Evet arkadaşlar hepinizi tanımak çok güzeldi, buradan sonra 18 yaşından büyüklerle devam ediyoruz,,,,,,Xiao Zhan Yibo'yu içeri ittikten sonra ayağıyla kapıyı kapattı. Kaybedebilecek bir zamanı yoktu ve ışığı açmakla uğraşmadı bile. İkisi de üstündeki montu çıkartıp sırt çantalarıyla birlikte yere atmıştı çoktan. Xiao Zhan ani ama beklendik bir hamleyle ona doğru yöneldiğinde Yibo direnmedi bile. Soluk alıp verişi evin her köşesinde yankılanıyordu. Kafasını kışkırtıcı bir şekilde yana yatırıp Xiao Zhan'a baktı. Nefes alıp verirken hareket eden göğsü onu kendine çekiyordu sanki. Xiao Zhan vakit kaybetmeden Yibo'yu duvar ile kendi bedeni arasına sıkıştırdı. İkisinin de kaçacak hiçbir yeri yoktu. Yüzleri arasında kalan son birkaç santim ikisinin de sadece birbirinin serbest bıraktığı havayı soluyabilmesine neden oluyordu. Yibo gözlerini Xiao Zhan'ın bedeninde gezdirip güzelce yutkundu. Ne istediğini çok iyi biliyordu ve o istediği şey ona bu kadar yakınken gözlerini ondan alamıyordu. Tek hamleyle Xiao Zhan'ı belinden tutup kendi bedenine çekti. Artık aralarında hiçbir boşluk kalmamıştı. Xiao Zhan sarsılan bedenini toparladı hemen. Titremesine engel olmaya çalışıyordu fakat yukarı toplanan t-shirtün altından ortaya çıkan tenine Yibo'nun eli değerken bu çok da mümkün değildi. Yavaşça yaklaştı ve Yibo'nun boynuna dokundurdu dudaklarını.
O dudakları boynunda hissettiğinde tüm bedeni ürpermişti. "Devam et.." diye inledi.
Xiao Zhan biraz daha bastırdı dudağını ve öperek yavaşça aşağı indi. Teninin kokusu hücrelerini ele geçirmişti. Öperek aşağı inmeye devam etti. Omzuna geldiğinde orada biraz oyalanıp Yibo'nun t-shirtünün yakasını yırtmak istercesine kenara sıyırdı. Bembeyaz ve pürüzsüz teni zaten yeterince kışkırtıcıyken Yibo'nun elini pantolonundan içeri sokup kalçasına dokunması kendini tamamen kaybetmesine neden olmuştu.
Birkaç kere köprücük kemiklerini öptükten sonra kendini toparlayıp Yibo'nun kulağına eğildi. "Seni öpmek istiyorum."
"Öp o zaman." Yibo nefes nefeseyken cevap verdi. Kalbi şimdiden yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
Xiao Zhan hedefini değiştirerek başını doğrulttu ve Yibo'nun dudağını kendi dudağıyla birleştirmeden önce derin bir nefes aldı. Onu öperken nefes almayı unutabilirdi. Yibo dudaklarındaki baskıyı hissettiğinde Xiao Zhan'ın belindeki elini biraz daha yukarı kaydırdı. Daha önce hissetmediği bu hissi sevmişti. Xiao Zhan yüzünü iki elinin arasına aldığında bu sefer Yibo da dayanamayıp dudaklarını hareket ettirdi. Karşılık bulması Xiao Zhan'ı biraz daha cesaretlendirirken Yibo çoktan dudağının her köşesini ele geçirmiş, ona fırsat vermeden şiddetle öpmeye başlamıştı. Yibo sadece birkaç saniye ara verip dudaklarını Xiao Zhan'ın çenesine doğru kaydırdı. Orayı öptükten çok kısa bir süre sonra boynuna geçmişti. Xiao Zhan kafasını zevkle geri yatırırken Yibo kendini tamamen kaybetti. Yavaşça aşağı inerken Xiao Zhan birden kafasını tutup tekrar yukarı çekti onu. Birkaç kere daha öptükten sonra kollarını boynuna dolayıp Yibo'nun dağılmış saçlarına ve öpüşmekten kızarmış dudaklarına baktı. Yibo kendini kaybetmiş gibiydi. Oldukça hızlı soluk alıp veriyordu. Yine de kendini durdurarak Xiao Zhan'a ayak uydurdurmaya çalışması etkileyiciydi. Birileri ona bu işi karşılıklı zevk alacakları şekilde yapmanın daha güzel olduğunu söylemişti. Bu yüzden sakinleşti ve kısılmış gözleriyle karşısındaki manzarayı izledi.
"Beni öpmek garip hissettirmedi mi?" Xiao Zhan en kışkırtıcı gülümsemesini yaparak sordu. Tek dudağının kenarı yukarı kıvrılmıştı ve gözlerindeki ışıltıyla Yibo'ya bakıyordu.
Yibo bir kere daha öpüp geri çekildi ve "Sence?" dedikten sonra tekrar öptü.
"Bundan hoşlandın." Xiao Zhan kahkasını gizleyemedi. Parmaklarını Yibo'nun saçlarının arasına daldırıp hafifçe çekerken onu daha da kışkırtıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black or White [Yizhan] ✅
FanfictionXiao Zhan küçüklüğünden beri sorun çıkarmayı seven bir çocuk olsa da üstü kapatılabilecek şeyler yaptığı sürece ne kadar yaramaz olduğunun hiçbir önemi yoktu. Bir gün, yayılmasına hiç kimsenin engel olamayacağı, çok büyük bir probleme neden olduğund...