X8/3X

962 26 9
                                    

Dazai boş gözlerle daha bir kaç saniye önce kızılın oturduğu sandalyeye bakıyordu. Beklediği, yaptığı plan böyle değildi. Dazai hoş bir yemekten sonra onu özel olarak ayarladığı çatı katına çıkartıp her şeyi özenle daha da ayrıntılı anlatacak ve hayal ettiği mükemmel geceyi yaşayacaklardı.

Ama her şey alt üst olmuştu, şimdi ise bomboş sandalyeye bakıyordu. Bu şekilde mi bitecekti? Buraya kadar mıydı? Dazai bunları düşündükçe deli oluyordu. Gözlerini sımsıkı kapatıp elleriyle yüzünü sıvazladı, ciğerlerindeki derin nefesi bıkkınlıkla sessiz salona bıraktı.

Zaman geçerken Dazai bir anda masadan kalkıp asansöre koştu, Chuuya otelden çıkmadan onu yakalamalıydı. Bu sefer ister güzellikle ister zorla onu dinleyecek ve bir şans verecekti. Bunu yaptırmaya mecburdu yoksa hayatı boyunca böyle bir fırsatı bulamayacaktı buna adı gibi emindi.

Asansör giriş katına gelince Dazai sabırsızca ellerini kapılara koyup bi an önce açılması için -saçma olduğunu bilse de- kapıları aralamaya çalıştı. Açılan kapılardan hışımla çıkıp çıkışa iki adım kala kızılı kolundan tutup kendine çevirdi.

Nedense nefes nefeseydi, kızılın yaşlarla parlayan gözlerine bakarken nefesini düzene sokmaya çalıştı. Chuuya nedenini sorar gibi kahve gözlere baksa da cevap alamamıştı.

Neyin peşindesin yine?

Kolunu tutan ele baktı, sımsıkı tutuyordu. Sanki bırakmak istemiyor gibi, Chuuya bekledi kolunu bırakmasını yada en azından elini gevşetmesini ama beklediğini alamadı aksine tutuş sıklaşmıştı.

"Bırakmayı düşünüyor musun?"

"Aslında hayır mümkünse hayatımın sonuna kadar tutmayı planlıyorum."

Dazai yüzünden yetişmenin verdiği sevinçle gülümsedi. Chuuya'nın bakışları şaşkınlığının göstergesi olarak kocaman açıldı. Bunu ona neden yapıyordu ki? Az önceki konuşma yeterince açık değil miydi? Onu rahat bırakması lazımdı.

"Dazai sen ne-"

"Şşş.. Sadece beni takip et sana göstermem gerek bir şey var."

Chuuya daha tek kelime etmeden çekiştirilince sesini çıkaramadı. Ne gösterecekse göstersin ve bu saçmalık buradan bitsin istiyordu. Ama içten içe onun yanında daha fazla kalmak istemesi canını da sıkıyordu.

Dazai onu binanın en tepesine çatı katına çıkartmıştı. Restoranın manzarası buradaki manzaraya kıyasla solda sıfır kalırdı. Burası mükemmeldi.

Her yer camla kaplıydı çatı bile, ve yıldızlar bugüne özelmiş gibi daha fazla ve parlaktı. Dolunay yine kendini göstermiş bütün zerafetiyle gökteki yerinde bütün Yokohama'yı izliyordu sanki.

Chuuya etrafında dönerek bütün odayı süzdü, çok güzeldi. Yıldızlar üstlerinde, dolunay tepede, renkli ışıkları ile Yokohama ayaklarının altında... Nefes kesiciydi.

"Burası çok güzel."

Dazai yavaşça manzaraya dibi düşen kızıla yaklaştı sözlerine karşılık verirken.

"Demi.. Gerçekten de çok güzel senin güzelliğinin yanında sönük kalsa da."

Chuuya duyduğu iltifatla kızardı. Böyle sözleri duymak ona tuhaf gelmişti. Daha demin aşağıda onu feci şekilde reddetmişti. Dazai hala vazgeçmemiş miydi? Neden bu kadar uğraşıyordu ki? O böyle biri değildi özellikle kendisine karşı.

Dazai kızaran kızıla bakıp gülümsedi sonra yavaşça yanına yaklaştı. Tam arkasında durunca kızıl saçlara baktı, rengini her zaman çok güzel bulmuştu. Bu zamana kadar kızıl saç görmüştü bir çok kez ama Chuuya'nın kızılları bambaşkaydı.

Soukoku Ile Smutlar JsjsjssjsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin