upuzun olmş aq
-
İzuku, sabahın erken saatlerinde pencereye vuran gün ışığı ile uyandı. Başında anlam veremediği bir ağrı vardı. Çatlıyormuşcasına sızlıyordu.
Yavaşça gözlerini aralamaya çalıştı.
Uyku sersemliği ile odanın tavanını inceledi.Kendi odasında olmadığını anlaması uzun sürmemişti. Büyük, gösterişli, kristal avize bunu anlamanın en kolay yoluydu.
Biraz ayılmaya çalışırken yattığı yerden yavaşça doğrulmaya çalıştı. Elini farkında olmadan alnına götürdü ve ağzından sessizce bir küfür kaçırdı.
Migren, başını çiğneyerek parçalarcasına bir acıya neden oluyordu.
İzuku avuçlarına bakmaya başladı. Yer yer yara bandları, bazı yerlerde ise ince sargı bezleri ile özenlice sarılmışlardı.
Yutkunduğu sırada dudağındaki acıya da tanık olmuştu. Parmaklarıyla kontrol ederken alt dudağında yine bir yara bandı hissetti. Patlamış olabileceğini düşündü, ama nasıl?
Üzerinden attığı uykunun ardından kıyafetlerine ve tenine oldukça sinmiş birtakım kokulara dikkat etti.
Şampuan, belki neredeyse belli olmayan batikonun kokusu ve....karamel?
Hissettiği acı devam ederken yattığı yatağa doğru göz gezdirdi.
Sarı saçları fark ettiği sırada sessiz ve hissedilmeyecek hareketlerle yatakta uyuyan kişiye doğru ilerledi.
Üzerlerindeki battaniyeden yavaşça kurtulduğu sırada Katsuki'yi gördü.
Anlam veremediği bakışlarla ve hissettiği ağrılarıyla ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ancak dün geceye dair neredeyse hiçbir şey hatırlamıyordu.
Fazla erken olmasa da, İzuku'nun sebep olduğu, minik çarşaf hışırtıları Katsuki'nin uyanmasına yeterliydi.
Kırmızı gözlerini açtı ve İzuku'nun endişeli ve hissettiği acıyı belli eden yüzüne baktı.
Yatakta doğrulduktan sonra tekrar yüzünü İzuku'ya çevirdi. "Günaydın." diyerek başlamıştı.
Ne olup bittiğinden bi haber olduğunu sadece bakışlarıyla bile ele veriyordu. "Kacchan..g-günaydın."
"Sanki soracaklarının hangisiyle başlayacağına karar veremiyor gibi gözüküyorsun." dedi. Bu tamamen doğru tahminin üzerine ufak bir tebessüm ekledi.
" Güzel tahmin, Kacchan." diyerek cümleye devam etti. "Ancak sormam gerekiyor yoksa migren beni öldürecek."
"Dün de aynısını söylediğine yemin edebilirim. Ama...migren için değildi."
"Kacchan, hiçbir şey anlayamıyorum. Neden seninle bilmediğim bir odada, dayanılmaz bir ağrı ve yaralarla uyandım?"
Katsuki gözlerini bu komik gözüken cümleye karşı sakince kapadı. Sırtını yatağın başlığına yasladı.
İzuku, Katsuki'nin ağzının kenarında, nedenini anlamadığı bir sıyrığın yerine, bıraktığı hafif tebessüme baktı.
"Sanırım benim odamda, benim yatağımda, üzerinde benim giysilerim ve sardığım yaralarla..
Ancak daha önemlisi benim bıraktığım izler ve kokuya uyanmak sanırım seni memnun etmedi."
"Daha açık olur musun lütfen, ayrıca neden ağrı kesici vermeyi akıl edemedin ki?"
"Üzgünüm aptal ancak, farklı çeşitlerde içkiyi midesinde karıştırıp kusana kadar içmiş birinin vücuduna güvenipte ilaç veremezsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Shot - Katsudeku
Teen FictionQuirksiz AU "Varlığın içimi kıpır kıpır hissettiriyor ve uçuşan kelebeklerimi nasıl indireceğimi bilemiyorum. muhtemelen en kaba ama samimi ship kitabı