BÖLÜM 17

5.1K 476 612
                                    

Yibo huzursuz bir şekilde kıvrandı yatakta. Yarı uyanmış bir halde biraz daha uykunun tadını çıkarmaya çalışırken dün gece olanlar film şeridi gibi gözünün önünden geçti. Anında gözlerini açtığı an gözüne vuran ışıktan oldukça rahatsız olmuştu. Camdaki perde garip bir şekilde sonuna kadar açılmıştı. Karanlığı sevdiği için o perde çoğu zaman hiç açılmazdı. Yibo saate baktı ve heyecanla bedenini doğrulttu. Yatakta otururken Xiao Zhan'a bundan sonra nasıl davranması gerektiğini düşünüyordu. Zaten tüm gece boyunca bunu düşündüğü için yorgunluğu asla gitmemişti. İçeriden gelen kapı sesini duyduğu an telaşla ayaklandı. Ayaklarını sürüyerek odadan çıktı, üstünü bile düzeltme gereği duymamıştı. Sonuçta Xiao Zhan'ın onu iç çamaşırlarıyla görmesinde hiçbir sıkıntı yoktu artık. Sesi takip ettiğinde kendini mutfakta buldu. Xiao Zhan arkası dönük bir şekilde dolaptan içecek bir şeyler alıyordu. Yibo bir süre, saat daha erken olmasına rağmen üstünü giyip hazırlanmış olan Xiao Zhan'a bakarak onu fark etmesini bekledi. Xiao Zhan elindeki bardağı yudumlarken önüne döndüğünde, karşısında Yibo'yu gördüğü için irkilmişti.

Elindeki bardağı indirdi yavaşça. "Uyanmışsın." Gözlerinin mükemmel vücut hatlarına kaymaması için oldukça büyük bir çaba harcıyordu.

Yibo utanarak elini ensesine götürdü. "Evet." Daha sonra baştan aşağı Xiao Zhan'ı süzdü. "Saat çok erken değil mi?"

"Erken çıkacağım. Halletmem gereken birkaç iş var da."

"İş mi? "

Xiao Zhan bakışlarını kaçırdı. "Evet. İş."

Yibo ne cevap vereceğini bilemeden öylece bakmaya devam etti. Nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Daha önce kimseyle böyle bir şey yaşamamıştı ve aralarındaki şeyin nasıl adlandırılması gerektiğini bile bilmiyordu. Yine de bir şeyler denedi.

"Şey..sabahları aydınlık bir odada uyanmayı sevmem. Bir daha benim odamda uyanman gerekirse..perdemi açmazsın."

Xiao Zhan bir süre mimiksiz bir surat ifadesiyle baktıktan sonra mutfak tezgahına dayanmış bir şekilde suyunu yudumladı. "Öyle bir şey olmayacak. Bundan emin olabilirsin."

Yibo derin bir nefes aldı. Ne demek istediğini anlamaya çalışırken istemsizce suratı düşmüştü. Xiao Zhan ona samimiyetsiz bir şekilde gülümsediğinde bile karşılık veremedi.

Xiao Zhan kısa bir süre için sandalyeye bıraktığı ceketini üstüne giydi. "Akşam görüşürüz."

Yibo tepkisiz bir şekilde bakmaya devam ediyordu. Xiao Zhan yanından ona temas etmeden geçmeye çalışırken sonunda kendine geldi ve bileğinden tutarak durdurdu onu. "Sadece doğru anlayıp anlamadığımı kontrol etmek istiyorum..S-sen bana soğuk mu davranıyorsun?"

"Nereden çıktı bu?" Xiao Zhan sanki az önce herhangi bir yabancıymış gibi konuşan o değilmiş gibi anında dalgaya alıp koluna vurdu Yibo'nun.

"Bundan emin misin?"

"Kesinlikle..sadece acelem var Yibo. Lütfen anla."

Yibo böyle olmadığından kesinlikle emindi. Böyle bir gece geçirip sabaha kadar birlikte uyuduktan sonra erkenden yanından kalkıp bu kadar erken ve aceleyle nereye yetişmeye çalışıyor olabilirdi ki?

"Benden kaçıyorsun değil mi?" Kendinden emin bir şekilde başını sonunda yerden kaldırdı. "...Çünkü ben yanlış yaptım. "

"Sonra konuşalım. " Xiao Zhan geçiştirmeye çalıştı. Oldukça umursamaz görünüyordu.

"Hayır. Benimle konuşana kadar gitmene izin vermeyeceğim."

Xiao Zhan gitmek için hamle yaptığında Yibo önüne geçerek engel oldu. Bu şekilde bedenleri biraz daha yakınlaşmıştı ve dün hissettiği duyguları eksiksiz tekrar hissetmişti, Yibo. Xiao Zhan ise anında kendini geri çekti.

Black or White [Yizhan] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin