*
Demir kapı sinir bozucu gıcırtısıyla açıldı. Min Ah, baygın gözlerle kapıya baktı. Neon,peşinde iki adamıyla içeri girdi.
Herkes nefret dolu gözlerle Neon'a bakıyordu. Ama Min Ah, korku doluydu... Neon,Min Ah'a baktı ve dudakları alayla kıvrıldı.
"Evet,uzun süredir buradasınız ve ben artık sıkılmaya başladım." Köşedeki sandalyeyi ortaya çekip ters bir şekilde oturdu.
"Ve bence, artık Taehyung'a ipuçları vermeye başlayabiliriz." Min Ah kaşlarını çattı.
Neon hiçbiri konuşmadığında yine alayla gülümsedi. Ardından Min Ah'ın gözlerinin içine baktı.
"Taehyung'un, o yüz yılda bir gelen büyücü olduğunu biliyorum. Bu yüzden ona teklifimi sunmuştum. Ama sen, Taehyung'a hiçbir şey söylemedin.
O basit bir büyücü değil Min Ah,bilmediği bir sürü gücü vardır. Ama sen hiçbir şey bilmemesini sağladın."
İç çekti ve altı gence baktı. "Kardeşleri ve ablası için teklifimi kabul etmek zorunda kalacak. Ne yazık..."
"Taehyung asla böyle bir şey yapmaz." dedi Min Ah zayıf sesiyle. "Yapmayı kabul etse bile ben asla izin vermem."
Neon "Göreceğiz." dedi meydan okuyan bir sesle. "Ve sana gelince," dedi sandalyeden kalkıp önünde eğilerek.
"Ne kadar güzel olduğunun farkında mısın?" dedi fısıldayarak. Min Ah ona iğrenerek baktı. "Senden iğreniyorum."
"Biliyorum." Yavaşça ayağa kalktı ve ona öfkeyle bakan altı gence döndü. "Ve sizde şu korumacı tavrınınızın bir işe yaramayacağını anlayın. Ben istersem, istediğimi alırım."
Min Ah bacaklarını karnına çekti ve dudakları titrese de "Defol git." dedi. "Aşağılık herif."
"Teşekkürler bebeğim. Tekrar geleceğim. Ve bu sefer, yanımda Kim olacak."
Güldü ve odadan çıkıp bodrum kata, çalışma odasına girdi. Büyük ekrandaki Taehyung'un fotoğrafına baktı ve alayla sırıttı. "Oyun başlıyor Kim. Artık buraya gelmenin vakti geldi."
×××
Öğle yemeği vakti geldiğinde Tzuyu çok heyecanlıydı. Kızlar ona cesaret veriyordu ama hiçbir işe yaramıyordu. Kalbi göğüs kafesinden çıkacakmış gibi atıyor,vücudu titriyordu.
Sana gülümsedi ve Tzuyu'nin saçlarını düzeltti. "Merak etme, ondan hoşlandığını henüz söylemeyeceksin. Biraz sakin olmaya çalış. Hem sen çok güzelsin,Taehyung da en az senin kadar heyecanlıdır. Endişelenme her şey yolunda gidecek."
Tzuyu hafifçe gülümsedi ve başını salladı. "Eh, gidiyorum artık." Hepsi gülümsedi ve baş parmaklarını kaldırdı. "Yapabilirsin!"
Güldü ve derin bir nefes alıp içinden gerekli olan büyünün sözlerini söyleyip yemekhaneye doğru yürüdü.
İşte,Taehyung oradaydı. Ellerini ceplerine sokmuştu, saçları dağınıktı ve güzel gözleriyle etrafı inceliyordu.
Tzuyu kocaman gülümseyip yanına yaklaştı. "Selam."
Taehyung, Tzuyu'nin sesiyle kendine geldi ve gözlerini Tzuyu'ye dikti. Saçlarının uçları mordu ve gözüne çok şirin gelmişti.
Hafifçe gülümsedi. "Selam." Tzuyu, onu kolundan tutup içeri soktu ve boş masalardan birine oturttu.
"Ne konuşmak istiyordun?" diye konuya girdi Taehyung. İyice meraklanmıştı. Tzuyu masanın üstünde ellerini birleştirdi ve derin bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
black wings
FanfictionBurası Hannam Okulu. Seçkin büyücülerin ve diğer yaratıkların evi. Kim Taehyung'un ise yaşama tutunmak için kaldığı bir yer... ××× "Dokuz cadı efsanesini biliyor musun?" diye sordu Tzuyu. Meraklı gözlerle Taehyung'a bakıyordu. Taehyung bu soruya an...