Moon Garden(Kaisoo)

(17)

Kyungsoo 'nun anlatımından;
O günden sonra ne wooyoung 'u ne de san 'ı görmüştüm. Okuldan kayıtlarını aldırdıklarını ve başka bir ülkeye gittiklerini duymuştum. Onları özlüyor muydum? Evet. Ama onlar mutlu olacaksa bende mutlu olurdum.

Bugünün hafta sonu olmasıyla ile yataktan hiç bir şekilde çıkmamayı plânlamıştım. Ta ki baek ve chan gelip beni zorla kaldırmaya çalışana kadar. Onlara gelmek istemediğimi söyleyince baek itiraz edip zorla kaldırdı beni. Bende yapacak başka birşey olmadığı için kalktım.

Her zaman ki kafemize gelmiştik. Yine. Aşırı derecede sıkılıyordum. Tabii sizin de karşınızda flörtleşen bir sevgili olsa sizde sıkılırdınız. Buraya geldiğimizden beri ne baek ne de chan benimle ilgileniyordu. Açıkçası kıskanmıştım. Belki benim de sevgilim olsaydı- saçmalama kyungsoo seni kim sevecek ki ha.

Chanbaek ikilisini kafede bırakıp sahilde yürümeye başladım. Biraz yürüdükten sonra birden yanıma sehun ve taemin ikilisi geldi. Ben onlara şaşkınca bakarken taemin konuşmaya başlamıştı bile.

"Merhaba soo. Burda ne yapıyorsun böyle. Bir de tek başınasın."

"Aslında baek ve sevgilisi de yanımdaydı ama ben biraz sahilde yürümek istemiştim. Peki siz ne yapıyorsunuz burda."

"Aslında biz de kai ile beraber gelmiştik ama o biraz önce gitti. Bizde sıkılıp senin gibi yürümeye karar vermiştik. Seni görünce de yanına gelelim dedik."

Bunun gibi biraz daha sohbet ettikten sonra bir işleri olduğunu söyleyip yanımdan ayrılmışlardı.

Kai 'nin anlatımından;
Kahvemizi içtikten sonra taemin biraz sahilde yürümek istediğini söyledi. Sehun da onu onaylayınca hep beraber sahilde dolaşmaya başladık.

"Kai o karşıdan gelen soo değil mi?"

"Evet sehun o."

"Ben sana mı sordum onu min. Neyse hadi yanına gidelim. Belki tek başına gelmiştir. "

Onun yanına gitmek mi? Hemde yanımdaki bu iki salak ile. Hayatta olmaz. Onlarla gitmemek için bir bahane bulmam gerekiyordu. Yoksa bu iki salak soo 'ya onu sevdiğim yalanını söylerdi.

"Eeee çocuklar benim evde bir işim vardı da onu halletmem gerek. O yüzden sizinle gelemeyeceğim. Kusura bakmayın canım arkadaşlarım. Yarın okulda görüşürüz bay."

Onların konuşmasına izin vermeyip eve doğru yürümeye başladım. Tam da rahatladığımı hissetmişken kris yine önüme çıkmıştı. Tanrım bu çocuk benden ne istiyor?

"A-a kim jongin. Ne zamandır görmüyorum? Seni ne kadar çok özlemişim bir bilsen."

"Kris wu. Kendine başka birisini bul. Çünkü seninle uğraşacak insan ben değilim anladın mı?"

"Duyduğuma göre soo 'yu seviyor muşsun? Galiba uyarılarım yetmedi ha. Peki ondan uzak durmanı söylediğimde neden beni dinlemedin? Ah yoksa anlaman için seni dövmem mi gerek?"