"Luhan-ie. Görüyor musun? Aşk kuşları sonunda kavuştu. Ama birbirlerine bakmıyorlar bile."
"Evet sevgilim. Bende gördüm. Kavuştular ama birbirlerine bakmayı düşünmediler bile."
"Ne dersin? Hadi ikimiz bir yerlere gidelim ve onları biraz baş başa bırakalım. Belki o zaman birbirlerine bakmaya başlarlar. "
"Hmm. Aslında güzel fikir ve neden olmasın. Hadi gidelim."
Hunhan ikilisi evi terk ettiğinde yanlız kalmamız ile birlikte daha da stres yapmıştım ve biraz da gerilmiştim. Kai 'ye bakınca onunda benden bir farkı olmadığını anladım.
Tam koltuğa oturacakken kai birden kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı. Evden çıktığımızda nereye gideceğimizi düşünmeye başladım.
Kayalıklara geldiğimizde biraz olsun rahatlamıştım. Çünkü ne olursa olsun burası beni rahatlatıyordu. Beni kendine döndürüp konuştu.
"Özür dilerim. Daha yeni sevgili olmuşken üvey babamın ortaya çıkması ve beni seninle tehdit edip evden dışarıya adım atmamı bile engellemesi. Ah kafayı yemek üzereydim soo. Sensiz geçen bir hafta. Kocaman bir hafta. Bazen sehun ve baek beni seninle ilgili bilgilendirsede bu bana yetmiyordu soo. Çünkü... Çünkü ben seni ve o güzel kokunu içime çekmeyi çok özledim. Seni çok özledim sevgilim"
Benim konuşmama izin vermeyip sarıldı. Kokumu içine çektiğini anladığımda istemsizce göz yaşlarım akmaya başladı. Ağladığımı anlamış olacak ki sarılmayı bitirip göz yaşlarımı sildi. Ona bakarken bir anlığına onunda gözlerinin dolduğunu gördüm.
"Ağlama kai. Lütfen sevgilim. Ağlama."
Kayalıklarda biraz oturup hasret giderdikten sonra beni eve bırakıp gitmişti.
Kai 'nin anlatımından;
Eve giderken acaba başıma daha neler gelebilir diye düşünürken karşıma kris çıkmıştı."Bende diyordum ki bu kris nerelerde acaba."
"Ah kai. Bende seni özledim. Ve duyduklarımın doğru olmadığını kanıtlamak için buraya geldim. Soo ile sevgili olduğunuzu söyleyip duruyorlar. Ama bu doğru değil değil mi kim jongin?"
"Aslında tam da sana bunu söyleyecektim kris wu. Soo ile sevgiliyiz. Ve eğer ona bir şey yapacak olursan inan ki sana ne yapacağımı ben bile düşünmem."
"Hadi ama cidden onunla sevgili misiniz? Hemde hiç bir şeyi bilmiyorken."
"Ne? Neyi bilecekmişiz?"
"Bence ailenin kaza yaptığı gün çarptıkları arabada soo 'nun ailesi olduğunu bilmen gerekiyor değil mi kim jongin?"
"S-sen. Ne!?"
"Evet kim jongin. Doğru duydun. Şimdi benim gitmem gerekiyor."
Kris gittikten sonra sehun ve taemin 'i arayıp kayalıklara gelmelerini istedim.
Bir kaç dakika sonra geldiklerinde onlar oturur oturmaz direk anlatmaya başladım.
"Soo 'dan ayrılıyorum."
"Ne!?"
"Sen ne dediğinin farkında mısın kai? Soo diyorsun. Hani şu çok sevdiğin sevgilin olan soo."
"Ayrılıcam dedim sehun. Hem ikiniz neler olduğunu bilmiyorsunuz."
"O zaman anlat da bilelim."
"Annem ve babamın kaza yaptığı gün çarptığı arabada soo 'nun ailesi varmış. Yani benim ailem onun ailesi yüzünden öldü."
"Saçmalama kai. Bu yüzden ayrılamazsın ondan. Hem belki onun da haberi yoktur bundan. Neden hemen birbirinizi üzmeye başlıyorsun ki."
"Ben kimseyi üzmüyorum min. Sadece doğru olanı yapıyorum. Ondan ayrılıcam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moon Garden(Kaisoo)
RandomDo kyungsoo kendi halinde bir üniversite öğrencisiydi. Ve kai de soo'nun kabusu... Hadi bu kitabı ve kaisoo'nun maceralarını beraber keşfedelim.