-12-Kırmızı

12K 419 32
                                    

Lütfen bölümü oylamadan geçmeyelim.

Satır içi yorumlarda bırakırsak mutlu olurum. Şimdiden teşekkürler :-)

Keyifli okumalar dilerim..

¦~Kırmızı~¦

Ayşin

Siyah bir kapının önünde durakladı. Ben kucağındayken hiç zorlanmadan kapıyı açtı. Hafif bir iç çektim. Gözleri kısa bir an gözlerimle çakıştı. Baygın bakışlarıma karşılık düz bir ifadeyle baktı bana.

Beni deri bir koltuğun üzerine ondan pek beklenmeyecek şekilde dikkatlice bıraktı. Ondan ayrılan bedenim koltukla bütünleşti. O ise ahşap masanın etrafından dolanarak üzerinde bulunan telefona elini attı ve birini aradı. Merakla hareketlerini takip ediyordum.

"Sert bir kahve gönder"deyip kapattı.

Bakışlarını kaldırıp bana baktı. Birbirimizin gözlerine dikkatle ve sanki orada bulacağımız bir sırrı yakalayacakmış gibi bakıyorduk.

Bakışmayı bölen kendisi oldu. Tekrar masanın etrafından dolanıp yanımdan geçti ve karşımdaki çift kişilik koltuğa asilce çöktü. Asil çünkü hareketlerinden asillik akıyordu. Ayak bileğini bacağının üzerine yavaşça attı ve bir kolunu arkaya atarak koltuğun başına yasladı. Bir diğer kolunu da kenar başlığa koydu. Tekrar göz göze geldik.

Mavi gözlerim ondan hiç kopmadı. Ta ki kapı tıklatılana kadar..

Bakışlarımı kaçırarak ondan çektim. Tok sesiyle, "Gel"dedi.

Sessizce yutkundum. Ses tonu çok haşindi. Gözlerimi oyalanmak adına etrafıma kaydırdırdım. Düz, küçük bir odaydı. Bu adam gibi kapkaranlıktı. Her şeyin rengi siyahtı. Duvarlar, koltuklar, masa bile..

Karanlığın adamı bir diğer deyişle..

Adama doğru döndüm. Ama beklemiyordum onun beni izlediğini. Bir an için afallamış gibi oldum.

Yine kaşlarını çatmıştı. Gözlerimi ondan hızla kaçırdım ve ön sehpaya bırakılan kahveye çevirdim. Hiç farketmedim kahve bırakılırken her kim getirdiyse artık.

"İç."

Duyduğum sesle hafifçe yutkundum. Emir kipiyle konuşması beni sinirlendirdi fakat hiçbir tepki vermedim. Adamdan biraz korkuyordum diyelim.

Kahveyi titreyen ellerimle kavrayıp kırmızı dudaklarıma götürdüm. Bir yudum aldım. Anında yüzüm buruştu. Çok sertti. Ben kahveyi asla bu kadar sert ve şekersiz içmezdim.

"Bu çok kötü"diye söylenmekten kendimi alıkoyamadım.

" İç onu. "Taviz vermeyen sert sesi eğer itiraz edersem bana zorla içirecekmiş gibi bir hava lansettirdi.

Bir yudum daha aldım. Yüzümü buruştura buruştura içtim.

Ve sessizlik çöktü odaya.

Ben kahvemi bitirene kadar hiç yerinden kıpırdamadan ve gözlerini benden hiç çekmeden sessizce beklemişti.

Yine göz göze geldik. Gerginliğim bir çığ gibi büyüyordu. Kendine yeni yeni gelen hücrelerim bas bas bağırıyordu.

Neden buradasın diye.

Sahi ben neden buradayım?

Bu adama gözüm kapalı nasıl güvendim? Ama artık bunu düşünmek için çok geçti. Buradaydım, kendi isteğimle.

ASİL TEHLİKE "Kırmızı" [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin