*
Song: Epiphany by JinAy ışığı karanlık yolu hafifçe aydınlatırken,Mark sıkıntıyla boş yola sırt üstü uzandı. İki saat olmuştu ama Taehyung hâlâ gelmemişti.
"Nerede kaldı bu?" diye söylendi. Irene ofladı. "Bilmiyorum. Mesaj attım ama dönmedi."
"Tzuyu'ye aşık olduysa bu güzel bir şey ama bizi yarı yolda bırakamaz."
Irene ayaklarını yola uzattı. "Sıkıldım ve sıkıldım. Bir şeyler yapalım.""Baekhyun iyi biri mi sence?" diye sordu Mark aya bakarak. Irene kaşlarını çattı. "Ne alaka şu an?"
"Sohbet ediyoruz işte,"
"Bilmiyorum. Hislerime genelde güvenirim ama ona karşı pek bir şey hissetmedim."
Mark sırıttı. "Hoş çocuk, değil mi?" Irene ona bakıp kaşlarını çattı. "Ne demek istiyorsun açık açık söyle."
"Dizlerinde baygın bir haldeyken ona çok tuhaf bakıyordun." dedi Mark yavaşça Irene'e bakıp.
"Sizi tanımayan biri, o halde sizi görünce ayrılmak üzere olan ama bir türlü birbirini bırakamayan bir çift görürdü." Irene hafifçe güldü. "Çok detaylısın." Mark sırıttı. "Öyleyim."
"Bende sende bir şey fark ettim," dedi Irene dudaklarını ıslatıp. "Kızları aradığımız gün, kucağında Sana'ya çok tuhaf bakıyordun."
"Evet, çünkü onu bir yerden tanıyorum." Irene şaşırdı ve "Nereden?" diye sordu.
Mark bakışlarını kaçırdı ve cevap vermedi. Irene güldü ve kolunu dürttü. "Ya, söylesene."
"Kimseye söylemek yok, söz mü?"
"Söz," Irene iyice meraklanmıştı. Mark iç çekti ve tekrardan aya baktı. "Sana benim çocukluk aşkım. Ona bunu söylediğimde bana inanmadı. Daha sonra da başka bir şehire taşındılar. Yıllarca onu aradım ama bulamadım.
Sonra zaten büyücü olduğumu öğrenip Seul'e geldim ve ondan vazgeçtim. Onu öyle kollarımda gördüğümde, içimde tuhaf bir şeyler oldu.
Yıllarca ona bir kez bile dokunamamış, bir kez bile kokusunu alamamıştım ama o gün hepsini yaptım. Ve bu... Bilmiyorum çok garipti. "
Irene şaşkınca baktı Mark'a. "Vay canına, etkilendim. Bunu Taehyung biliyor mu?"
"Hayır, söyleme gereği duymadım. Zaten başında yeterince dert var, bir de buna üzülsün istemiyorum."
"Haklısın. Bak sana söz,bu işler bitsin aranızı düzeltmenize yardım edeceğim."
Mark hafifçe güldü. "Çok sağ ol ama beni sevmeyen birinin peşinden koşmak beni yordu ve daha fazla yorulmak istemiyorum. Sevseydi bunca yılda bir şeyler hisseder, gelirdi."
"Zaman insanları değiştirir. Belki senin kendisinden vazgeçtiğini düşünüp gelememiştir. Bir de başında lanet belası var,"
"Doğru. Bilemiyorum,zamanla neler olacak göreceğiz."
"Biz arkadaşız, arkadaşlar ne içindir? Zor zamanlarında destek olmak için vardır. Halledeceğiz,endişelenme."
Mark gülümsedi ve doğrulup Irene'e baktı. "İlk defa yakın bir kız arkadaşım oldu. Teşekkür ederim."
Irene gülerek yüzünü buruşturdu. "Fazla duygusallaşmayalım yoksa ağlayabilirim."
"Olur." dedi Mark ve gülerek bomboş olan yola baktı. "Cidden nerede kaldı bu çocuk?"
Irene telefonunu çıkardı ve bilmem kaçıncı kez Taehyung'u aradı. Ve sonunda açmıştı.
"Beni bu kadar merak etmenizi anlıyorum ama biraz sakin olun. İyiyim, geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
black wings
FanfictionBurası Hannam Okulu. Seçkin büyücülerin ve diğer yaratıkların evi. Kim Taehyung'un ise yaşama tutunmak için kaldığı bir yer... ××× "Dokuz cadı efsanesini biliyor musun?" diye sordu Tzuyu. Meraklı gözlerle Taehyung'a bakıyordu. Taehyung bu soruya an...