Her bölümün başında alttaki satıra benim için bir şarkı sözü bırakabilir misiniz?
"Yitip gitsem
Sonumu bilsem
Ölümü tatsam da
Yenilmem yine de
Senin için bütün zaferlerim."*
*
*
Çalıştın, çalıştın, elinden geleni yaptın pes etmek gibi bir şansın yok. Dayan lütfen. Sen çalıştın. Sen zorlandıysan herkes zorlanmıştır. Sınav sana zorsa herkese zordur...Gözlerimden akan yaşları sildim ve son kırk dakikaya baktım... Kırk dakika ve çözmem gereken 90 soru daha var...
Yutkundum ve çıkıp gitmeyi düşündüm. Bir yılımı daha kaybetmeyi göze alabilir miydim? Hayır. Çalıştım. Yapabilirim. Halledebilirim. Lütfen Allah'ım bir mucize olsun.
Verilen ıslak mendil ile gözlerimi sildim ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Her şey olacağına varır. Ben elimden geleni yaptım. Şimdi geri kalan zamanda da elimden gelenin fazlasını yapacağım ki pişman olmayacağım.
Kendimi sakinleştirmeyi başarabildiğimde kalemi yeniden elime aldım ve geri kalan kırk dakikada 60 soru çözdüm...
Hedefime ulaşamadım ama elimden gelenin en fazlasını yaptım ve sınav bitti uyarısı geldi. Henüz asla okuyamadığım ama okuyabilseydim yapabileceğimden emin olduğum sorulara bakakaldım.
Gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Böyle hayal etmemiştim. Hiç böyle olacağını düşünmemiştim. Ben çok büyük umutlarla girmiştim bu sınava. Hiçbir şey beklediğim gibi değildi ama bu benim suçum da değildi. Bu sınavı hazırlayanların suçuydu çünkü biz böyle bir sınava hazırlanmamıştık. Bizim önümüze bizim hazırlandığımız sınavı çıkarmamışlardı... Bu çok farklı çok saçma bir sınavdı...
Tamam bunu düşünme. Şu an geride bıraktın. Okulun koridorlarında yürürken düşünmen gereken tek şey yarın olacağın sınav. Yarın daha önemli. Yarın her şeyi kurtarabilirsin.
Gözlerimin kıpkırmızı oluşunu gizlemek için lavaboya girdim bir süre burada oyalandım ama nafile... Annemi gördüğüm gibi gözlerimden yine yaşlar süzülmüştü bile. Bir de arabasına yaslanmış siyah kot ceketli çocuğu...
"Bak bu günü unut. Nasıl geçtiği önemli değil kızım benim yarın daha önemli şimdi eve gideceğiz ve bu günü unutup güzelce dinlenecek rahat bir kafayla sınava gireceksin tamam mı?"
Annem ne babamın ne benim konuşmamıza izin vermeden hızlıca konuşmuş koluma girmiş ve arabamıza doğru yönlendirmişti bizi. Bundan sonrası yarına kadar sessizlikti. Telefonum zaten kapalıydı. Evdekilerle de çok konuşmamıştım ama berbat geçirdiğim sınav aklıma geldikçe çok kötü olmuştum. Ağlamıştım da hiç istemesem bile...
Ama ertesi güne umutlu ve mutlu uyanmıştım. Pes etmek gibi bir şansım yoktu. Çünkü içimden bir ses son ana kadar hep inançlı kalmam gerektiğini söylüyordu.
İkinci sınava girmeden hemen önce de yine o çocuğu görmüştüm. Sanki sınava girecek bir yakını bekliyor gibiydi ama yanına kimse yoktu. Annemlere veda edip yeniden okula doğru yürürken mutluydum. Elimden geleni yapmış olmanın rahatlığı vardı...
Sınavı çözerken aklımdan binbir çeşit düşünce geçiyordu. Ama bir şekilde hepsini susturabilmiştim. Bir şekilde odaklanıp sınavımı çözebilmiştim. Asla süre sıkıntısı yaşamadığım ikinci sınavımda da süre sıkıntısı yaşamıştım. Yine boşum vardı yine asla okuyamadığım sorular vardı. İlk sınava nazaran daha iyiydi durum ama denemelerimde yaptığım hiçbir şeyi sınavıma yansıtmamıştım. İkinci sınavdan çıkarken çözdüğüm onca denemeyi ve netlerimi düşünüyordum. Kendi netlerim kadar bile soru işaretleyememiştim ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Samsunlu/Aşikar
Teen FictionBilinmeyen Numara: Kendine iyi bak, gün gelir ben bakarım. Karantina günlerinde canınızın sıkıntısı gitsin diye geri döndüm, hem beni çok zorlamayacak bir kurgu, hem kolay yazabileceğim hem kafa dağıtabileceğim falan... Veee çok sık bölüm gelecek h...