×7×

1.3K 41 137
                                    

Sınav bitene kadar yeni bölüm yazmayacaktım ama sağ olsun mikreos sayesinde aceleyle yeni bölüm yazmış bulunmaktayım.

Omegaverse ve Fem Chuuya içerir!

○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○

Yokohama'nın en bilindik hastanesinde kahve saçlı genç doktorunun dediklerini şaşkınca dinliyor sindirmeye çalışıyordu. Ne kadar inanmak istemesede doktorun önündeki testlerin sonucu herşeyi ortaya döküyordu.

"Evet Dazai bey söylediğim gibi sizin sorununuz feromon kokusunu almamanız. Yaptığımız testler sonucu sizin bu hastalığınızı tespit etmemize rağmen bunun bir çözümü yok malesef."

Dazai bu zamana kadar hiçbir omega onun dikkatini çekmemesinin nedeni anlaşılıyordu. Dazai dominant bir alfa olmasına karşın kendisi hiçbir feromon algılayamıyordu.

"Ne demek bir tedavisi yok! Elbet bir çözümü vardır."

Doktor üzgün bir şekilde gözlerini kapatıp kafasını olumsuz bir biçimde salladı. Dazai yerinden kalkıp odadan çıktı. Hastanenin dışına çıkan koridordan geçerken doktorun dediklerini düşünüyordu.

Ne demek feromon algılayamamak? Eğer feromon olmazsa hiçbir şey olmazdı. Bu zamana kadar zaten boşluktaymış gibi etrafta gezmiş sonunda üniversite dahil bütün eğitimini aldıktan sonra kendisine en uygun iş olarak yazarlığa büyük bir başarıyla adım atmıştı.

Şimdi de kendi ruh eşini bulmak istiyordu. Herşeyi olmasına karşın bir türlü içindeki boşluk dolmuyor aksine daha da büyüyor ve onu yutmaya devam ediyordu. Sadece yazarken biraz da olsa o boşluğu unutuyor kendini yaşayan bir insan gibi hissediyordu.

Hastaneden çıkıp en sevdiği kafeye doğru ilerledi. Hala aklında doktorun söylediği plak gibi dönüyor bittiği gibi tekrar sarıyordu.

Sonunda kafeye geldiğinde kapıyı açtığı gibi mis gibi kahve kokusu burnuna dolmuş anında gözlerini mutlulukla kapatmıştı. Hemen her zamanki yerine oturup garsonun gelmesini bekledi.

Bulunduğu kafe oldukça sade ve hoştu. O kadar bilinmediği için sakin sessiz bir ortama sakindi. Dazai kendi düşünceleri arasından yanına gelen kızıl garsonu fark etmemişti. Burnuna dolan kahve kokusu dışında gelen kalbini tekleten kokunun sahibine döndü.

Kendisine bakan okyanusları gördüğü gibi nefesini tuttu. Saçları gün batımı renginde, minyon ve fiziği oldukça güzel olan kadına tutulmuş bir şekilde bakıyordu.

Kendisine bakıp öyle kalan kahve saçlıya soru sorar gibi bakıyordu. Dazai kendisine soru sorar gibi baktığını fark edince kendine geldi.

"Özür dilerim bi an donup kaldım. Ger zaman siparişimi Lucy alır da. Bugün yok mu?"

"Ah hayır yok. Aslında dükkanın yeni sahibi ben ve bir arkadaşım Lucy bize devretti burayı."

Dazai anlıyorum der gibi mırıltı çıkarıp siparişini verdi. Siparişi alan kızıl kadından hala gözlerini alamıyordu. Elinde zarifçe tuttuğu defterden tut her hareketini istemsizce izliyor hayran olmaktan kendini alamıyordu.

Ismini siparişi geldiğinde sormayı aklının bir ucuna kaydedip defterini ve kalemini çıkardı. Kitabının teslim tarihi yakışıyordu ve onun daha yazması gereken tonla sayfa vardı.

(Bu şey değil mi? BEN!!)

Önüne nazikçe konan kahve ile yazdığı yazıyı bırakıp kendisine sıcak bir şekilde gülümseyen kızıla baktı.

Soukoku Ile Smutlar JsjsjssjsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin