Çilek

688 42 20
                                    

Düğünden altı ay sonra

Abim ve Hermione evleneli altı ay olmuştu. Bu süre zarfında pek bir şey değişmemişti. Tek bir şey dışında. Theodore'ya karşı duyduğum aşkı yitirmiştim. Ve bunu dağ evindeyken farketmem de ayrıca kötü olmuştu. Sanki sadece inat edip onu istemişim gibiydi. Ve bu duygu beni oldukça rahatsız ediyordu.

Son bir ayda beni bu konuda tek mutlu eden tek şey Theo'nun da benim gibi hissetmesiydi. Aslında onu Pansy ile shiplemiyor değildim. Hem Harry ile arasında olan garip yalanı da bitirmişlerdi. Ve son zamanlarda Harry hep Luna ile vakit geçiriyordu.

Onların mutlu olmasını istiyordum. Bu yüzden abimi aradım ve bizi davet etmesini söyledim. Biraz garip karşıladı ama arayan kişi ben olunca bu pek fayda etmedi tabii. Bir şekilde konu açmam gerekiyordu. Direkt hadi evlenin de diyemezdim ya. Madam Çöpçatan olmuştum...

***

Abimlere gelmiştik ve kaymak birası içiyorduk. Yani Herm dışındakiler. Onun midesi bulamadığı için birkaç gündür ne bir şey yiyor, ne de içiyormuş. Keşke bir yeğenim olsa...

"Ee Pansy senin hayatında kimse var mı?" diye sordum.

"Şimdilik yok Betty."

"Senin hayatında kimse var mı Theodore?" diye sordum. Kimse yadırgamamıştı çünkü eskisi gibi çok yakın arkadaştık ve bu defa birbirimize karşı bir hoşalntı ya da fazlasını hissetmiyorduk.

Abim hemen "Bu deliyi alana şimdiden sabır diliyorum." diye atladı. Pansy'nin teşekkür etmesiyle tüm gözler ona çevrildi. Pansy, Theo'nun elini tuttu ve sırıttı.

Herkes tebrik etmişti ve aradan bir saat kadar geçmişti. Harry biraz efkârlı duruyordu.

"Sana ne oldu Tedaş izlim?" diye sordu Theo, Harry'e. Önce herkes Tedaş'ın ne olduğunu sordu. Theo "Of çok cahilsiniz sonra anlatırım." dedi ve gözlerini yine Harry'e yöneltti.

"Şey ya, ben aşık oldum. Luna'ya."

"Oo kardeşim aşık olmuş." dedi abim. Sonra da ekledi: "Sakın evleneyim deme, bekarlık sultanlıktır koçum.". Bunun üzerine Herm sitem etti. Abim uzun süre onun gönlünü almaya uğraştı. En sonunda 'Sen artık beni sevmiyorsun' diye ağlamaya başladı. Herkes şaşkın şaşkın ona bakıyordu.

***

Yazarın Ağzından

"S***** git Malfoy!"  Hermione yoktan yere de olsa çok sinirlenmişti. Ve iki saattir sürekli ağlıyordu.

"Hermione çok özür dilerim. Eşeklik ettim, lütfen beni affeder misin güzelim?" diye sordu Draco Malfoy.

"Defol." diye bağırdı Hermione. Kızın gözlerinden neredeyse ateş saçılıyordu. Sonra da "Ama önce bana çilek al." diye ekledi.

"Peki..." deyip odadan çıktı Draco. Bu saatte çileği nereden bulacağını düşünüyordu. Sonra aklına Malfoy Malikanesi geldi. Orada her zaman çilek olurdu. Hızla mutfağa cisimlendi. Mutfakta babası bir şeyler atıştırıyordu. Draco'yu görünce aniden sıçradı.

"Sakın bu saatte yemek yediğimi annene söyleme Draco!" diye uyardı Lucius. Draco sebebini sordu.

"Neden olacak? Neymiş efendim kilo alıyormuşum da sağlığım ve karizmam bozuluyormuş. Analı kızlı aç bırakıyorlar beni." diye dert yandı zavallı adam. Draco sadece gülümsedi ve babasına neden geldiğini anlattı.

Lucius gülümsedi ve "Ah Draco ah... Annen de hamileyken aynen böyleydi. Az kovmadı beni evden. Hatta bir kere göz devirdim diye ağlamıştı." dedi duygusallaşarak.

Önce güldüler. Sonradan cümleyi tekrar gözden geçirince ikisi de aynı anda bağırmaya başladılar. Draco "Baba oluyorum!", Lucius ise "Dede oluyorum!" diye bağırıyordu. Onların seslerine aşağı Narcissa ve Elizabeth de indi. Hepsi sevinç çığlıkları atıyordu.

Draco her şeyi onlara da anlatınca Elizabeth, Draco'nun eline koca bir kase çilek tutuşturdu ve evine gönderdi. Annesi ve babası ona sorgularcasuna bakınca "Kız evde çilek bekliyor." dedi ve koşarak odasına gitti. Hemen Pansy'e bir mesaj attı. Olanları çabucak anlatmak istiyordu.

Evet farkındayım uzun zamandır yeni bölüm atmıyorum. Çok özür dilerim. Bazı sağlık problemlerinden dolayı böyle oluyor. Ama söz veriyorum bir şekilde telafi edeceğim...

Slytherin PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin