Kızıl genç yılbaşının geldiğini süslemelerle gösteren caddelerde dolanıyor etrafına bakınıyordu.
Dün işinden izin almış kendine zaman ayırmak istemişti. Bugün kalktığı gibi evini temizlemiş, şarap koleksiyonunu temizleyip düzenlemişti. Işi bitince biraz kitap okuyup akşam oluncada dışarı atmıştı kendini. Kendini huzurlu ve mutlu hissettiği nadir zamanlardı bunlar normalde çok stresli ve sinirliydi ama bugün öyle değildi tabi içindeki boşluğu saymazsak.
Kendini rahatsız eden sadece içinde bir boşluk varmış gibi hissetmesiydi. En sevdiği şarap dükkanını görünce adımlarını hızlandırıp otantik görünen dükkana girip ezberlediği rafa doğru yönleri.
Bir tane Petrus alıp kasaya gitti. Kasiyer kız kızılı tanıdığı için ve ondan hoşlandığı için ona aldığı hediyeyi hazırladı ama bunu dükkanın içinde veremezdi o yüzden kızıl dışarı çıkana kadar bekledi.
Chuuya kapıdan çıktıktan saniye sonra kolunu tutan kişiye döndü. Bu kişinin kasiyer kız olduğunu görünce şaşırdı.
"Şey...sizi uzun zamandır tanıyorum ve sizden çok hoşlanıyorum bu yüzden size yılbaşı hediyesi aldım umarım kabul edersiniz."
Chuuya kendisine açılan kıza baktı bir süre aslında pek şaşırdığı söylenemezdi. Kızın kendine olan bakışları uzun zamandır fark etmişti ama kıza karşı bir garezi olmadığı için sesini çıkartmamıştı.
"Üzgünüm ama bunu kabul ede-"
"Merak etmeyin sizden bana cevap vermenizi beklemiyorum ya da karşılığında hediye sadece bunu kabul etmenizi istiyorum lütfen kırmayın beni."
Chuuya kendisine nazikçe uzatılan hediyeyi kabul etti. Kızın sevinci gözlerinden okunuyordu ama fazla zamanı olmadığı için hediyeyi kabul eden kızılın yanağını öpüp teşekkür etti.
Chuuya yanağına konan öpücükle şaşkınca kızın arkasından baktı. Hafifçe gülümseyip yoluna devam etti. Meydana gelmiş süslenen ağaçlara baktı derin bir iç çekip evine doğru yola koyuldu. Cadde yürürken kolunu tutan bir el onu karanlık ara sokağa çekti ve duvara yasladı.
Chuuya hangi gerizekalı canına susadığını merak ederek kendini duvara yaslayan kişiye baktı. Bu kahve saçlı bandaj kaplı yüzünde yumruk atma hissi uyandıran sırıtmayla Dazai Osamu'dan başka birisi değildi.
"Ne yaptığını sanıyorsun?"
"Sence ne yapıyor gibi görünüyorum?"
Chuuya gözlerini devirip karşındaki uzun genci itmeye çalıştı ama yerinden bir santim kıpırdamayan Dazai'ye sinirli bakışlar atmaya başladı.
"Bana dayak yemek için kaşınıyorsun gibi göründü."
"Hmmm....yanlış cevap."
Dazai kendi ile duvar arasına sıkışmış kızılı daha da sıkıştırıp kendini ona yasladı. Chuuya kendine yapışan uzun gence sinirli bakışlarını sürdüyor ama hiçbir harekette bulunmuyordu.
"Şarap dükkanındaki kızla baya iyi anlaşıyor gibiydiniz sevgili misiniz?"
Bu soruyu ne kadar yüzündeki sırıtmayla sorduysada içinden sinir küpüne dönmüştü hele kızın Chuuya'nın yanağını öptüğü zaman daha da delirmişti. Ama artık mafyada değildi istediği gibi milleti öldürüp rahatlayamazdı.
"Sanane lan? Belkide öyle sana mı sorcam?"
Dazai duyduklarının doğru olmadığını biliyordu ama yinede sinirlenmeden kendini alamadı. Çünkü gerçekte olabilirdi. Gerçekten sevgili olabilirlerdi. Dazai kendi düşüncesine sinirlendi. Böyle bir şey olamazdı asla izin vermezdi Chuuya kendine aitti sadece kendine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soukoku Ile Smutlar Jsjsjssjs
FanfictionYine ben eheheh burda da önceki kitabım gibi tek bölümlük hikayeler olucak. Içerikleri smutlar olucak o yüzden şimdiden uyarayım.