1.Sezon 1.Bölüm: Konstantiniyye'nin Yedi Gümüşü

258 4 0
                                    

Halis, her zaman olduğu gibi, sabah ezanı okunurken uyandı. Yanındaki mumu yaktı ve köşedeki ibrikteki suyu dökerek abdestini aldı. Kıyafetlerini gitti ve Süleymaniye Camii’ne gitti.

Sabah namazından sonra evine döndü ve kâğıtlarını ve mürekkep hokkasını ahşap masanın üstüne çıkardı. Kalemini mürekkebe daldırdı ve yandaki kitabı kopyalamaya devam etti. Bu kitap Vedat bin Ulvi adlı biri tarafından yazılmıştı, adı ise Konstantiniyye’nin Yedi Gümüşü,  idi. Halis’in şu ana kadar çevirilerinden anladığı kadarıyla bir efsaneye göre Konstantiniyye’nin altında yatan yedi gümüş madde olduğuydu. Tabii, bunlar uydurma idi. Böyle bir efsane gerçek değildi. Bu efsane Osmanlı Devleti’nin bir vatandaşı olan Vedat bin Ulvi tarafından kurgulanıp yazıya dökülmüştü. Oldukça ilginç bir kurgusu vardı. Öncelikle bir mızraktan bahsediyordu. Bu mızrağın gömülü olduğu yeri üstü örtülü bir şekilde tarif etmişti.

Halis mızrakla ilgili yazılanları tekrar okudu:

İki minaresinin arasından hem şemsi, hem kameri karşılayan aşık mimarın, sevgisini döktüğü eserin; kulların, Yüce Mevla’ya yönelmeden önce bulundukları yerde saklı. Bu aşk sadece kamer ile şemsin doğuşunu değil Konstantiniyye’nin gümüşlerinin nerde olduğunu da görürdü.

Halis’e okudukları çok karışık geliyordu. Anasını, babasını yıllardır görmüyordu. Bu şehir hakkında bildikleri ise çok değildi. Tek bildiği Mimar Sinan’ın kalfalık eserim dediği Süleymaniye Camii’ydi Namazlarını orada kılar, bazen saatlerce orada otururdu.

Birkaç gün sonra Halis, üzerinde yaşadığı toprağı tanımak için gezmeye karar verdi. İlk önce Beyazıd Kulesi’ni ziyaret etmeye karar verdi.

Kendisi bilmese de ilk şifreyi çözmüş sayılırdı.                       

Osmanlı ŞifresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin