmaya başlayınca polis memuru arkamızdan bağırarak koşmaya başladı.