Yazarın ağzından
Son sınıf Slytherin ve Gryffindor öğrencilerin ilk dersi iksirdi. Hermione kendiliğinden uyanmış ve diğer kızları da uyandırmıştı. Üzerini değiştirdi ve saçına salaş bir atkuyruğu yaptı. Ortak salona indi.
Draco, Harry ve Thedore kızları bekliyordu. Elizabeth ve Pansy hala hazır değillerdi. Bu yüzden sadece Hermione indi.
Draco genç kıza hafif bir sinirle bakıyordu. Hermione bunu anladı ve ne olduğunu sordu. "Hermione sence de o etek boyu biraz kısa değil mi? Üşütürsün de ondan dedim." dedi. "Değil Draco, hatta uzun bile. En iyisi bir terziye vereyim de biraz kısaltsın." dedi yalandan gülümseyerek. Draco yine sinirlendi. Ama belli etmedi.
***
Büyük salona girmişlerdi. Kahvaltıda Cormac McLaggen yine Hermione'yi izliyordu. Draco farketti ama belki etmemeye çalıştı. Ne de olsa elbet bir köşede onu bulacaklardı.
İksir dersine girdiler hep beraber. Severus Snape elinde orta boy bir kazan ile sınıfa girdi. Kazanın içinde pembe bir sıvı vardı. Hermione hemen anladı hangi iksir olduğunu. Amortentia. Snape sorunca direkt elini kaldırdı.
"Evet Bayan Granger." deyip ona söz hakkı verdi. "Bu iksir bilinen en güçlü aşk iksiridir. Kişinin onu en çok cezbeden şeyin kokusunu alır." dedi genç kız. "Güzel, Slytherin'e beş puan." dedi ve devam etti.
"Bay McLaggen, siz hangi kokuyu alıyorsunuz?" diye sordu Snape. McLaggen "Çikolata ve Vanilya karışımı bir koku alıyorum." deyince kendi ölümünü başlatmıştı. Draco cidden çok sinirlenmişti çünkü bu nişanlısının kokusuydu. Herm bunu farkedince zorla yutkundu. Kıyamet kopacaktı.
Snape dersi sonlandırdı ve sınıfı terketti. Herkes yavaş yavaş dışarı çıktı. Geriye sadece McLaggen ve Herm'in arkadaş grubu kalmıştı. Draco, Harry ve Theo McLaggen'a yaklaştı. Draco çocuğa önce gülümsedi. Sonra da sağlam bir yumruk attı. "Nişanlımdan uzak dur McLemon!" diye bağırdı yüzüğünü göstererek. Hermione'nin elini tuttu ve sınıftan dışarı çıktılar.
Slytherin ortak salonuna gittiler. Elizabeth onları bekliyordu. "Duydunuz mu, iki gün ders yok!" dedi sevinçle. Hermione nedenini sordu. "Büyü bakanı toplantı mı ne yapacakmış." dedi.
***
Saat akşama geliyordu. Draco sakinleşip Hermione'nin yanına gitti. "Herm, şey ben özür dilerim. Yani istediğinle konuş. Karışmaya hakkım yok. Bir an kendimi tutamadım." dedi Draco. "Draco, sen benim nişanlımsın. Ve teşekkür ederim. McLaggen'dan hiç hoşlanmıyorum. Rahatsız oluyordum." dedi ve Draco'nun ellerini tuttu.
Hadi oyun oynayalım diye bir fikir attı Harry. Pans ne oyunu olduğunu sordu. Harry anlatmaya başladı. Doğruluk mu cesaretlik mi oynayacaklardı. Ama herkes üşendiği için cesareti iptal etmişlerdi.
Elizabeth'in Ağzından
Şişe ilk olarak Draco ve Hermione'nin arasında durdu. Draco sordu "Şimdiye kadar çıktığın kişilerin adı." dedi pis pis sırıtarak.
Bu çocuk mal değilse ben de bir halt bilmiyorum.
Herm derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. " Viktor Krum, Ron Weasley, Cedric Diggory. " deyip bitirdi. Abim artık gülmüyordu. Geçmiş olsun Herm. Çok hatırlatacak sana bunları.
İşte benim kızım! Şişeyi çevirmeden aynı soruyu abime sordu. Bayılıyorum sana Herm, abimi bırak beni al! Theo sana kuma geldi canım kusura bakma.
"Astroia Greengrass, Hannah Abbott." dedi omuz silkerek. Evet bu gerizekalının iki sevgilisi olmuştu.
Hermione göz devirdi. Benim bu havayı bozmam lazımdı. Yine aynı soru lanet olsun. Neden yaratıcı değilim ki?
"Ee yeğenlerimin adını düşündünüz mü?" Draco ve Herm dışındaki herkes kıkırdıyordu. "Scorpius olacak oğlumun adı." dedi yine mal abim.
"Bana da sorabilirdin Draco. Belki ben çocuk istemiyorum?"
"Ama ben istiyorum! Hem düşünsene evde sevimli bir şey. Bence çok iyi."
"Uzatma Malfoy, bunları düşünmek için henüz çok erken!"
"Şimdi de Malfoy mu oldum Hermione!?"
"Tamam özür dilerim."
"Peki!"
Draco beklediğimin aksine sinirlenmemiş, gülümsemişti. Herm'in omzuna elini atıp kendine doğru çekti. İşte benim kızım! Ya da abim. Her neyse. Sonuçta hayatında ilk defa doğru düzgün bir şey yaptı.
***
Herkes yatakhanelerine çıkmıştı. Pans, Theo ve ben hariç. Pans Theo'ya göz kırptı ve "Hadi size iyi geceler." deyip yukarı çıktı. Çok gerildim, uzun zaman sonra ilk defa Theo yalnız kalmıştım. Hadi evlenme teklifi et. Kabul edeyim. Seninle pembe panjurlu evimiz olsun. Bahçesinde büyü yapan çocuklarımız olsun...
***
"Kızlar!" diyerek içeri daldım. İkisi de anlamaz bakışlar attılar. "Derim nefes alın. Theo bana çıkma teklifi etti. Ben de kabul ettim!" dedim çığlık atarak.
Gülümseyerek birbirimize sarıldık. Odanın içinde zıplayıp dans ediyordum. Kimse şu an beni üzemezdi. "Betty sanırım Draco adında küçük bir sorunumuz var." dedi Pansy. İşte şimdi ben bittim.
***
"Elizabeth saçmalama! Bu ne biçim bir plan böyle. Uygun zamanı bulduğumuzda söylerdik!" diye beni ikna etmeye çalıştı Hermione. Ama ben ikna olmam.
Benim canım abiciğim;
Gençliğinin baharındasın. Benim için elini avadaya bulmaya değmez. Hem Azkaban bu mevsimde çok soğuktur.
Hızlıca erkekler yatakhanesine girdim. Arkamdan Herm ve Pans girdi. "Elizabeth?" diye sordu Draco. Tamam hazırım. Elime asamı aldım. Özür dilerim abi...
Biraz heyecan olsun dedim ve burada kestim ^_^
Elizabeth sizce ne yapacak?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slytherin Prensesi
FanfictionOkuduğunuz tüm cringe hikayeleri unutun çünkü bu hepsinden daha cringe...