6.Bölüm:MAVİŞ

38 4 0
                                    

  Arkadaşlar bölümü geç attığım için özür dilerim, derslerim ile ilgilenmem gerekti, tercih yaptım bu yüzden bir türlü yayınlayamadım. Yazım hataları için çok özür dilerim...

Yankı ile servisten indik ve okul kapısına doğru yürümeye başladık. Okul kapısından içeri girdik, yavaş adımlarla 10. sınıfların binasına doğru ilerledik, merdivenlerden çıktık sınıfa girecekken biri kolumdan tuttu. Arkamı döndüğümde Pars'ı gördüm. "Gizem tenefüste biraz konuşabilir miyiz?." Kafamı salladım ve sınıfa girip yerime oturdum.

    Ön sırada oturan Nida arkasını döndü. "Kanka sen makyaj mı yaptın?" Ben daha ağzımı açamadan Yankı lafa atladı. "Nida ben Gizem'de kaldım dün, gitmişken bir çeki düzen verdim Gizem'e." Nida bana bakıp sessizce 'Allah yardım etsin' dedi bende 'sağol' dedim.

    Matematik hocası filiz hoca sınıfa girdi yoklamayı aldı ve sıraların arasında dolaşmaya başladı, o sırada göz göze geldik. Filiz hoca baş parmağı ile beni gösterip sen dedi, Hoca'nın bu haraketiyle tedirgin olmuştum doğrusu, yavaşça ayağa kalktım. "Efendim hocam." Hoca biraz bana yaklaştı. "Kızım Gizem, 10-E sınıfından Atlas Kaplan'ı alıp doğru fotokopi odasına gidiyorsun. Atlas'ta birkaç fotokopi var onlardan tüm okula yetecek kadar çekin."
  
     Ayağa kalktım, kapıya ilerledim kapıdan çıkmadan önce hüzünlü bir bakış attım sınıfa ve sınıftan çıktım koridorun başındaki sınıfa pat diye girdim. "Atlas gelsene işimiz var." Hoca dahil tüm sınıf bana değişik bakışlar atıyordu. "Kızım ben neyim? hoca önce benden izin alacaksın." Hoca'nın çıkışı ile dalga geçer bir ses tonuyla. "Hocam Atlas benim ile gelebilir mi acaba? Filiz hoca dedi." Hoca kafası ile onay verdi.

     Atlas'ı beklemeden sınıftan çıktım ve koridorun duvarına yaslandım. Atlas sınıftan çıktı kapıyı kapattı ve yanıma geldi. "Hasretimle öleceksin birgün Gizem, ama ne zaman? inan bilmiyorum." Atlas'a bakmadan. "Atlas şimdi sende bir fotokopi var imiş." Atlas cebinden çıkardı fotokopiyi. "Biz bundan tüm okula yetecek kadar çoğaltacakmışız." Atlas kafasını salladı ve üst kat merdivenlerine yürüdü, bende peşinden gittim. Üst kata çıktık ve fotokopi odasına girdik.

     Atlas elindeki fotokopiyi makinaya yerleştirirken ben de kaç tane fotokopi çekeceğimizi makinaya yazdım ve başlatma tuşuna bastım. "Kızım 2300 tane fotokopi sabaha kadar anca biter ya." Atlas'a tip tip baktım. "Atlas neden söyleniyorsun?" Atlas bana doğru geldi. "Sanane kızım ister söylenir ister isyan ederim sanane." Ona doğru yaklaştım. "Senin borazan gibi sesine maruz kalıyorum Atlas, bence bu beni ve iğrenç sesin yüzünden isyanın eşiğinde olan kulağımı fazlasıyla ilgilendirir." Atlas böyle bir cevap beklemiyor olacak ki biraz bozuldu ardından konuştu. "Bülbül gibi sesim var kızım." Atlas'a döndüm. "Zevksiz olana bülbül, zevki sahibi olana borazan." Atlas bana pis pis baktı. "Sanki senin sesin muhteşem." Atlas'a döndüm. "Kıskananlar beğenmiyor genelde." Atlas benle başa çıkamayacağını anlamış olacak ki köşede duran koltuğa oturdu, ben de o sırada cebimden telefonumu ve kulaklığımı çıkardım bir şarkı açtım, camın önündeki sandalyeye oturdum.

    Dışarıda koşturan öğrencilere bakarken kolumdan dürtülünce irkildim, kulaklığımı çıkarıp arkamı döndüm arkamı döndüm. "Ne var Atlas." Atlas eli ile fotokopi makinasını gösterdi. "Kızım kağıt bitti ve daha 2120 tane daha fotokopi çekilecek." Telefonumu ve kulaklığımı cebime koydum, ayağa kalktım. "Sen dur burada ben getireyim bir paket." Atlas kolumu tuttu. "1 tane yetmez daha 2000 küsür fotokopi çekilecek, 5-6 paket lazım." Kafamı salladım birlikte bodrum kata indik 3 paket Atlas, 3 paket ben aldım. Yavaş adımlarla merdivenleri çıktık elimizdeki kağıtları bir kenara koyduk bir paketi açıp makineye yerleştirdik. Camın önündeki sandalyeye oturacaktım ki Atlas'ın sesi ile durdum. "Gizem telefonum sınıfta kaldı birlikte dinlesek şarkıyı." Kafamı salladım köşede duran koltuğa oturduk kulaklığın birini onun kulağına diğerini kendi kulağıma taktım, telefonu Atlas'a verdim. "İstediğin şarkıyı açabilirsin sınırsız internetim var."

    Atlas hala istediği şarkıyı arıyordu ben ise dışarı bakıyordum birden kulağıma dolan ses ile irkildim ve şarkıya kulak verdim.
"Kendimi arıyorken, olmaktan korktuğum yerdeyim sendeyim, al beni ne yaparsan yap" diyordu şarkı, daha önce hiç dinlememiştim bu şarkıyı ama söyleyeni tanıyordum, Feridun Düzağaç. Atlas ard arda daha önce hiç dinlemediğim ama hayran kaldığım şarkılar açtı ben ise iyice mayışmıştım, kafam Atlas'ın omzuna düştü, daha fazla uykuya direnemedim ve gözlerimi yumdum. "Gizem uyan hadi bitti işimiz." Atlas'ın sesi ile gözlerimi açtım ve karşımda dikilmiş bana bakan Atlas'la göz göze geldim. "Niye uyandırmadın." Atlas gülümsedi. "Gizemi kaç kere kağıt bitti yerleştirdim uyanmadın, baya derin uyudun, sanırım yoruldun." Kafamı salladım ve ayağa kalktım.

    Atlas ile fotokopilerini bir kısmını aldık ve 9.sınıfların binasına doğru yürümeye başladık, sınıflara girip tek tek dağıttık. Tekrar fotokopi odasına girdik, alabildiğimiz kadar fotokopi aldık, bu sefer 12. Sınıfların binasına girdik. 1.kattaki koridorda aşırı derecede ses vardı, yani sınıflardan birinin dersi boştu.

     İlk sınıfa ben girdim, içeri girdiğimde neredeyse herkes ayaktaydı ben girince herkes yerine geçti. "Elindekiler ne güzelim." Sesin geldiği tarafa döndüğümde fazlasıyla uzun boylu ve yapılı bir çocuk gördüm, pardon ben çocuk mu dedim? Bu bildiğin adam mavi gözleri ile siyah saçları birbirine çok zıttı ama bu zıtlık yakışıklı olmasına mani değildi. "Bunları Filiz Hoca dağıtmamızı istedi zeka sorusu gibi birşey." Çocuk gülümsedi ben de dağotmaya başladım, mavi gözlüye verdim arka sıraya geçecekken kolumdan tuttu. "Sen kaçıncı sınıfsın?." Kolumu ellerinden kurtardım. "10" beni iyice süzdü. "Adın ne?" Sesli bir şekilde nefesimi verdim. "Gizem." Gülümsedi. "Sen sormadın ama ben söyleyeyim benim adım Savaş." Elimdekileri dağıtmaya devam etmek için arka sıralara ilerleyecektim ki yine kolumdan tuttu. "Sen popülerden misin?" Gözlerimi devirdim, ne kadar cevaplamak istemesem de cevapladım. "Evet" yine ilerleyecekken tuttu bu sefer dayanamadım ve bağırdım. "Ya bir rahat bırak ya, şimdiye kadar tüm okula dağıtmıştım kağıtları."

    Atlas sesimi duymuş olacak ki içeri girdi. Hızlı adımlarla yanıma geldi. "Ne oldu Gizem." Atlas'a döndüm. "Birşey yok." Atlas kaşlarını çatıp bana baktı, uzatmayıp doğruyu söyledim. "Ya şu mavi gözlü çocuk beni rahatsız etti biraz." Atlas beni gerisine aldı ve Savaşın olduğu sıranın önüne ilerledi, Savaş ayağa kalktı ve Atlas'ın karşısına dikildi. Uzaktan bakınca Atlas'ın Savaş'tan daha uzun olduğunu gördüm, 'iyi de bu çocuk okulun ilk günü benden 15 santim uzundu birden boy mu attı?' Biraz düşününce o gün giydiğim spor ayakkkabının 10 santime yakın bir topuğa sahip olduğu aklıma geldi ve saçma sapan düşüncelerden  çıkıp kendimi olaya verdim.

    "Sen niye? kızı rahatsız ediyon lan" Atlas'ın ses tonu ürpermeme sebep olurken Savaşın sesi korkmama sebep olmuştu. "Sanane lan, sen kimsin de karışıyorsun?" Atlas bana döndü gülümsedi ve önüne döndü bu hareketine anlam veremezken söylediği sözler ile birden anlam kazandı. "Sevgilisiyim maviş." Çocuk resmen bozguna uğradı bana baktı ve yerine oturdu. Atlas elimdeki fotokopileri aldı ve sınıfa dağıttı.

     Birlikte sınıftan çıktık yere bıraktığımız fotokopilerden biraz aldım ve diğer sınıfa ilerledim kapının kulpuna elimi götürecekken biri elimi tuttu, elimi tutan ellere baktım. "Gizem sen yürü fotokopi odasına ben gerisini hallederim." Ağzımı açıp itiraz edecekken beni susturdu ve elimdeki kağıtları aldı. "Sus Gizem, sadece dediğimi yap." Kafamı salladım binadan çıkıp 10.sınıfların binasına girdim. Merdivenlerden çıktım ve fotokopi odasına girdim. Koltuğa oturdum, birkaç dakika telefonla uğraştıktan sonra yorgun gözlerimi dinlendirmeye karar verdim.

Instagram:ezgi_krkmz68

  

  

Kirlenen DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin