Kirlenen Duygular

3.Bölüm:CEVABINI ARAYAN SORULAR

  
  "Gizem abime mektup mu yazdın sen?." Ceyda'nın yanına gittim. "Yok  kızım ben niye İbrahim'e mektup yazayım.?"
  Ceyda kahkaha attı. "Gerizekalı az önce sen abimin sevgilisi ile bu yüzden tartışmadın mı?." Bir dakika mektup bizim İbrahim'e mi gitti. "Kızım mektubu biz İbrahim'e yazmadık ki Halil'e yazdık." Avuç içini alnına vurdu. "Tamam Halil de benim abim."
O sırada Yankı konuşmaya başladı. "Halil senin abin mi ayarlasana bana onu." Ben olayı çözmüştüm. Bizim yazdığımız mektup Halil'e gitti ama Halil üstüne alınmayıp mektubu Ceyda'nın abisi Halil İbrahim'e verdi. "Ceyda mektup senin abine değildi Halil diye birisineydi, sanırım mektup yanlış Halil'e gitmiş." Ceyda 'anladım' gibi başını salladı ve sınıftan çıktı. Yankı hala soran gözlerle bakıyordu bana, ben ise ona anlatmayacağım biraz düşünsün salak.

   Sınıftan çıktım ve bahçeye indim, Yankı sınıfta kalıp düşünmeye devam edecekmiş gerizekalı. Yavaş adımlarla kantinin önündeki banka ilerledim Tam oturacakken banka oturan Atlas ile birlikte yan banka ilerledim ve oraya oturdum. "Ne oldu Gizem sevgilin Halil kıskanır diye mi yanıma oturmuyorsun?" Bu nereden duymuş ya. "Hayır canım popüler biri olarak senin gibi seviyesiz bir insanla muhattap olmam uygun bulunmaz." Ayağa kalktım ve kantine doğru ilerledim 3-4 kişinin olduğu sıra beni görünce dağıldı, işte bunu sevmiyorum bizi öcü gibi görenler var ahh hadi ama popülerim diye sizi dövecek değilim ya. "Abi bana bir elmalı soda verir misin?." Dolaptan aldığı sodanın kapağını açtı ve bana uzattı. "Afiyet olsun Gizem." Elimi arka cebime attım ve cebimden çıkardığım 10 lirayı Emir abiye uzattım, Emir abi dediğimde bakmayın 23 yaşlarında kaslı oldukça yakışıklı biri. "Bu sefer ki benden olsun Gizem." Elimdeki parayı uzattım "Olmaz Emir abi al." Kaşlarını çattı ve sinirli, sinirli baktı bana. "Kes sesini küçük hanım benden dediysem benden." Kafamı salladım arkamı döndüm ve okul binasının oradaki demirlere oturdum. Bu demirleri kim yaptırdıysa okula iyi yapmış valla, bak ben hep oturuyorum iyi iş görüyor yani.
 
    Bir süre orada oturduktan sonra, kantinin yanındaki ağacın altında oturan Nida'nın yanına gittim. "Kanka sen neden tek başına oturuyorsun." Sırtını ağaca verdi ve başıyla gökyüzünü işaret etti. "Bende katılabilir miyim?" Bana yer açtı, hemen yanında oturdum. "Halil'e mektup yazmışsınız ortalık baya karışmış." Gökyüzüne bakarak sorduğu soruyu bende gökyüzüne bakarak cevapladım. "Hani Yankı'nın aşık olduğu çocuk var ya, Yankı ona mektup yazdı ama ismini yazmadı sonra yan sınıftaki Elif'e mektubu verdik git Halil'e ver dedik oda gidip verdi ama mektup yanlış Halil'e gitti, hani Ceyda'nın abisi Halil'e sonra onun sevgilisi Şeyma sınıfı bastı bende ona gereken cevabı verip gönderdim." Nida bana döndü. "Kanka siz manyak mısınız? Başınıza bela alacaksınız benden demesi." Bende ona döndüm. "Valla doğru söylüyorsun kanka ama işte bizim Yankı  yaptı yine yapacağını."

   Biraz daha gökyüzünü izledikten sonra birlikte sınıfa çıktık, sınıfın kapısının önüne geldiğimizde kapının önünde Pars ile karşılaştık. "Gizem biraz konuşabilir miyiz?." Kafamı 'evet' der gibi salladım. "Nida sen gir sınıfa ben gelirim birazdan, haa bide şu Yankı'ya anlat herşeyi ben anlatmadım meraktan ölür şimdi." Kafasını salladı ve sınıfa girdi. "Bahçeye inelim mi?." "Olur, inelim."

    Birlikte merdivenlerden indik ve kantinin yanındaki banklardan birine oturduk. "Seni dinliyorum Pars." Ona döndüm ve gözlerinin içine baktım, koyu yeşil gözlerinde değişik bir duygu vardı, anlamlandıramadığım bir duygu. "Gizem sana birşey soracağım." Kafamı salladım. "Sen Halil İbrahim'e aşık mısın?," Bu soruyu beklemiyordum. "Hayır Halil İbrahim benim abim gibi, neden sordun?." Elini sarı saçlarına daldırdı ve karıştırdı. "Şey...ımm  mektup yazmışsın ona yani ben o yüzden sordum." Ahh tabi ya herkes bunu merak ediyor zaten. "Bak Pars sana anlatayım herşeyi, mektubu yazan ben değilim Yankı yazdı zaten mektup Halil İbrahim'e değildi, mektup Halil diye birisineydi ama mektup yanlış Halil'e gitti ve ortalık karıştı."