• 13

192 38 8
                                    

*

Song; Bad Boy by Red Velvet

Irene, Joy'un ona seslenmesine aldırmadan sırt çantasını hazırlamaya devam etti. Gereken her şeyi aldıktan sonra masasının üzerindeki kitapları da kucağına aldı.

"Irene! Bana neler olduğunu anlatacak mısın artık?" dedi Joy sabırsız bir şekilde. Irene hafifçe gülümsedi.

"Neon'un yerini bulacağız. Bu yüzden Ölüm Çiçeği'ne ihtiyacımız var." Joy kaşlarını çattı. "İyi de o çiçek sadece lanet yapmak için işe yarıyor ve nesli tükendi."

"Hayır tükenmedi,bir tane var. Her neyse senden istediğim şey Bay Oh'a durumumuzu açıklaman. Ben ona bir not bıraktım gönderirsin."

Joy aniden Irene'e sarıldı. "Orası tehlikeli, gitmeni istemiyorum." Irene gülümsedi ve Joy'un sarılışına karşılık verdi. "Merak etme, yalnız değilim. Her şey iyi olacak."

"Kendine dikkat et."

"Sende öyle." Vedanın ardından Irene Joy'a son kez bakıp odasından çıktı ve kütüphaneye doğru yürüdü.

Gerekli kitapları aldığı sırada kapının önünden bir tıkırtı geldi. Duraksadı ve sese dikkat kesildi. Bu da neydi böyle?

Tam vazgeçip önüne döndüğü sırada kapı aniden açıldı. Irene korkuyla arkasına baktı ve bir erkekle göz göze geldi.

Teni bembeyazdı ve siyah saçları dağılmıştı. Ölü gibi bakıyordu yüzüne. "Sende kimsin?" dedi Irene korktuğunu belli etmeden.

"Ben Byun Baekhyun," dedi ve masalardan birinin üstüne oturdu. "Bana yardım et, kan bulmam gerekiyor."

Irene şaşkınca Baekhyun denen çocuğa baktı. "Ne diyorsun be? Bu okuldan değilsin, olsaydın seni tanırdım. Ne işin var burada?"

Baekhyun başını eğdi. "Tanrım senin de mi haberin yok bizden?" Irene gözlerini devirdi. "Bana gizemli tavırlar sergileme de git buradan."

"Ben vampirim!" diye bağırdı Baekhyun birden. Irene sıçrayarak kitaplara çarptı. Az önce ne demişti o öyle? "Ne?" dedi dehşet içinde. "Vampir diye bir şey yok!"

"Hayır var, sadece siz büyücülere bahsetmiyorlar o kadar. Ayrıca büyücü vampir ilişkileri biraz kötüdür."

Irene bu olanlara inanamıyordu. Daha ne kadar şaşıracaktı?  Vampirlerin soyu 19.yüzyılda tükenmişti diye biliyordu.

"Bak, biliyorum çok saçma ama bana kan bulman lazım. Kimseyi öldürmek istemiyorum bu yüzden birinin yardımına ihtiyacım var."

Irene kaşlarını çatarak baktı Baekhyun'a. "Kendi okulundan neden yardım almıyorsun?"

Baekhyun başını elleri arasına aldı. "Neon denen o herifin adamları okulumuzu yıktı."

"Aman Tanrım... Size de mi bulaştı?"

"Herkese bulaştı. Güçleri olan kim varsa onları esir alıyor. Ben oradan kaçmayı başardım ama bazıları benim kadar şanslı olamadı. Lütfen, bana kan bulman lazım. Açlıktan ölemem."

Irene şaşırmaya alışmaya karar verdi ve kucağına iki kitap alıp çıkışa yöneldi. "Pekala, peşimden gel. Sana biraz yemek bulalım."

***

"Vampir mi?" dedi Mark boş gözlerle Baekhyun'a bakarak. Ardından kahkahalarla gülmeye başladı. "Taehyung sanırım delirdim! Bu karşımdaki bana vampir olduğunu söylüyor!"

Taehyung başını iki yana salladı ve Mark'ı susturdu. "Sessiz ol Mark,bizi ele vereceksin."

"Siz inanıyor musunuz buna?" dedi Mark bir Irene bir Taehyung'a inanamayan gözlerle bakarak.

black wings Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin