Sabah mutsuz bir şekilde kalkmıştım. Bugün Eren yoktu. Onunla konuşmaya başladıktan sonra onsuz olan her anım çok boş geçiyordu. Bugün nasıl geçecekti?
Yine aynı şekilde kalkıp okula gittim.
Sınıfa girdiğimde Eren yoktu. Bildiğim gibi.
Onun yerinde asla olmasını istemeyeceğim biri oturuyordu. Umut."Umut, burası Eren'in yeri."
"Biliyorum."
"Kalk o zaman."
"O gelene kadar bir şeyler konuşmak istiyorum. Sonrasında seni rahat bırakırım."
"Tamam ama sen bir ön sıraya geç."
"Öyle olsun." diyerek dedigimi yaptı. Sonra konuşmaya başladı.
"Bak seni gerçekten seviyorum. Hem de çok. Sensiz kendimi iyi hissetmiyorum."
Hiç bir zaman benimle olmamıştı ki ne saçmalıyor bu.
"Yani seni Eren ile görünce daha fazla dayanamadım. Bu yüzden zaten dün tekrardan konuşma gereği duydum. Hem Eren niye karıştı?"
Çocuk sen görmüyor musun? Okulda kaç kere elimi tuttu. Benimle oturuyor. Sevgiliyiz biz. Yanı değiliz ama her neyse. Kendi kendime konuşmayı bırakıp ona cevap verdim.
"Eren karışır. Yani o konumuz değil. Biz seninle olamayız. Ben seni sevmiyorum. Sen de sevme." Biraz fazla mı olmuştu? Acıma duygum şu an ağır basmamalıydı.
"Peki, ben pes etmedim ama sen biraz daha düşün."
"Düşünecek bir şey yok."
"Helal olsun yengeme." diye bağırarak içeri giren Kerem'di. Eren'in en yakın arkadaşıydı. Eren için bizim evin oralara çok kez gelmişti. Biz de Eren yokken onunla tanışıp arkadaş olmuştuk. Okulda da karşılaşınca daha da yakınlaşmıştık.
"Bağırma Kerem."
"Günaydın."
"Sana da. Ama bana yenge deme yok öyle bir şey."
"Var. Eren anlattı."
"Ne.. neyi?"
"Sevdiğini. Yani o da çok bir şey anlatmadı seviyoruz ikimiz de falan dedi."
Bilinmeyen olayını anlatmadığı için sevinmiştim. Sonra sırama geçip masaya başımı koydum. Arada Kerem'e bakınca onunda karşıma oturup telefona baktığını gördüm. Biraz zaman geçtikten sonra Kerem bana görüşürüz diyerek kendi sınıfına gitmişti. Anlaşılan bugün derslerde yalnızdım. Hocanın girmesiyle sıkıcı gün başlamıştı.
Sonunda son derse girmiştik. Bütün dersler aynı şekilde geçiyordu. Eren'siz. Diyorsunuz on iki yıldır yok bu çocuk sen o zaman ne yapıyordun? O zaman Eren şerefsizdi. Yine de seviyordum ama bu kadar yakın olmayınca bu kadar bağlamıyorsun da. Hoca ödevleri kontrol ederken ben de kendi kendime düşünüyordum. Birden Umut yanıma geldi. Yine ne var çocuk Eren seni bir güzel dövecek istediğin olacak.
"Selam"
"Selam." istemeye istemeye cevap verdiğim o kadar belli oluyordu ki.
"Çıkışta.."
"Olmaz Umut. Sen de pes et artık. Olmaz dedim."
"Tamam. Sakin ol." sesim gerçekten yüksek çıkmıştı. Ama haklıydım.
"Sakinim." diyerek hocaya baktım. Biraz bana bakıp işine döndü. Umut da daha fazla durmadan yerine gitti. Fırsat geçmişken elime hemen telefonu çıkarıp Eren'e yazdım.
Mayıs: Ereeeen
Mayıs: Ya işin vardır belki ama yazmasam ölürdüm.
Mayıs: Sensiz hayat geçmiyor
Mayıs: Bu okul manyak manyak
Eren: skkxkekekskxm
Eren: Noldu yine?
Mayıs: Boşver onu sen de. Naptın onu söyle nerdesin?
Eren:
Mayıs: Niye soyunuksun yine sen
Mayıs: Çabuk
Mayıs: Giyin
Eren: Sakin
Eren: Havuza giricem ondan
Mayıs: Mantıklı skkdkxksk
Mayıs: Kız var mı
Eren: Var
Eren: Ama kalabalık değil sitenin havuzu ya.
Mayıs: Kızlara bakma
Mayıs: Onlar da sana bakmasın
Mayıs: Tamam mı
Eren: Tamam nwjsixididix
Mayıs: Randoma bak yerim
Mayıs: Ayrıca düştüm o fotoğrafına nasıl bir tip
Mayıs: Ates ediyorsun zalım
Eren: sjxnjcieksmzmz
Eren: Zalım skmkdkek
Mayıs: Hoca sesleniyo
Mayıs: Kaçtım
Eren: Kaç bakam.
......
Güzel gidiyor.
Eren Nasıl?
Çok kullanıyorum medya
Bence iyi
Kullanırım da
Düştünüz mu sizde Eren'e skdmnskdk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOTHING [texting]
Teen Fiction•TAMAMLANDI• Bilinmeyen: Bu kadar kötü olmak zorunda mısın? Bilinmeyen: Gerçekten cevap bekleyerek soruyorum neden böylesin? Bilinmeyen: Neden hiç insanları anlamaya çalışmıyorsun? Bilinmeyen: Neden herkesi kendinden uzaklaştırmaya çalışıyorsun. Bi...