Bilinmeyen Numara: Kendine iyi bak, gün gelir ben bakarım.
Karantina günlerinde canınızın sıkıntısı gitsin diye geri döndüm, hem beni çok zorlamayacak bir kurgu, hem kolay yazabileceğim hem kafa dağıtabileceğim falan... Veee çok sık bölüm gelecek h...
Her bölümün başında alttaki satıra benim için bir şarkı sözü bırakabilir misiniz?
"Seyirlik değil ömürlük olsun."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
@ilbilgehb: Yıllar sonra dışarı çıkmak mı!
345 beğeni, 4 yorum
@tcsamsunspor55: Masken nerde?
@nesilblt: Benimle buluşacak
¬¬@ilbilgehb: Yoo ekmek almaya gidiyorum.
¬¬ @nesilblt: Böyle süslenerek?
* *
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum... Tepkisiz kalmak istemiyordum ama her yeni bir şey öğrendiğimde de telefona sarılıp ona haber vermek istemiyordum.
Mutlu olur muydu? Yoksa başka şeyler mi hissederdi bilmiyorum.
Önceden ona aşık mıydım? Şu elimde okuduğum mektup bunun itirafıydı... Ona olan duygularım öncesinde daha farklı, bir kardeşi sever gibiymiş... Ya da ben öyle sanmışım. Hiç öyle olmamış ona olan hislerim. Kendimden bile niye saklamışım peki onu sevdiğimi?
Bu mektup ne zaman yazıldı? Onun eline nasıl geçti? Biz mektuplaşıyor muyduk 21. Yüzyılda? Başka mektuplar var mıydı?
Kafayı yememek için bunları artık birilerine sormam gerekiyordu. Ama ben bir şeyleri sorduğum zaman insanlar üzülüyordu ve bunu anladığım günden beri kimseye bir şey sormaz olmuştum.
Gözyaşlarım yüzümde kurumuştu. Burnum akıyordu ve elimde bu naif mektup vardı. İçimi ısıtmıştı bu mektuplar. Biz neler yaşamıştık? Onu unutmak niye kalbimi bu kadar acıtıyordu? Onu unutmak niye ailemi unuttuğum için çektiğim acıya eş değerdi?
Onu ailem mi yapmıştım ben öncesinde...
Birçok soruyu yine göz ardı ettim. Görmezden geldim. Yine ve yine içime attım. Zamanı gelince öğrenecektim değil mi? Azıcık sabırlı olup beklemeliydim dimi?
Elimdeki kitabı ve mektupları masamın üzerine koydum. Sonra yatağıma geçtim.
Saat epey geç olmuştu. Ve ben gerek zihinsel gerek bedensel olarak çok yorulmuşum. Derin bir uykuya ihtiyacım vardı. Daha fazla düşünmek istemiyordum. Düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordum çünkü.
Telefonumu yandaki koltuğa atıp yatağa yattım.
Kocaman sevgim...
Neden bu kelime kalbime bu denli dokunuyordu? Bu kadar tanıdık gelip canımı okuyordu?
Yutkundum. Evet tahminim doğruydu. Samsun derken Ali Asaf'tan bahsediyordum. Evet ben ona karşı bir şeyler hissetmiştim. Bu aşk mıydı? Biz sevgili falan olmuş muyduk? Ya da ne bileyim... Ailelerimiz bu kadar yakınken ben nasıl göze alabilmiştim onu sevebilmeyi. Ya da kabullenmeyi...