Fedakarlık

302 17 19
                                    

Not: Bölüm düzenlenmeden yayınlanmıştır. 

-------

Sert adımlarla merdivenleri iniyordu genç adam. Karanlık, havasız merdivenin sonuna ulaştığında odayı soluk beyaz bir ışık aydınlatıyordu. Odanın içindeki dört kişi ve bir masa vardı. Ortamın gerginliği elle tutulur cinstendi, gözlüklü genç yutkunup konuşmaya başladı. Sesi gergin olduğu belli ediyordu birazdan olacaklardan korktuğu belliydi.

"Bundan gerçekten emin misin?"

Genç soluk mavi gözlerini masanın üstündeki kemiklerden, gözlüklü gence çevirdi. Karşısındakinin aksine ne korkuyor nede gergindi sadece içindeki rahatlamayı dışarı vurmaya gerek görmüyor suratını ifadesiz tutuyordu. 

"Emin olmasam bu işe en başından başlamaz seni de buna bulaştırmazdım değil mi dört göz."

Sesinden soru sormadığı anlaşılıyordu. Gözlerindeki kararlı ifade karşısını resmen kesiyordu. Gözlüklü genç bunun yapılmamasını içten içe bilse de kendini affettirme ve arkadaşını kurtarmak ağır basıyordu. Gerçi bu birisinin hayatını feda edeceği gerçeğini değiştirmediği gibi bu işin sonunda olacakların doğaya aykırı olduğu da bir gerçekti.

"Bu o kişi mi?"

"Evet aradığın yetenekli bu adam?"

Genç masanın yanında elleri kelepçeli yetenek kullanıcısını süzmeye başladı. Görünüşü insanın ürpermesine yetecek kadar tuhaftı gözleri dipsiz bir kuyu gibi soğuk ve karanlıktı. Genç bunun gibi kişileri daha önce de görse de içinin ürpermesine engel olamıyordu. Adama masa aralarında kalana kadar yaklaştı. Masanın üstündeki kemiklere göz geçirdi.

"Bu yeterli olucak mı?"

Adamın sesi görünüşünün aksine tok ve kadife gibiydi. Gözlerinin masanın üstünde göz gezdirip düşündüğünü belirten mırıltılar çıkarıyordu. 

"Evet bu yeterli olacaktır. Ne zaman başlamak istersin?"

"Hemen şimdi."

Omuzlarındaki ceketi çıkarıp düzgünce katladı oda da ki sandalyenin üstüne koyup kafasındaki şapkayı da ceketin üstüne özenle yerleştirdi. Gözlüklü genç gerginlikten soğuk terler dökmeye başladığında bu fikirden hızlıca vazgeçti. Bu doğru değildi. 

"Chuuya-san lütfen tekrar düşünün bu doğru değil!"

Chuuya gözlüklü gence döndüğünde ne kadar gergin olduğunu fark etti. Yapacağı şey tamamen delilikti ama bir kere karar verdiğinde geri dönüşü yoktu. Daha fazla sevdiğinin çökmesine göz yumamazdı. Gözlüklü gence içten bir gülüş sundu. 

"Daha fazla onun çöküşünü görmek istemiyorum."

Chuuya masaya yaklaşıp elini adama uzattı. Adam kelepçenin izin verdiği kadarıyla onun elini tuttu diğer eliyle de düzgünce masaya yerleştirilmiş kafatasına koydu. Chuuya derin bir nefes aldı. Gözlerinin dolmasına izin verdi korkudan değildi gözlerinin dolması. Sadece sevdiğinin ihtiyacı olan kendisi değil de masa da yatan kemiklerin olmasıydı, yüreğinin ağırlığından dı. Yetenek aktifleşirken bir gözyaşı süzüldü dudaklarından tek bir sözcük çıktı.

"Seni seviyorum."

-------------------------------------------------

Dazai yine geç kaldığı için yiyeceği dırdırı düşünürken çoktan kapının önüne gelmişti. Derin bir nefes alıp yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirip büyük bir gürültüyle kapıyı açtı. 

"GÜNAYDINNN!!!"

Kimsenin ona değil de misafir koltuklarının etrafında toplanmış şaşkınca birine baktığını görünce merakla oraya ilerledi. Rampo'yu şaşkın gözlerle karşısındakine bakarken görünce merakla gözlerini oraya çevirdi. Gördüğü kişiyle dili tutulmuştu sanki, kendi kollarında ölen dostu tam karşısındaydı. 

Soukoku Ile Smutlar JsjsjssjsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin