Yazım hataları için çooook özür dilerim. Umarım beğenirsiniz.
Öpüldünüz......Orada oturduk öylece dakikalarca, doğru düzgün derslere de girmediğim için zaten yok yazılmıştım o yüzden kalkıp sınıfa gitmekte gelmiyordu içimden, o sırada önümüzdeki basketbol sahasında basketbol oynayan Atlas takıldı gözüme, hızlı hareketlerle potaya varıp basket atıyordu. Yan taraftaki kızlar ise hayran hayran ona bakıyordu. Atlas yine basket attı ve gözlerimiz kesişti kara gözleriyle, gözleri duygusuz bakıyordu boş boş gerçi ben duygulu baktığına şahit olmadım hiç ama.
En sonunda maç bitti ve Atlas yanımıza geldi. "Gizem gelsene seninle birşey konuşacağım." İçimden gitmek gelmiyordu ama yine de kalktım, birlikte ilerdeki ağacın yanına gittik. "Gizem sana birşey soracağım ama yanlış anlama." 'Tamam' der gibi başımı salladım. "Sen sürtük müsün?." Duyduğum şey ile kan beynime sıçradı ve yanağına sert bir tokat geçirdim. "Sen benimle nasıl böyle konuşursun ya, sen beni ne kadar tanıyorsun da hakkımda böyle birşey söylüyorsun." Kafasını bana çevirdi. "Ne düşünmemi bekliyorsun kızım Halil'e mektup yazıp Pars ile geziyorsun sonra da basket oynarken beni kesiyorsun." Kendimi sakin tutmaya çalıştım. "Bak gerizekalı mektubu ben yazmadım benim üstüme kaldı bu bir, Pars ile aramdaki şey seni uzaktan yakından ilgilendirmez bu iki, sen kimsin de ben seni keseyim, sen kendini ne zannediyorsun bu da üç." Yumruk yaptığı elini ağaca vurdu ve çekip gitti. Ben de Pars'ın yanına gittim Pars 'ne oldu' der gibi suratıma bakıyordu. "Pars ben izin alıp okuldan erken çıkacağım." Pars kafasını salladı.
Hızlıca okul binasına yürüdüm merdivenleri çıktım ve sınıfa girdim. Sınıfa girdiğim gibi tüm gözler beni buldu hızlıca sırama geçip çantamı aldım, ardımda sorulan soruları ve hocanın beni sınıfa geri dönmem konusunda uyarmasına kulak asmadan çıktım sınıftan.
Müdür yardımcısına gittim. Rahatsız olduğumu ve bir an önce eve gitmem gerektiğini söyledim ikilemde kaldı ama ısrarcı bakışlarıma dayanamayıp verdi izni. Okuldan çıktım ve ara sokaklardan eve gittim yolda ufak bir köpek sorunu yaşadım ama hallettim.
Apartmanın önüne gelince anahtarımı çıkardım ve kapıyı açtım yavaş yavaş merdivenleri çıktım 3. Kata varınca bizim evin kapısını çaldım ve beklemeye başladım, hep böyle yapardım anahtarım olduğu halde zile basardım, maksat gıcıklık olsun değil mi.
Birkaç saniye sonra kapı açıldı ve kapı da bana hayretle bakan annem gözüktü. "Gizem sen bu saatte ne geziyon evde, okuldan mı kaçtın?." Ayakkabılarımı çıkardım ve ayakkabılıktaki yerine koydum."Hastaydım anne izin aldım geldim." Sırtımdaki çantayı çıkarıp odama bıraktım, üstümdeki ceketi çıkarıp askıya astım. "Ee kızım sabah deseydin bana, gitmezdin boştan yere okula." Omuz silktim "Anne beni akşam yemeğine falan kaldırma, ben uyuyacağım." Annem tam itiraz edecekken onu susturdum. "Anne yorgunum sen de yorma ne olursun." Annem pes edip odadan çıktı ben de kapıyı kapattım.Üstümüme pijama takımımı giydim perdemi çektim ve yatağıma uzandım üzerime battaniyemi çektim ve ağlamaya başladım. O kadar zoruma gitti ki o sözler o kadar ağır geldi ki size anlatamam.
Uyandığımda odam oldukça karanlıktı, perdeyi açtım ve dışarı baktım akşam olmuştu. Odamdan çıktım ve oturma odasına baktım kimse yoktu, herkes uyumuş saate baktım 03.27 vayy be amma uyumuşum. Banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım aynaya baktım gözlerim şişmişti ve gözlerim kırmızıydı. Banyodan çıktım ve mutfağa ilerledim, çubuk krakerlerden bir tane aldım ve geri odama girdim odamdaki televizyonu açtım,yatağıma uzandım. Yabancı bir film buldum ve izlemeye başladım. Yaklaşık 2 saat sonra film bitti. Televizyonu kapattım ve tekrar yattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirlenen Duygular
ChickLitKırılmaktan yorulmuş bir kız ve kırmaya doyamayan bir adam Genç kızın aşkı yetecek mi?yoksa tükenecek mi?