Sarılmamızın ardından kahve yapmak için mutfağa yöneldim ama fotoğraflar yüzünden şortum aklımdan çıkmıştı.Geldiğinden beri beklediğim cümleyi kurdu.
''Birdaha bu kadar kısa giyme Elis.'' dedi,bu cümleyi duymaya hazırdım.Ona doğru dönüp gülümsedim.İtiraz edersem neler olacağını görmekten korkuyordum,yoksa tabi ki gülecek bir şey yoktu.
Kahveleri aldıktan sonra yanına oturduğum anda telefonum çalmaya başladı.
''Annem kişisi arıyor.''
Şaşırarak telefonu açıp kulağıma götürdüm.
''Efendim anne?''
''Kızım nasılsın arayamadım 2 haftadır meşguldüm baya.''
''İyiyim anne sen nasılsın?''
''İyi değilim çünkü seni çok özlüyorum Elis.''
''Bende seni çok özlüyorum.''
Kısa tutmak için uğraş veriyordum ama dediği şeylerle şaşkınlığım artmış sadece susuyordum.
Kapattığımız zaman Uras'a çaktırmamaya çalıştım.
''Neler yaptın anlat.''
''Bir şey yapmadım,normalde sabah erkenden gelecektim yanına ama akşam olmasını beklemek daha mantıklı geldi.'' dedikten sonra yüzüme doğru dönüp sırıttı.
Utanarak gözlerimi çevirdim.
''Demek öyle.''
''Sen neden kahve yaptın ki,patates kızartması yapsaydık?.''Konuşması gerçekten patates kızartmasından bahsediyor gibi durmuyordu.Bir kaç saniye anlamayarak Uras'a baktım ama sonra bir anda ne demek istediğini anladım.
Bahsettiği şey patates kızartması değildi çünkü yaramaz çocuklar gibi söylüyordu.O gece evine gittiğimde patates kızartması yapabiliriz dedikten sonra dudağımdan öpmüştü.Bu yüzden de patates kızartmasını artık hep başka yere çekeceği belliydi.
Anladığımı anladığında gülümsemesi büyüdü.
''Utandın mı?''
''Utanmadım.''
''Eminim öyledir,kıpkırmızı oldun Elis.''
Telefonunu cebinden çıkarttı ve Kahraman Deniz-Böyle Sever şarkısını açıp önümüzdeki masaya koydu.Şarkıya öyle güzel eşlik ediyordu ki,hiç bitmemesi için dilekler diledim.
Kahvesinden bir yudum alıp ayağa kalktı,arkama geçip örgülü saçımı açmaya başladı.
''Ne yapıyorsun Uraaassss?''
''Dur bir saniye saçına güzel modeller yapacağım.''
İkimizde gülüyorduk,ne o kuafördü ne de ben saçımı yaptırmaya gelmiştim.
Bırakması için ısrar etsemde bir türlü saçlarımı bırakmadı.Pes ederek başımı eğdim ama şuan sadece saçımla ilgileniyordu.Ünlü ve harika bir kuaförmüşçesine saçlarıma modeller yapıyor sonra görebileceği kadar önüme gelip yüzüme bakıyordu.''Vuu çok güzel oldu.'' gibi cümleler kurduktan sonra da farklı modele geçip onu deniyordu ama görmediğim için ne yaptığını bilmiyordum.
''Lüütfeen bıraak ya.'' derken gülüyordum çünkü saçımla oynaması çok hoşuma gitmişti.
En son saçımı ördüğünü anladığımda rahatça arkama yaslandım.O sırada şarkı devam ederken şarkıyı söylemeyi bırakmıştı ama bir anda gelen nakaratla tekrar eşlik etmeye başladı.
''İnsan insanı böyle sever mi?''
''Sana soruyorum Elis,insan insanı böyle sever mi?''
''Sever Uras sever.''
Saçlarımı örüp tokamı istedi,saçıma bağlayacağını düşündüğüm tokayı bileğine takıp yanıma oturdu.Artık annemle ilgili konuşmamın zamanı olduğunu düşünerek konuyu açtım.
''Annem iyi değilmiş.'' yutkunarak kurduğum cümleden sonra ciddileşerek ''Neyi var?'' diye sordu.
''Yanına uzun zamandır gitmiyorum biliyorsun,beni çok özlediğini söyledi.Okulda uzun zaman önce tatile girdiği için gelirim diye düşünüp beklemiş ama gitmediğim için çok kırılmış,bir an önce yanına gitmemi ve benimle vakit geçirmek istediğini söyledi.''
Bir süre sessiz kaldıktan sonra konuşmak için ağzını açtı ama geri kapattı.Gitmemi istemiyor gibiydi ama gitmek zorundaydım.
''Ne kadar kalırsın orda peki?''
''Bilemiyorum ki.''
''Ne demek bilemiyorum Elis? Ne zaman gideceksin?''
''Bileti zaten annem ayarlamış bu gece 2:40 gibi uçakta olmam gerekiyor.''
''Neden bu kadar geç haber verdi ki?''
''Çünkü beni dün gece aradı yorgun olduğum için cevap veremedim,o yüzden şimdiye kaldı.''
''Tamam.'' dedi yüzü düşmüştü,en az onun kadar bende üzülüyordum ama sonsuza kadar ayrılmıyorduk.Ona benimle gelmesi için teklifte bulunmayı çok istiyordum ama gelemeyeceğini biliyordum.İçimden geçirdiğimi duymuş gibi direkt açıklama yaptı.
''Bizimkiler her yaz benim evimde tatil yapmaya gelmiyor olsaydı,benden kurtuluşun yoktu biliyorsun değil mi?''
''Biliyorum,şimdi de kurtulmuş gibi hissetmiyorum ki.''
Beni duyduğunu çok sanmıyordum çünkü sadece aklından geçenleri söyleyip duruyordu.Derin bir nefes alıp verdi.
''Orada giyeceklerini hazırladın mı?''
''Birazını koydum ama daha tam değil.''
''Gel o zaman beraber hazırlayalım.''
''Olur tamam.'' dedikten sonra odama geçtik,valize sadece şortlarımı ve elbiselerimi koyduğum için korkudan ölüyordum.''Valizini açabilir miyim?'' diye sorduğunda korkarak gözlerimi kapattım ve ''Hıhı.'' dedim.
''Cidden hissettim Elis.Bunların buradan çıkacağını biliyordum.''
Beni gerçekten çok iyi tanıyordu demiştim,kaşlarını çatarak koyduğum eşyaları çıkartıp yerine açık olmayan kıyafetlerimi doldurup valizimi kapatacağı sırada ön kısmında duran bakım ürünlerimin içinde kendi parfümünü farkettiğini anlamıştım.
Çatık kaşları yerini masum ve şirin mi şirin bir yüz ifadesi aldıktan sonra valizi kapatıp oturduğum yatağımın yanına geldi.Gülerek yanağımı öptü ve ''Seni çok özleyeceğim.'' dedi.
''Bende seni çok özleyeceğim.'' dedim ve utanarak olduğumuz yerden salona kaçtım.
Bir kahve daha içtikten sonra artık gitme zamanım gelmişti.
''Uras saat 1 buçuğa geliyor artık gidelim mi?''
''Tamam.'' dedikten sonra valizimi almak için odama giderken kolumdan tuttu ve saçmalama der gibi bakarak valizi almaya gitti.
Son olarak da taksiyi aradıktan sonra beklemeye başlamıştık,o sırada ''Gel'' dedi ve kokumu içine çekerek,sanki birdaha görüşemeyecekmişiz gibi sımsıkı sarıldı.
''Hep yanında olduğumu unutma Elis.'' diyerek kulağıma fısıldadı.
''Sende unutma,bende hep senin yanındayım.''