Dağ Evi

1.3K 70 45
                                    

Akşam Yemeğinden Sonra

Hepimiz oturmuş abimin gelmesini bekliyorduk. Abim bizden yarım saat sonra elinde bir parşömen ile gelmişti. Hepimiz markalı bir şekilde abime bakıyorduk. Herm dışında. O bizden biraz daha uzağa oturmuş ders çalışıyordu.

"Madde Bir: Temas etmek kesinlikle yasak.
Madde İki: Canımlı cicimli konuşmak yasak.
Madde Üç: Beraber fotoğraf paylaşmak yasal.
Madde Dört: Yalnız kalmak yasak.
Madde Beş: Gece ondan sonra mesajlaşmak yasak." dedi ve bitirdi. Yok artık ama. Bu kadarı da fazla!

"Peki canım abiciğim. Sen nasıl istersen." ne yani, ne yapsaydım? Babamlara söylersek problem kalmaz. Hiç olmazsa tatilde yani. Theoaşkım sen de öyle bakma ama var bir bildiğimiz.

Tatilin Başlangıç Günü

Sabahın köründe kalktık. Eşyalarımızı Hogwarts'ta bırakmıştık. Zaten asıl eşyalarımız evlerimizdeydi. Kendimizi alsak yeterdi.

Bu geçen günlerde pek bir şey olmadı. Sınavlar bitmişti. Herm ve abim hala konuşmuyordu. Theo bana yaklaştığında abim dibimizde bitiyordu.

Az sonra çıkıp trene binecektik. Dışarı ilk önce ben çıktım. Diğerlerini beklerken üşümüştüm. Benden sonra Theodore geldi. Üşüdüğümü belirttim. Ceketini vereceğini düşünmüştüm. Omzunun altına aldı ve sarıldı.

"Theodore abim gelecek şimdi! Ceketini versen daha iyi olurdu ikimiz için de!"

"Banane?" dedi ve daha çok sarıldı. Tamam ben anladım. Abimle takılan herkes aptallaşıyordu. Abimler geldi ve abim tabii ki bizi gördü. Hermione gerginliği farkedince abimin elini tuttu. İşte benim kızım! Draco mal mal bakıyordu. El ele yürümeye devam ettiler.

Trene bindik ve boş bir kompartıman bulup oturduk. Theo ve ben fırsatı değerlendirip yan yana oturduk ve kafamı Theo'nun omzuna yasladım.

Pansy benim yanımıza; Harry onun karşısına ve abimle Hermione'de onun yanına, cam kenarına oturdu. Draco, Herm'in kulağına eğildi ve "Seni çok seviyorum." dedi. Herm sadece gülümsedi. Çok sevinmişti buna. Ama belli etmedi. Biraz gergindi sanki.

***

Herkesi zor da olsa zorunda kalmadan büyü kullanmamaya ikna edebilmiştim. Bu yüzden arabalarla gidecektik. Grangerlar ve annemle babam aynı arabada; Nottlar, Parkinsonlar ve Potterlar aynı arabada gidecekti.

Abim ve Herm dikkat çekmemek için aynı arabada olmak zorundaydı. Küs olduklarını Herm'den başka kimse bilmiyordu çünkü. Evet Herm'den başka kimse bilmiyordu  çünkü Draco'ya iyi davranması bizim içinmiş.

Biz gençler de aynı arabada gidecektik. Arabalar oldukça geniş olduğu için hiçbir problem olmamıştı.

Sonunda arabalara binmiştik ve yola çıkalı bir saat falan olmuştu. Herkes uyumuştu. Draco ve Hermione dışında. Bir de ben tabii.

Draco arabayı kullanırken Herm'in elini tuttu ve Herm hemen elini çekti. "Draco o sadece anlık bir şeydi. Seni affettiğim anlamına gelmiyor. Üzgünüm."

"Hermione çok uzattığının farkında değil misin güzelim?"

"Bu konuyu sonra konuşsanız daha iyi olur çünkü geldik." diye lafa daldım. Abim arazide düz bir yere parketti ve arabadan indik. Herkesi uyandırmak biraz zor olmuştu. Burayı gerçekten çok özlemiştim.

 Burayı gerçekten çok özlemiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

👆🏻 Dağ Evi

Saat akşam sekize geliyordu. Önce herkes odasına yerleşti. Anne babalar için birer oda düşüyordu. Kızlar bir odada; erkekler de oturma odasında uyuyacaktı.

Yemek saati gelmişti. Yemek odası oldukça soğuktu. Asa kullanmayacağım için Theo'yu çağırdım ve odun istedim. Her zamanki espritüelliğiyle Draco'yu getirmeyi teklif etse de geri çevirdim.

Theo odun getirmişti ve beraber şömineyi hazırlamıştık. O sırada gülümsedi ve "Sence de ailemize söylememiz bizim adımıza çok daha iyi olmaz mı?" dedi. Önce gözlerim açıldı. Zaten söylemeyi düşünüyordum ama çok erken değil miydi? Yine de onayladım. En fazla ne olabilirdi ki?

***

Masada oturmuş yemek yiyorduk. Gerçekten oldukça gergindim. Söyleyeceğimizi sadece Pans'e söylemiştim. Söylemenizi doğru bulmuyordu. Biz konuşurken Harry' de duydu. O da Pansy ile aynı aynı fikirdeydi. Theo masanın altından elimi tuttu. Soğuk soğuk terliyordum.

Theo öksürdü ve "Size bir şey söylemek istiyoruz." dedi. Herkes bize bakıyordu. Bir anda Harry "Biz çıkıyoruz." dedi. Herkes gözlerini açmış onları izliyordu. Lily Potter öksürmeye başladı. "Yani Harry ve ben çıkıyoruz yanlış anlamayın." dedi ve Harry'nin elini tuttu Pansy. Başta Lily ve Bayan Nott olmak üzere herkes derin bir nefes aldı.

Bir dakika, ne? Harry ve Pansy çıkıyor muydu? Pansy bana baktı ve göz kırptı. İkisine de öyle olsun dercesine bakıyordum. Bana nasıl söylemezler? Bana, bana Elizabeth'e... Tabii siz kendi açınızdan her bakımdan yetersiz gördüğünüz mükemmel bir kızın sizin sırrınızı taşımasına şiddetle karşınız ama! Yazdım bunu bir kenara.

***

Herkes odalarına çekilmişti. Herm ve ben Pans'e sorgulayan gözlerle bakıyorduk. 

"Peki tamam anlatıyorum." dedi ve başladı. "Tabii ki Harry ve ben çıkmıyoruz. Hem eğer öyle bir şey olsaydı önce size söylerdim. Sadece Betty ve Theo henüz çok yeniler ve ikimiz de bunu söylemelerinin doğru olacağını düşünmüyorduk. Harry öyle deyince ben de bunu uydurdum. Bi süre sonra da anlaşamadık falan der ayrılmış gibi yaparız dedim. Bu kadar yani." dedi ve omuz silkti.

Herm ve ben uzun uzun ona baktık. Sonra "Sen delisin biliyorsun değil mi?" dedik ve gülüşmeye başladık.

"Delice bir şey yapıp oturma odasına gidelim mi?" dedim dudağımı büzerek. İkisi de bir ağızdan "Ne?" diye soruverdi.

"Lütfen lütfen lütfen lütfen..." dedim son heceyi uzatarak. Dayanamayıp kafalarını salladılar.

Yavaşça, kimseyi uyandırmadan. Kapıyı tıklayın ve önce Herm, sonra Pans ve en sonda da ben içeri girdik. Hepsi dik dik bize bakıyordu. "Hayırdır bu saatte?" diye sordu benim öküz abim. Biraz kırgın gibiydi sanki. Oy çeni üjdüyey mi?

"İstemiyorsan gidelim." dedi Herm sitem ederek.

"Beni ilgilendirmez. Sonuçta 'karşılıklı' sevgi üzerine nişanlanmadık değil mi?". Draco'nun arabadan indiğinden beri hiç yüzü gülmemişti. Pek konuşmamıştı da. "Karşılıklı" derken sesi titrese bile özellikle söylemişti. Çok kırılmıştı. İkisi de birbirlerine karşı oldukça kırgındı.

Draco arkasını döndü ve köşe koltukta yatmaya devam etti. Herm bir cevap vermemişti. Ya da verememişti. Bilemiyorum...

Hermione, Draco'nun kırıldığını anlamıştı. Odadan bir süreliğine çıktı. Draco konuşmaya başladı.

"Sizce de yeterince özür dilemedim mi? Haksızlık yapıyor artık."

"Haklısın Dracoaşkım." dedi Theo. Bu çocuk Draco'ya yürüyor. Öksürdüm. "Yia sen beni kıskandın mı?"

"Boş yapma ve yanıma gel Theo!"

"Özür dilerim güzellik."

Tam yanıma geliyordu ki aklımıza abim geldi. "Ne halt ederseniz edin. Bugünlük serbestsiniz." daha önce hiç abimi ne kadar çok sevdiğimi söylemiş miydim?

Selaaam! Yeni bölümü beğendiniz mi? Aklıma mükemmel şeyler geliyor. Kaosa bir süreliğine ara vereceğiz. Ya da ara vermiş gibi görüneceğiz:)

En sevdiğiniz karakter kim? Benim şimdilik yok. Bir dakika benim kendi kitabımda şu an favori karakterim yok!? Her neyse, sizin favori karakteriniz kim?

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayun. Sizi seviyorum sevgili okurlarım🖤🌸

Coronasız günler dilerim. Kendinize iyi bakın ve bol bol ellerinizi yıkayın. Artık şu corona bitmeli. 😂 Sağlıcakla kalın🥳

Slytherin PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin