♡/43

75 8 0
                                    

Eren beni evime bıraktıktan sonra hiç oyalanmadan üstümü değiştirip, uyumuştum. Sabah kalkınca o kadar mutluydum ki ben bile anlam veremiyordum. Hemen Ece'ye yazdım.

Mayıs: Eceee.

Mayıs: Günaydın

Mayıs: Dün geç yattıysan kalkamazsın sen şimdi

Cevap gelmeyince bende kahvaltı yapmak için mutfağa girdim. Çok aç olmadığımdan bir şeyler hazırlanıp odama döndüm.

Camdan Eren'e baktım ama odasında yoktu. Tekrar telefonumu alınca önce Eren'e yazdım.

Mayıs: Eren'cim uyandın mıı?

Sonra Ece'nin cevap verdiğini gördüm.

Ece: Günaydın

Ece: Mayıs ya çok mutluyum

Mayıs: Bende

Mayıs: Anlat sen

Ece: Dün gece Kerem beni eve bırakırken konuştuk. Ne kadar sevdiğini falan söyledi. Her şeyi de anlatmıyım ama özetle böyle

Mayıs: Çok sevindim sizin adınıza

Ece: Ee sen anlat

Mayıs: Biz de sahile gittik aynı sizin gibi konuştuk.

Mayıs: Çok mutluyum

Mayıs: Durduk yere gülüp duruyorum

Mayıs: Duvara bile

Ece: Sen aşıksın arkadaş ksmdmdkjxjd

Mayıs: Eveeet sende kxkxkxkkxkz

Ece: Kankaaa

Ece: Hastaneye gitcem bugün

Mayıs: Neden

Mayıs: Noldu iyisin demi

Ece: İyiyim iyi

Ece: Kontrol için

Mayıs: Tamam geçmiş olsun yine de bende geliyim

Ece: Neden

Mayıs: Geliyim işte anlatırım

Ece: İyi misin

Mayıs: Evet merak etme

Ece: Tamam bir saate gelirim ben

Ece: Annem de geliyor bizi bırakıp gider

Ece: Sonra biz takılırız

Mayıs: Olur

Ece: Tamam sen de hazırlan

Ece: Bir saat

Mayıs: Tamam bebeğim

Mayıs: 😘

Ece: ❤

Ece hastaneye giderken bende onunla gidip doktorumla konuşacaktım. Her ne kadar aklım dağılmış olsada mektup hala orda duruyordu ve gidip kontrollerimi yaptırmam gerekiyordu. Umarım yurt dışına gitmem gerekmezdi. Birazcık evi toplayıp dışarıya çıkmak için hazırladım. Ece'nin de dediği gibi bir saat sonra gelmişlerdi.

"Günaydın."

"Günaydın kızım." Büyük ihtimalle annem ve babamla yaşamadığım için arkadaşlarımın annesi, Eren'in annesi Nermin teyze de dahil bana kızım diyorlardı.

"Hoş geldin." Ece ile birbirimize bakmamizla gülmemiz bir oldu. İkimizin aklına da dün gece geliyordu. Onunla zaten çok eğlenmiştik. Ayrıca Kerem ve Eren'le yaşadıklarımız da gülümsememize sebep oluyordu. Dediğim gibi boş boş duvara bakıp bile gülüyordum.

Yol boyu balo hakkında sorguya çekildik sohbet ayağına. Hastaneye varınca biz indik ve Ece'nin annesi gitti.

"Ece sen kontrole git ben de bir doktora uğrayacağım."

"Neden? Hastalığınla mı alakalı?"

"Evet ama sonra anlatırım ben sana."

"Bende senle geliyim."

"Hayır. Söz her şeyi anlatırım."

Ece'yi zar zor ikna edip ayrıldım
Kendi doktorumun katına çıktığımda ayaklarım geri gitmek istercesine yavaşlamıştı ama durmadım. Eğer bunu şu an yapmazsam bir daha yapmazdım. Doktorun odasına girdiğimde beni tanımıştı.

"Belli ki mektubunuzu aldınız Mayıs Hanım. Buyrun oturun hoş geldiniz."

"Evet aldım. Hastalığımın ileri seviyede olduğunu söylemiştiniz."

"Evet öyle zaten." diyerek bana her kelimesinde gözlerimi yaşartacak şeyler söylemeye başladı.

Tıbbi terimler, yurtdışına gitmem
gerektiği, hastalığımın gerçekten çok ilerlediği gibi şeyler. Ama dayanmam gerekiyordu kendimi bırakırsam hastalık beni ele geçirdi.

"Peki ne zaman gitmem gerekiyor?"

"Hemen, en yakın zamanda gitmezsen emin ol yaşayacağın şeyler seni mutlu etmez. Tabii yaşayabilirsen. Üzgünüm bunları sana direkt söylemem gerekiyor ve senin de yurt dışına gitme konusunda kararının kesin olması gerekiyor.

Daha fazla bir şey söylemeden oradan çıktım. Kapının önünde Ece ile karşılaştım ağladığımı görünce ellerini yüzüme koyup gözyaşlarımı sildi ve konuşmaya başladı.

"Mayıs Ne oldu? İyi misin?"

"Ne oldu lütfen anlat."

Ben cevap vermeyince doktorun odasına girdi ve arkasından kapıyı kilitledi.

Ah Ece her şeyi öğrenince daha mutlu olacaksın sanki.

Yaklaşık 15 dakika sonra odadan dolu gözlerle o da çıktı. Doktor galiba ona her şeyi anlatmıştı ve hastanenin ortasında bana bağırmaya başladı.

"Mayıs yurtdışına gitmen gerekiyormuş ve sen gitmek istemiyor musun? Ne demek bu ne demek? En yakın zamanda sana bilet alıyoruz ve gidiyorsun. Asla itiraz istemiyorum."

"Ama Ece.."

"Aması yok Mayıs. Bu karar verebileceğim bir durum değil kararının kesin olması gereken bir durum. İstersen Eren'e ben söyleyebilirim."

"Hayır hayır Eren'e söylemeyeceğiz."

"Ne yapacaksın ona hiçbir şey söylemeden gidecek misin?"

"Tamam ben hallederim."

Ağlayarak birbirimize sarıldık ve hastaneden çıktık.

Şimdi ne olacaktı?

....





NOTHING [texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin