Bu neydi şimdi? Burcu fazla olmaya başlamıştı. Hızla telefonu kapatıp onun sınıfına doğru yurumeye başladım. Şansım varsa ders bitiminde hemen çıkmamıştır. Ama yoktu. Sınıfta değildi. Bahçeye indim. Evet ordaydı. Banklardan birinde arkadaşlarıyla oturuyordu. Etrafa göz gezdirdim hoca var mı diye. Tam zamanı hoca yoktu. Ama Eren vardı. Eren ile göz göze geldiğimizde gülumsedi önce. Bense hiç tepki vermeden Burcu'ya doğru yürümeye başladım. Tekrar Eren'e baktığımda anlamaz bakışlarla bana bakıyordu. Sonunda Burcu karşımdaydı.
"Bak Burcu. Seninle düzgünce konuşma ya geldim. Sizin Eren ile ilişkiniz bitti tamam mı? Eğer böyle şeyler yapmaya devam edersen hiç bir şey senin açından güzel bitmez. Lütfen dur ve kendine bak biraz. Lütfen diyorum çünkü seviyene inmek istemiyorum."
Bir el beni belimden yakalayarak kendine çekmeseydi belki devam ederdim. Tahmin ettiğim gibi Eren'di.
"Sakin ol güzelim."
"Eren ama görmedin mi?"
"Fotoğrafı mı? Gördüm ama sakin yinede. Senin de dediğin gibi bitti o mevzular. Kendi kafasında kurmaya devam etsin bırak sevgilim sen onu."
Bahçedekilerden "Oo" sesleri yükselirken Eren elimi tutup arabaya doğru yurumeye başladı. Burcu'ya baktığımda cevap bile veremeyecek kadar utanmıştı.
Oh olsun!
Şu an ondan daha önemli şeyler vardı ama Eren'in bana sevgilim demesi gibi. Belime sarılması gibi. Elimi tutması gibi...
Hepsini tekrar tekrar düşünürken çoktan arabaya binmiştik.
"Mayıs"
"Mayıs"
"Hı? Efendim?" bir anda daldığım düşüncelerden çıktım.
"İyisin değil mi?"
"Evet. Nereye gidiyoruz."
"Önce sinema. Sonra yemek. Sonra ev."
"Anladım. Gidelim."
Plan diyip durduğu buydu anlaşılan. Tahmin edilebilir normal bir plandı ama onunla olan her şey çok güzeldi. Avm'ye vardığımızda Eren elimi tutarak yürümeye başladı. Bir an utanıp duraksadım ama bana öyle bir baktı ki her şeyi unuttum.
"Bilet kalmamış önce yemek yiyelim."
"Olur." diyerek boş bulduğum bir masaya oturdum. Sonrasında siparişleri verdik ve beklemeye başladık. Sanki konuşmamak için sözleşmiş gibiydik.
Siparişler geldi ve yine sessizce yedik. Onun yanında nedense rahat yiyemiyordum ama açtım. O da bu rahat olamama durumunu farketmiş olacak ki konuşmaya başladı.
"Yer mısın şunları zaten zayifsın. Benden mi utanıyorsun yoksa?"
"Hayır ne alaka." YALAN
"Ye o zaman."
"Zayıf değilim ayrıca." YALAN
"Guzelsin merak etme."
"Etmiyorum." YALAN
"Mayıs noldu bebeğim? Sinirlisin belli ben mi bir şey yaptım?"
"Hayır hayır. Değilim. Noldu bilmiyorum bir anda öyle oluverdi. Yiyorum bak." diyerek patatesleri ağzıma attım.
"Ha şöyle hem.." Erenin sözünü kesen masamıza bir anda oturan Kerem ve Cem oldu. Kerem zaten ikimizin de ortak arkadaşıydı. Cem'i sınıftan tanıyordum ve Eren ile yakın olduklarını biliyordum.
"Kumrular." diye bağırdı bir anda Kerem.
"Kerem Allah aşkına o nasıl bir giriş." biz cevap veremeden Cem araya girdi.
"Sanane yavrum."
"Yavrum ne ya yanlış anlayacaklar."
"Banane bundan. Hem sen nasıl bir giriş yapardın?"
"İnsan önce bir izin alır."
"Ben neyim?"
"Yeter ya. Niye geldiniz? Ayrıca ikiniz konusmaya devam erecekseniz bizim yanımıza gelmeseydiniz."
Aferin koçuma. Eren sonunda araya girmişti. Cevap da hemen Kerem'den geldi.
"Abi haklısın biz öyle selam verelim dedim. Cemitomla."
"Cemitom?" diyerek gülmeye başladım.
"Evet Cemitom o benim." daha çok gülmeye başladığımda yemeğime uzanıp yemeye başladılar.
"Afiyet olsun beyler." diyen Eren'di.
"Sağ ol."
"Salın kızın yemeğini ciddi değildim."
"Tamam hadi biz gidelim. İyi eğlenceler size yarın görüşürüz." diyerek Cem masadan kalktı. Ardından da aynı şekilde Kerem.
"Bunlar öldürür adamı."
"İyi oldu açıldık bak bizde. Gülmeye başladık yani. Niye kendimi düzelttim ki?"
"Sen benim karşımda niye bu kadar strese giriyorsun?"
"Öyle mi?"
"Öyle. Gel buraya." diyerek beni kendine çekti. Kolunu omzuma atıp sarıldı.
"Her halinle çok güzelsin. Şimdi yemeğini ye. Istersen yeni alabiliriz onlar biraz.."
"Gerek yok zaten az yerim."
"Belli."
Yarım saat kadar yemek yiyerek sohbet ettik. Artık yeni seans başlayacağı için sinema bölümüne gitmemiz gerekiyordu bizde hesabı ödeyip kalktık.
"Mısır alıp geliyorum bekle beni." diyerek benden uzaklaştı Eren.
Ben de oyalanmak için telefonumu çıkardım ve yine Umut'tan mesaj vardı. Olamaz ya. Eren'e söylememiştim de. Ama bugün olmaz. Bugün söylersem günü bozabilirim. Önce Umut'u telefonuma kaydedip daha fazla oyalanmadan mesajları açtım.
Umut: Cevap vermiyor musun?
Umut: Çünkü korkuyorsun.
Bu da Eren'e söylediğim şeye benziyordu. Olamaz ya bu dejavu mu?
Umut: Ama ben pes etmiyorum.
Umut: Bugün çıkışta Eren ile gittin.
Umut: Aranızda bir şey var sanırım?
.....
Umut tek anlamayan sensin saf olma
Veya yüzsüz
Sizce?
Texting olmayan bir bölüm daha.
Bir sonraki bölüm de Mayıs'ı göreceksiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOTHING [texting]
Teen Fiction•TAMAMLANDI• Bilinmeyen: Bu kadar kötü olmak zorunda mısın? Bilinmeyen: Gerçekten cevap bekleyerek soruyorum neden böylesin? Bilinmeyen: Neden hiç insanları anlamaya çalışmıyorsun? Bilinmeyen: Neden herkesi kendinden uzaklaştırmaya çalışıyorsun. Bi...