Xiao Zhan: [Çok sıkıldım >.< ]
Yibo: [Ne zaman bitecek?]
Xiao Zhan: [En az 1 saat daha sürer. Hehe. ]
Yibo: [Gerçekten çok mu sıkıldın?]
Xiao Zhan: [Evet!! Yoksa prensim beni kurtarmaya mı geliyor?]
Yibo: [Hayır.]
Xiao Zhan asık bir suratla sıranın altında gizlice mesajlaştığı telefonu kapatıp cebine soktu. Yibo'nun flörtleşmek konusunda hiçbir şey bilmediğine yemin edebilirdi. Nasıl mesajlaşmak kadar basit bir şeyi bile beceremezdi? Öğrenmesi gereken çok fazla şey vardı ve mesajlaşırken güzel şeyler yazması gerektiği kuralı da öğrenmesi gereken şeylerin başında geliyordu. Kollarını göğsünde birleştirdi ve zorla da olsa profesörü dinlemeye çalıştı..Tam o sırada izin alıp sınıfa girdikten sonra profesöre bir şeyler söyleyen çocuğu ciddiye bile almamıştı, ta ki konunun onunla alakalı olduğunu anlayana kadar..
"Xiao Zhan.. " dedi çocuk. Bir süre duraksadıktan sonra kapıyı işaret etti. "Kayıt bilgilerinde eksiklik olduğu için idareden çağırılıyor."
Profesör önce Xiao Zhan'a baktıktan sonra kapıyı işaret etti. "Çıkabilirsin."
Xiao Zhan sinirle kalktı oturduğu yerden. Aynı zamanda kendi kendine üniversitenin bir öğrenciyi çağırmak için bu kadar ilkel yöntemler kullanmasına söyleniyordu. Bu devirde hangi üniversite, telefon denen bir şey varken herhangi bir öğrenci ile haber gönderip birini ayağına çağırırdı ki? Ayrıca onu dersten alıkoyacak düzeydeki bu eksik maksimum ne olabilirdi? Kayıt olurken her belgesini eksiksiz bir şekilde teslim ettiğinden emindi. Xiao Zhan elini kolunu sallayarak sınıftan çıkarken herkes meraklı gözlerle ona bakıyordu.
Onu çağırmaya gelen öğrenciyle birlikte sınıftan çıktı. Arkasına bakmadan çağırıldığı yere doğru gidiyordu ki ondan tamamen farklı bir yere doğru ilerleyen yabancı çocuğun sesiyle duraksadı ve arkasına döndü. Yanında olduğunu sandığı kişiden tamamen uzaklaştığını fark ettiğinde şaşırmıştı.
"Yibo basketbol sahasının oradaki çardakta bekliyormuş. Ayrıca otoparka yakın olan değil, basketbol sahasının hemen karşısındaki diye belirtti özellikle. Yanlış yere gitmeyecekmişsin."
"Bir saniye!" Xiao Zhan geriye yönde birkaç adım atıp çocuğa yaklaştı. "Yibo mu?"
"Mesajına cevap vermediğin için görmediğini tahmin etmişti zaten. İdareye gitmene gerek yok, kimse çağırmadı. "
Xiao Zhan hemen çantasındaki telefonu tekrar ortaya çıkarıp Yibo'nun, o telefonu kapattıktan sonra attığı mesajlara baktı.
Yibo: [Prensin seni kurtarmaya gelirse sence de çok fazla dikkat çekmez mi? Başka birini göndereceğim seni alması için. Toparlan hemen.]
Az önce, Yibo'nun cümlesini tamamlamasını beklemeden sinirlenip telefonu kapattığı için devamında ona ne dediğini görmemişti resmen. Bunu düşününce anında sırıtmaya başladı Xiao Zhan. Yibo'nun onun için gönderdiği çocuğun bunu fark etmemesi için başını tamamen başka yöne çevirmişti.
"Flörtleşmek konusunda o kadar da kötü değilmiş." dedi kısık bir tonda. Tüm suratına yayılmış olan güzel gülümsemesi hâlâ oldukça parlaktı.
"Gelecek misin?"
Gelen sesle düşüncelerine son verip çocuğa baktı. Yüzündeki aptal ifadeyi bir kenara bırakmaya çalışsa da hâlâ oldukça mutlu hissediyordu. "E-evet. Geliyorum. " elini ensesine götürdükten sonra heyecanla çocuğu takip etti. Tüm gün birlikte oldukları ve daha bir saat önce ayrıldıkları halde Yibo'yu görmek için sabırsızlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black or White [Yizhan] ✅
FanfictionXiao Zhan küçüklüğünden beri sorun çıkarmayı seven bir çocuk olsa da üstü kapatılabilecek şeyler yaptığı sürece ne kadar yaramaz olduğunun hiçbir önemi yoktu. Bir gün, yayılmasına hiç kimsenin engel olamayacağı, çok büyük bir probleme neden olduğund...