Multimediadaki fotoğraf çok hoşuma gitti dee 🥺🥺🥺
Birkaç dakika sonra kapı açıldı ve içeri Herm geldi. Önce gayet sakindi. Oldukça çok konuşmuştuk. Tam çıkacakken cebinden asasını çıkarttı ve Draco'ya yöneltti. "Aguamenti¹" dedi ve hızlıca odadan kaçtı. Abim sırılsıklam olmuştu. Theo ve Harry yanımıza geldi, kendilerini abimin sinirinden korumak istiyorlardı.
Abim önce şaşkın şaşkın baktı. Hemen sonra halini gördü, gözlerini ve ağzını açmıştı ki Harry asasına uzanıp "Silencio²" dedi ve abim dilini yutmuş gibiydi. Biz sessiz olmaya çalışarak kahkaha atıyorduk. "Artık sırılsıklam aşık bir Malfoysun." dedi ve nokta nokta gülüşü yaptı.
Birkaç dakika sonra Pansy ve ben odamıza gittik. Herm çoktan uyumuştu. Biz de biraz daha kahkaha atıp uykuya daldık.
Ben herkesten sonra uyandım. Hızlıca aşağı inip kısa bir kahvaltı yaptım çünkü Herm ve Pans ile beraber gelinlik modellerine bakmak istiyordum.
Kahvaltımı bitirdim ve bahçeye doğru yol alırken annemi gördüm. Beraber gitmeye karar verdik. Bahçeye çıktığımızda kızlar modellere bakıyordu. Birkaç adım kala abim yanlarına gitti ve annemin kalbinin teklemesine neden olan o şeyi söyledi: "Granger bi' bakar mısın?". Annemin yüz ifadesini nasıl anlatacağım bilmiyorum. Şaşkın, kızgın, meraklı...
Annem arkalarından ilerlemeye başlayınca onu durdurmaya çalıştım ama nafile. Bir Malfoy sinirlendiğinde ne kadar güçlü olabiliyor, kelimler yetmez. Bir işimiz de normal olsun be! Bu gidişle alacağım başımı muggleların yanında yaşayacağım!
"Anneciğim sizce de başkalarının konuşmalarını dinlemek çok ama çok ayıp değil mi?" diye sordum.
Alığım cevapla susmak şart oldu. "O zaman gidebilirsin Elizabeth!". Bir insan fısıldarken nasıl bağırabilir!?
"Amacın neydi Granger?"
"Kalbim kırılmıştı çünkü beni umursamıyordun ve kolum hala çok acıyor Draco! Sence de yeterli değil mi?" dedi kolunu göstererek. Annem iyice gözlerini açmış onları dinliyordu.
"Defalarca kez özür diledim, gelen hiçbir hediyemi kabul etmedin. Tek istediğim şey bana bir şans daha vermendi ve sen bana bir şansı çok gördün. Benim sence hiç canım yanmadı mı? O "Aguamenti" olayını saymıyorum bile!" dedi kırgın, kızgın ve bıkkın bir şekilde. Burukça gülümsemesiyle Herm ona sıkıca sarıldı ve özür diledi. Annem derin bir nefes aldı ve beni mutfağa çağırdı. İç sesimden hiç hoş şeyler duymadığıma yemin edebilirim ama kanıtlayamam...
Geçerken Pans bizi gördü ve selamladı. "Bizimkileri al ve mutfağa gel çabuk!" dedim hızlıca. Annem düşündüğümün aksine kızmamış bilakis onaylamıştı. Peki ya bu neye mi işaret? Çok pis nokta noktadık.
Hepimiz yan yana mutfakta oturmuştuk ve annemi bekliyorduk. Daha doğrusu konuşmasını. Ama annem zeki bir kadındır ne yapar eder her şeyi öğrenir. Bir şey uydurmam lazımdı. "Anne her şeyi biliyorum!" dedim ve tabii ki hiç düşünmedim. Ben önce konuşup sonra düşünen biriyim.
"Ne-neyi, ne kadar, nasıl?" işte o an bilmemem gereken bir şey olduğunu öğrenmiş olduk.
"İstersen burada söylemeyim ama sen bilirsin?" deyip sırıttım. Ah benim güzel Malfoy ruhum... ne güzel sırıttım yine.
"Bunu sonra konuşacağız." dedi ve gergince gitti.
"Gençler sanırım bir problemimiz var." anlamaz bir şekilde bana baktılar yine. "Ben hiçbir halt bilmiyorum ki!" bunu dememle bana sövmeye başlamaları bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slytherin Prensesi
Fiksi PenggemarOkuduğunuz tüm cringe hikayeleri unutun çünkü bu hepsinden daha cringe...